Öz güven ve değerlilik duygusu, aile içinde şekillenir. Bugün evde, annemin daha dün hakkımda dedikodu yaptıklarına dair imada bulunduğu sevmediğim komşusu ziyaretime geldi. Ben zaten onu sevmem. Dün de aynı şeyi deyince iyice sinirlendim. Neyse, bayramınız mübarek olsun dedim. Annem, elini öpsene dedi. Ben kimseyi öpmem, neden öpmemi istiyorsun sanki bilmiyormuş gibi dedim. Yanlarına oturdum. Balkonda ablam, annem ile oturuyoruz. Yolda beslediğim köpek var, annem kızıyor, alışmasın kapıya diye. Yazık, dedim, bu hayatta ne anne, ne baba, ne kardeşleri var. Annem her zaman ki gibi başladı, bu kız deli diye. Ama öyle tatlı bir şekilde değil, yüzünü ekşiterek, iğrenerek. Bir insana 40 defa deli dersen, karşıdaki insanda sorun olduğunu düşünür. Bu tavrından nefret ediyorum, bana karşı art niyetli olduğunu zanneder. dedim ve devam ettim. Bu şekilde sürekli birine kötü yaklaşım göstermek yerine bir sorun varsa açıkça konuşmak daha doğru olmaz mı diye sordum. İnsanlara karşı kötü davranmadım, sadece sıcaklık göstermedim. Beni anlamıyorsun, toplumda nasıl davranılacağını bilmiyorsun gibilerinden laflar etmeye devam etti. Kendime daha da değersiz hissetmeye başladım. Herkesin özel hayatı kendine, lütfen önyargılı olmayalım dedim. Şunu anladım ki, hayatta sevdiklerimden değer görmek çok önemli. Yaptıklarıma rağmen, kimse bana aileden ya da arkadaştan gördüğüm değeri vermedi. Ne yazık ki, sevgisizlik ve değersizlik her geçen gün beni biraz daha öldürüyor.