Yan komşum lanet bir yaratık, resmen dağ ayısından beter. Aileleri dağda doğurmuş, onları mağaradan alıp apartmana salmışlar. Kadın olan mühendis, Allah kahretsin ne ciddi bir yerde çalıştığını sanıyor. Okul okumakla olmuyor işte, ondan böyle! Ortak yaşama, apartman kurallarına bir türlü uymamış bu beyni zerre kadar çalışmayan çift. Kapılarının önüne ayakkabılarını savunmaya almışlar, çöpleri kafalarına göre atarlar. Eve girip çıktıklarında ise deprem mi oluyor anlamadım, duvarı mı yumrukluyorlar, kapıya kafalarını mı vuruyorlar bir türlü çözemedim. Dairelerinde açık kapı bırakmayacak kadar vizyonsuzlar, ev içinde ise adeta at gibi koşar adımlarla dolaşırlar (rahatsızlıkları falan yok, sadece atları örnek almışlar). Sürekli gürültü, 7/24 hareket halindeler. En merak ettiğim şey, evde bu kadar ses çıkararak ne iş yaptıkları. İşten gelip koltuğa uzanırım, onlar ise dolap gibi sürekli çalışma modundalar. Sabahın köründe başlayan sesler gece yarısına kadar sürer, her gün aynı zırvayı yaparak kocası da aynı rezillikte. Kadın topukluyla koridorda yürür, sanki kafayı yemek için yaratılmış. Bir embesil hayal et, kapıyı kapatmadan asansör düğmesine basmak için gidip gelir, sonra tekrar kapıyı kapatıp kilitler. Böyle bir mal olabilir mi diye sorma, evet var ve yanımda yaşıyor. Hayvan diyorum ama benim beslediğim canlılar bile onlardan daha insancıl. Kısacası, herkes apartmanda yaşamamalı. Bu iki türün ne ana babası ne terbiyesi var, ne medeniyetten haberleri var. Üniversite diplomasının bir baltaya sap olmadığının en canlı örneği, insana deli olma sebebi olan primatlar.