Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) ya da eski adıyla Zaire, Orta Afrika'da bir ülkedir. Yüzölçümü bakımından Sahra Altı Afrika'nın en büyük, Afrika'nın (Cezayir'in ardından) ikinci büyük, dünyanın ise 11. büyük ülkesidir. 105 milyonluk nüfusuyla en kalabalık Frankofon ülkedir. Ayrıca Afrika'nın en kalabalık 4. (Nijerya, Etiyopya ve Mısır'ın ardından), dünyanın ise 15. ülkesidir. Kongo Demokratik Cumhuriyeti, kuzeyden saat yönünde ilerlendiğinde Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Uganda, Ruanda, Burundi, Tanzanya, Zambiya, Angola, Kongo Cumhuriyeti ve 40km'lik bir sahil şeridi ile Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Ülkenin başkenti Kinşasa'dır. Büyük ölçüde Kongo Havzası'nda bulunan KDC'nin ilk yerleşimcileri 90.000 yıl önce bölgeye ulaşan avcı-toplayıcı Afrika Pigmeleridir. 3000 yıl önce Bantu halkları havzaya yayıldı. Kongo Krallığı 14 ile 19. yüzyıllar arasında Kongo Nehri'nin denize döküldüğü bölgede hüküm sürdü. Kuzeydoğu, orta ve doğu bölgelerde ise Azande, Luba ve Lunda krallıkları 16 ve 17. yüzyıllardan 19. yüzyıla dek varlığını sürdürdü. Afrika Talanı'nın başlamasından kısa bir süre önce, 1870'li yıllarda Avrupalılar Kongo Havzası'na keşif seferleri düzenlediler. Bu seferlerin ilki Belçika Kralı II. Léopold'ün desteğiyle Henry Morton Stanley tarafından yapıldı. Léopold 1885 Berlin Konferansı'nda Kongo topraklarının tüm haklarını resmen aldı ve Kongo Bağımsız Devleti adıyla kendi özel mülkü ilan etti. Bu dönemde kralın sömürge askerî gücü olan Force Publique (Halk Gücü) yerel halkı kauçuk üretimine zorladı ve 1885'ten 1908'e dek milyonlarca Kongolu hastalık ve sömürü sonucu hayatını kaybetti. 1908'de Leopold sözde bağımsız Kongo'yu Belçika'ya devretti, böylece ülke Belçika Kongosu adını aldı. Kongo, 1960'ta Kongo Cumhuriyeti adıyla Belçika'dan bağımsızlığını kazandı. Aynı yıl yapılan seçimlerle Kongo milliyetçisi Patrice Lumumba ülkenin ilk başbakanı, Joseph Kasa-Vubu ise ilk cumhurbaşkanı oldu. Bağımsızlıktan kısa bir süre sonra yönetimde çıkan anlaşmazlıklar Kongo Krizi'ne yol açtı. Güney Kasai ile Moïse Tshombé yönetimindeki Katanga bölgeleri ülkeden ayrılma girişiminde bulundu. BM ve Batı yönetimlerinin müdahale isteklerini yanıtsız bırakmasının ardından Başbakan Lumumba Sovyetler Birliği dahil tüm ülkelerin yardımına açık olduğunu belirtti. Bunun üzerine ABD ve Belçika, Cumhurbaşkanı Kasa-Vubu'nun 5 Eylül'de başbakanı görevden almasını sağladılar. Lumumba 1961'de Belçika destekli Katangalı askerlerce infaz edildi. 1965'te sonraları kendini Mobutu Sese Seko olarak isimlendirecek olan genelkurmay başkanı Joseph-Désiré Mobutu bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Diktatör Mobutu 1971'de ülkenin ismini Zaire olarak değiştirdi ve ülkeyi kendi partisi Devrimci Halk Hareketi'nin yönetimde olduğu bir tek parti devletine dönüştürdü. Mobutu yönetimi Soğuk Savaş'taki antikomünist tutumu nedeniyle Birleşik Devletler'den kayda değer bir destek gördü. 1990'lı yılların başlarında yönetim çözülmeye başladı. 1994 yılındaki Ruanda Soykırımı ve Kongo'da yaşayan Tutsi kabilesine mensup Banyamulenge halkının vatandaşlık haklarının ellerinden alınması nedeniyle doğu bölgelerde yaşanan istikrarsızlık 1996'da Tutsi FPR yönetimindeki Ruanda'nın ülkeyi işgaline yol açtı. Bu olayla Birinci Kongo Savaşı başladı. Güney Kivu bölgesinden isyancı bir komutan olan Laurent-Désiré Kabila 1997'de Mobutu'nun Fas'a kaçmasıyla cumhurbaşkanı oldu ve ülkenin ismini Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne çevirdi. Kabila'nın ülkedeki Ruanda ve Tutsi varlığıyla yaşadığı gerilim 1998'de İkinci Kongo Savaşı'nın çıkmasına neden oldu. Dokuz Afrika ülkesinin katıldığı savaş 2003'te sona erene kadar 5,4 milyon insanın ölümüne yol açtı. 2001'de Cumhurbaşkanı Kabila korumalarından biri tarafından suikaste uğrayarak öldü, ardından koltuk oğlu Joseph Kabila'ya geçti. Oğul Kabila yönetiminde ülkede gözaltında kaybolmalar, işkence, keyfî hapis cezaları ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması gibi pek çok insan hakkı ihlali yaşandı. 2018 genel seçimlerinde Félix Tshisekedi'nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle ülke tarihindeki ilk barışçıl güç teslimi yapıldı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, doğal kaynaklar bakımından çok zengin bir ülke olmasına karşın siyasi istikrarsızlık, altyapı eksikliği, yolsuzluk ve sömürgecilik nedeniyle çok yoksul bir ülkedir. Başkent Kinşasa dışındaki büyük şehirler Lubumbashi ve Mbuji-Mayi maden şehirleridir. İşlenmemiş madenler DKC'nin en büyük ihracat kalemidir ve 2012'de yarısından fazlası Çin'e gitmiştir. Ülke İnsani Gelişme Endeksi'nde 189 ülke arasında 175. sıradadır. DKC; Birleşmiş Milletler, Bağlantısızlar Hareketi, Afrika Birliği ve COMESA (Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı) üyesidir. 2015'ten bu yana ülkenin doğusundaki Kivu'da süregelen bir savaş nedeniyle 2018 itibarıyla 600 bin Kongolu ülkenin orta ve doğu bölgelerinden kaçarak komşu ülkelere sığınmış, 4,5 milyon insan ise evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Hâlen iki milyon çocuk açlık riski altında yaşamaktadır. Ülke İsmi Kongo Demokratik Cumhuriyeti geçmişinde birçok kez resmi adında değişiklik yaşanmış olup, belli dönemlerde komşu ülke Kongo Cumhuriyeti ile resmi olarak aynı isim kullanılmıştır. Aşağıdaki tabelada Kongo bölgesinin tarihsel isimleri yer almaktadır. 0-14 yaş: %46.38 (erkek 23,757,297/kadın 23,449,057) 15-24 yaş: %19.42 (erkek 9,908,686/kadın 9,856,841) 25-54 yaş: %28.38 (erkek 14,459,453/kadın 14,422,912) 55-64 yaş: %3.36 (erkek 1,647,267/kadın 1,769,429) 65 yaş ve üzeri: %2.47 (erkek 1,085,539/kadın 1,423,782) Şehirde yaşayanların oranı 2022 verilerine göre %46,8 olan ülkede, nüfusun yıllık artış oranı 2022 tahmini verilerine göre %3,14 düzeyindedir. Etnik gruplar Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde tıpkı diğer kolonileştirilmiş ve sömürge konumda olan ülkelerde olduğu gibi yapay etnik gruplar oluşturulmuştur. Ülkede var olan etnik grupların birçoğu modern zaman öncesi kabile mevcudiyetlerine göre oluşturulurken, kimi etnik grupta tıpkı Baluba gibi baştan meydana getirilmiştir. Günümüzde ülkede var olan 200'den fazla etnik grubundan %80'i Bantu etnik grubuna mensup olmaktadır. Bantu etnik grupları içerisinde de Bakongo (%16), Baluba (%18), Mongo (%13) ve Banjaruanda (%10) en önde gelen gruplar konumundadır. Nüfusun geri kalan %20'sinden %18'i Sudan topluluklarından, %2'si Nilotan topluluklarından oluşmaktadır. Ülke genelinde ise 20.000 ila 50.000 arasında Pigme yaşamaktadır. Ülkenin bağımsızlığını ilan ettiği tarihte 100.000 civarında olan ve çoğunluğunu Belçikalıların oluşturduğu Avrupalılar, günümüzde 20.000 dolayında bir nüfus oluşturmaktadır. Belçika'nın ülkenin bağımsızlığını kabul etmeden önce etnik gruplar arasındaki yapay sorunlar ülkenin tarihindeki tüm savaşların ve problemlein ana kaynağı olarak kabul edilmektedir. Dil sağ|küçükresim|upright=1.37|Ulusal dillerin ülkede kullanım yaygınlığı Ülke içerisindeki etnik grup çeşitliğine paralel olarak çok sayıda da dil kullanılmaktadır. Ülke genelinde 214 dolayında yerel dil konuşulmaktadır. Ülkenin eğitimde ve edebiyatta kullanılan resmi dili Belçika'nın kolonisi olmasının etkisiyle Fransızcadır. Ülke genelinde Fransızcanın kullanımı dışında dört adette resmi dil mevcuttur: Kongoca (Kikongo), Lingala, Svahili ve Ciluba (Tshiluba). Bu resmi diller farklı diller konuşan topluluklar arasında lingua franca görevi görür. Fransızcanın dışındaki resmi dillerin dört dil ile sınırlandırılması da Belçika tarafından karara bağlanmıştır. Kongoca, geçmişte Kongo Krallığı'nda da kullanılan bir dil iken günümüzde Angola ve Kongo Cumhuriyeti'nde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ciluba dili sadece Kasai-Occidental ve Kasai-Oriental illerinde konuşulurken, Avrupalılar tarafından iletişim dili olarak kullanılan ve bu sayede yaygınlaştırılan Lingala ülkenin kuzey-kuzeybatı bölgelerinde Bangala topluluğu tarafından kullanılmaktadır. Lingala, özellikle Mobutu diktatörlüğü döneminde ülke içerisinde önem kazanmış, Mobutu ulusa seslenişlerini bu dil vasıtası ile yapmıştır. Afrika kıtasının doğusunda yaygın olarak kullanılan ve çoğu ülkede resmi dil olan Svahili dili, DKC'de de kullanılmaktadır. Özellikle ülkenin doğu kesimlerinde konuşulan dil, Mobutu rejiminin sona erdirilmesi ile birlikte ordunun resmi dili olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kongo kanunlarına göre yayımlanan bir kanun, en geç 60 gün içerisinde diğer resmi dillerde de yayımlanmak zorundadır. Din Ülke genelinde nüfusun %80'i Hristiyan dinine mensuptur. Belçika sömürgesi olduğu dönemlerde yapılan yoğun misyonerlik faaliyetleri neticesinde yerel dinlerden Hristiyan dinine geçen Kongoluların birçoğu da Katolik mezhebine bağlı olarak dinini yaşamaktadır. Ülke nüfusunun %50'si Katolik mezhebinde iken, %20'si Protestan, %10'u ise bağımsız bir Afrika Hristiyanlığı olan Kimbangizmi benimsemektedir. İslamiyet Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yoğun olarak görülen bir din olmayıp, ülke nüfusunun sadece %10'u İslami değerlere uygun yaşantısını sürdürmektedir. Ülke nüfusunun geri kalan %10'luk dilimi ise Senkretizm ve diğer Afrika yerel dinlerine inanmaktadır. Sosyal durum Kongo Demokratik Cumhuriyeti dünyadaki en fakir ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir. 2006 yılında Kongo hükûmetinin yaptığı bir araştırmaya göre nüfusun %76'sı çocuklarını okula gönderme imkanına sahip değilken, %79 yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir. Yine aynı araştırmada nüfusun %81'i evlerde yeterli oda sayısına sahip değilken, %82'si tıbbi bakım olanaklarından faydalanamamaktadır. Ülke içerisinde genel olarak nüfusun %71'i ise açlık sınırının altında yaşamaktadır. Özellikle Équateur (Türkçe: Ekvator) ili ile iç savaştan en çok etkilenen Kivu illerinde yaşayan nüfusun çok büyük bir oranı açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir. Sosyal sistem Ülke genelinde var olan sosyal sistem dünyadaki en kötü sistemler biri olarak görülmektedir. Her ne kadar teorik olarak Belçika kolonisi olduğu dönemden kalan ve örnek alınabilecek bir sosyal güvenlik sistemi mevcut olsa da, pratikte hiçbir işlevi bulunmamaktadır. 1992 yılında hükûmet tarafından alınan karar ile tamamen sonlandırılan sosyal güvenlik sisteminin yanı sıra devlet memurlarına verilen maaşlarda da tümüyle kesintiye gidilmiştir. Her ne kadar Mobutu iktidarının devrilmesinin ardından tekrar devlet personeline maaş ödenmesi yönünde çalışmalar yapılmış olsa da, bu yöndeki çabalar sonuçsuz kalmış, zaman zaman ödenebilen maaşlar memurların geçimi için yeterli düzeyde olmamıştır. Tüm bu gelişmeler neticesinde ülke vatandaşları devlet tarafından yapılması gereken ancak yapılmadığı için aksayan işlerin ilerlemesi adına öğretmenlere, polislere, devlet memurlarına, doktorlara ücret öder bir duruma gelmiştir. Kongo-Fransızcasında la motivation olarak adlandırılan bu uygulama hükûmet tarafından yasaklanmak istense bile, görevliler ve sivil vatandaşlar tarafından yapılması gereken maaş ödemelerinin taahhütlere rağmen zamanında yapılamayacağı inancından dolayı pek kabul görmemiştir. Sağlık Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde tıbbi imkansızlıklar had safhada yaşanmaktadır. Ülkede halkın sağlığını ön planda tutan bir sistem bulunmamaktadır, ülkede az sayıda var olan sağlık merkezleri de yıllar süren iç savaşlar nedeniyle kullanamaz bir hal almıştır. Ülkede doktor başına düşen hasta sayısı 10.000 dolayında olup, bu sayı KDC'ye benzer ülkelerin bazılarından bile 40 kat daha yüksek bir orandadır. 2005 yılında hükûmetin açıkladığı sağlık bütçesi 1 milyon Dolar'ın da altında belirlenmiştir. Ülkedeki sağlık problemlerin en büyük sebeplerinden biri olarak gösterilen temiz su bulamama olarak gösterilmektedir. Kırsal alanlarda halkın sadece %29'u temiz suya ulaşabilirken, şehirlerde bu oran %82 olarak ifade edilmektedir. BM'nin 2011 yılında yaptığı bir araştırmaya göre su kaynakları açısından çok zengin bir ülke olan KDC'de, ülke genelinde 51 milyon kişi temiz su sıkıntısı yaşamaktadır. Ülke genelinde kanalizasyonun yaygın olmaması nedeniyle ishal, yüksek ateşin yanı sıra sıtma, çeçe sineğinin neden olduğu uyku hastalığı ülkede yaygın olarak gözlenmektedir. 2003 verilerine göre KDC'de 1 milyondan fazla yetişkin HIV virüsü taşımaktadır. Bu oran yetişkinlerde ülke nüfusunun %4,2'sine denk gelmekte olup, sayı yüksek olmasına rağmen bu oran diğer tüm Sahraaltı Afrika ülkelerinin ortalamasının altında bulunmaktadır. Eğitim Ülke genelinde okuma yazma bilme oranı %67,2 (2001 verilerine göre Erkekler %80,9, Kadınlar %54,1) ile Mali ve Nijer gibi ülkelerden yüksek bir konumda olmasına rağmen, bu sayılar yıllar geçtikçe yaşanan iç savaşında etkisiyle azalmaktadır. 1995 yılında yapılan bir araştırmaya göre nüfusun %77'si okuma yazma biliyorken, bu oran 6 yıl gibi kısa bir sürede %67 seviyesine gerilemiştir. Her ne kadar ülke genelinde devlet tarafından garanti altına alınan eğitim zorunluluğu bulunsa da, bu eğitimleri yapacak eğitim kurumları yok denecek kadar az konumda olup, var olanlar ise devlet desteğinden yoksun kalmaktadır. 2008 yılında bir araştırmaya göre ülkede 39 öğrenciye bir öğretmen düşmektedir. 1950'li yıllara kadar o dönemki Belçika-Kongo olarak adlandırılan bölgede herhangi bir üniversite bulunmamaktaydı. İlk üniversite 1953 yılında başkent Kinşasa'da kurulan ve Katoliklerin hakimiyetinde olan Lovanium Katolik Üniversitesi olmuştur. 1955 yılında ilk devlet üniversitesi olarak Lubumbashi'de kurulan üniversitenin haricinde üçüncü üniversite ise bu sefer Protestanların hakimiyetinde 1962 yılında Kisangani'de kurulmuştur. Mobutu'nun göreve gelişi ile birlikte 1971 yılında her üç üniversite de üç farklı şehirde kalmak üzere Université Nationale du Zaire adı altında tek çatıda birleştirilmiştir. 1981 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile de bu duruma tekrar bir son verilerek her üç şehirdeki üniversite tekrar ayrı birer üniversite haline getirilmiştir. Siyaset [[Dosya:Félix Tshisekedi - 2019 (cropped).jpg|sol|küçükresim|upright=0.81|Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin 2019'dan beri devlet başkanı olan Felix Tshisekedi]] Kongo anayasasında 2006 yapılan düzenleme ile ülkenin laik, demokratik, yarı başkanlık sistemi ile yönetildiği belirtilmiştir. Ülkenin devlet başkanı genel ve bağımsız seçimler ile her beş yılda bir halk tarafından seçilmekte olup, seçimlere girdiği takdirde peş peşe ikinci bir beş yıllık görev süresine daha sahip olabilmektedir. Devlet başkanı ülkenin başbakanını ve hükûmetini atama yetkisine sahip olup, ülkede Çift meclislilik yapısına uygun olarak üst merci olarak senato ve alt merci olarak ulusal meclis bulunmaktadır. Senatoda yer alan 108 temsilci her beş yılda bir il meclislerinden seçilerek göreve getirilirken, ulusal mecliste görev alacak 500 temsilci ise yine beş yıllık bir süre için halk tarafından seçilmektedir. Ülke, 2006 yılında yapılan seçimler hariç, demokratik ve hukuk devletine uygun bir seçim süreci yaşayamamaktadır. Ülkedeki kuvvetler ayrımı sadece teoride bulunmakta olup, pratikte bağımsız bir yargıdan, medyadan bahsedilememektedir. Yasada var olan kanunlar uygulanmamakta, düzenlemeler kişilerin konumuna göre yapılmaktadır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti 2012 Demokrasi İndeksi verilerin göre 167 ülke içerisinde 159. sırada yer almakta olup, otoriter rejime sahip ülkelerden biri olarak sınıflandırılmaktadır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti yönetimi ülkenin egemenliğini doğu bölgelerinde buradan yaşanan ayrılıkçı hareketler ve savaşlar nedeniyle gösterememektedir. Her ne kadar ayrılıkçı gruplar ülkenin meşruiyetini sorgulamasa da, ayrılıkçı taleplerde bulunmasa da ülkenin her bölgesinde devlet gücünü gösteremediği için Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başarısız Ülke sınıfında değerlendirilmektedir. 2006 seçimleri 30 Temmuz 2006 tarihinde yapılan ve birçok adayın yarıştığı seçimlerin ilk turunda Joseph Kabila %44,8, Jean-Pierre Bemba %20,0 ve Antoine Gizenga %13,1 oy oranı alarak ilk üçe girmiş, hiçbir aday yeterli çoğunluğa ulaşamadığı için en çok oyu alan iki aday ikinci seçim turuna katılmışlardır. 29 Ekim 2006 tarihinde yapılan ikinci tur seçimleri neticesinde oyların %58,05'ini alan Kabile devlet başkanı olarak seçilmiştir. Bu seçimler ülke tarihinin en şiddetten uzak, demokrasinin büyük çoğunlukla uygulandığı seçim olarak ifade edilmektedir. 2011 seçimleri 27 Kasım 2011 tarihinde yapılan yeni seçimler bir önceki seçime göre şiddetin ön plana çıktığı, çatışmaların yaşandığı bir seçim dönemi olmuştur. Bu çatışmaların ana sebebi Kabila'nın seçimler öncesi kendisi lehine olabilecek ve muhalefetin de şiddetle karşı çıktığı bir yasa değişikliği ile seçimlerde ikinci tura gerek kalmadan, ilk turda oy çoğunluğu sağlayan adayın devlet başkanlığına seçilecek olmasını sağlayan hükmü onaylaması olmuştur. Şiddetin gölgesinde yapılan 2011 seçimlerde oyların %48,95'ini alan Kabila, rakibi Étienne Tshisekedi'nin %32,33'te kalması ile ikinci bir beş yıllık süre için devlet başkanlığı makamına oturmuştur. 2018 seçimleri Bir süredir ertelenen genel seçimler nihayet 30 Aralık 2018'de yapıldı ve bu, Félix Tshisekedi için sürpriz bir zaferle sonuçlandı. Ancak bir muhalefet adayı Martin Fayulu tarafından hile ile suçlandı. DRC Anayasa Mahkemesi, Fayulu'nun sonuca itirazını reddederek Tshisekedi'yi kazanan olarak onayladı. Joseph Kabila Ocak 2019'da istifa etti ve Tshisekedi 24 Ocak'ta DRC'nin 5. Başkanı olarak göreve başladı. Bu, 1960'ta bağımsızlığını kazandığından beri ülkede ilk demokratik iktidar geçişiydi. İnsan hakları Kongo Demokratik Cumhuriyeti insan haklarına önem vermeyen ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle çatışmaların yaşandığı doğu bölgelerinde insan hakları ihlalleri çatışan taraflar tarafından daha sık uygulanabilmektedir. Özellikle tecavüz vakaları KDC'de savaş silahı olarak çok yüksek oranda kullanılmaktadır. Ülkede yapılan bir araştırmaya göre kadınların %39'u, erkeklerin ise %24'ü hayatlarında en az bir kez tecavüz vakası ile karşı karşıya kaldığı belirlenmiştir. Bölgeden 2010 yılında Luvungi'de yaşandığı gibi sık olarak toplu tecavüz olayları bildirilmektedir. Uluslararası organizasyon üyelikleri Kongo Demokratik Cumhuriyeti bir dizi siyasi ve ekonomik birliklerin içerisinde yer almaktadır. Bunlar şu şekildedir: AEC (Afrika Ekonomi Birliği) AKP (Afrika, Karayip ve Pasifik Ülkeleri) AU (Afrika Birliği) BAD (Afrika Kalkınma Bankası) COMESA (Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı) G33 (Kalkınmakta olan 33 ülkenin bir araya geldiği bir topluluk) SADC (Güney Afrika Kalkınma Birliği) UN (Birleşmiş Milletler) İdari yapılanma küçükresim|upright=1.14|DKC'nin illeri|sol Kongo Demokratik Cumhuriyeti merkezi bir yönetim ile idare edilmektedir. Ülkede toplamda var olan 11 bölgenin 10 tanesi il statüsüne sahip iken, başkent Kinşasa hiçbir bölgeye bağlı bulunmadan kendi başına bir bölge oluşturan Başkent Bölgesi statüsüne sahiptir. 2005 yılında kabul edilen bir yasa merkezi yönetim yetkilerini oluşturulacak bölgesel yerel yönetimlere bırakmayı, güncel olarak var olan 11 adet bölgenin oluşturulacak yeni bölgeler ile 25'e çıkmasını, bölgelerin elde edeceği toplam vergi gelirlerin %40'ını merkezi hükûmete göndermeden kendisine alabileceğini öngörmekteydi. 2011 yılı için planlanan bu değişiklikler sadece teoride kalmış, Ocak 2011 tarihinde kabul edilen yeni yasa ile ülkenin bölgesel olarak yeniden yapılandırılması yasası tamamen geri çekilmiştir. Aşağıda bulunan tabloda ülkenin güncel olarak var olan tüm bölgeleri yüzölçümü ve nüfusu ile birlikte sıralanmıştır. Başkent Kinşasa resmi olarak hiçbir bölgeye bağlı olmayıp, Başkent Bölgesi statüsüne sahiptir. Ekonomi 1960 yılında bağımsızlığını kazandığında Afrika ülkeleri içerisinde yüksek ekonomik verilere sahip gelişmiş bir ülke konumunda olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti, sahip olduğu birçok doğal maden zenginliklerine rağmen yıllar içerisinde yaşanan iç savaş ve yolsuzluklar nedeniyle günümüzde en kötü verilere sahip ülkelerden biri konumuna gelmiştir. Ülkenin 2010 verilerine göre Satın alma gücü paritesi gayri safi yurt içi hasılası 23,117 Milyar Amerikan doları düzeyinde, kişi başı GSYİH ise 328 ABD Doları seviyesindedir. 2011 verilerine göre enflasyon %13,3 düzeyinde gerçekleşmiş olup, yıllardır ülkede ABD Doları ikinci para birimi olarak çok sık olarak kullanılmaktadır. Maden sol|küçükresim|upright=0.91|KDC'de maden işçileri Kongo Demokratik Cumhuriyeti dünya üzerindeki yer altı ve yerüstü doğal kaynaklar bakımından en zengin ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle madencilik ürünleri ülkenin dış ihracat gelirlerinin ve döviz girişlerinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. İhraç edilen ürünler arasında elmas, altın, koltan ve bakır önemli bir yer almaktadır. Ülkede koloni döneminden kalma maden yapıları ve gereçleri bakımsızlık nedeniyle neredeyse çökmüş bir konumda olup, günümüzde maden çıkartma işlemlerin çok büyük bir bölümü endüstriyel gereçlerden ve makinelerden yoksun, el ile yapılabilmektedir. Ülke nüfusunun önemli bir kısmına iş istihdamı sağlayan bu iş alanı devletin kontrolü altında bulunmaktadır. Savaş dönemlerinde hem devletin hem de ayrılıkçı grupların en büyük gelir kapısını elde edilen maden zenginlikleri oluşturmuştur. Hem diğer komşu ülkeler hem de özel şahıs ve firmalar sistematik olarak ülkenin doğal zenginliklerini yağmalamış ve bu şekilde kazanç elde etmiştir. Doğu bölgelerdeki madenlerin gelirlerinin çoğunu ayrılıkçı gruplar elde ettiklerinden dolayı, kendileri adına savaş teçhizatlarına finansman sağlayabilmektedirler. Hükûmet doğu bölgelerdeki yasa dışı yapıların madenlerden elde ettiği kaynakları sona erdirmek adına doğu bölgelerindeki tüm madencilik faaliyetlerine Eylül 2010 tarihinde tamamen yasak getirmesi, yasal olarak kazanç sağlamaya çalışan iş sahiplerini ve çalışanlarını etkilemiş, yasa dışı üretim ön plana çıkarak ayrılıkçı grupların daha çok kazanç elde etmesine sebebiyet vermiştir. Bu durum karşısında hükûmet Mart 2011 tarihinde getirdiği maden çıkarma yasağını sonlandırmak durumunda kalmıştır. Petrol ve Doğalgaz Kongo Demokratik Cumhuriyeti tahmini olarak sahip olduğu 180 milyon varil petrol rezervi ile petrol yatakları açısından da zengin bir ülke konumundadır. 2011 yılında günlük 20.160 varil petrol üretimi yapılan ülkede, petrol üretimi devlet tarafından desteklenmektedir. Bu işlemler sırasında doğaya ve insan sağlığına saygı gösterilmemesi ve ciddi zararların verilmesi de eleştirilmektedir. Ülke şu anda daha henüz işletilmeyen 991,1 milyon metreküp rezervlik doğalgaz kaynaklarına da sahiptir. Tarım sağ|küçükresim|upright=1|Kuzey Kivu'da tarım işçileri Ülke Belçika kolonisi olduğu dönemlerde ihracatını yapabilmek adına halk meyve, sebze ekimini zorlanmaktaydı. Koloni döneminin son yıllarında da Avrupalıların kurduğu büyük tarımsal işletmeler ile ihracatta artış sağlanması hedeflenmiştir. Bağımsızlığın kazanıldığı 1960 yılından itibaren ise tarım alanlarında ve tarım ile uğraşan sınıfta sürekli azalma olmuş, özellikle 1973 yılında tüm verimli işletmelerin kamulaştırılması ile elde edilen mahsulün devlet tarafından alınması bu sektörü bitirme noktasına getirmiştir. Tarım ülke genelinde daha kazançlı bir zanaat olan madencilik nedeniyle ihmal edilmiş bir konumdadır. Ülkenin çoğu bölgesinde günümüzde tüm tarım faaliyetleri de şahsi tüketim ve satış için yapılmakta olup, büyük şehir pazarlarındaki olası şahsi satışlar ise var olan ulaşım sıkıntıları nedeniyle yaygın olarak yapılamamaktadır. Ülke genelinde tarım ürünü olarak manyok, muz, kahve, şeker kamışı ve kauçuk yaygın olarak işlenmektedir. Ayrıca kereste ticareti de yüksek oranda yapılmaktadır. Sanayi Günümüzde sanayi sektörü ağırlıklı olarak çıkarılan madenlerin işlenmesi işlemi ile uğraşmaktadır. Genel itibarıyla var olmayan büyük sanayi kuruluşları nedeniyle daha küçük işletmeler bu işlemleri yapmaktadır. Madenlerin işlenmesi haricinde var olan diğer orta ölçekli işletmeler ise tekstil, ayakkabı ve tütün ürünlerinin üretiminde faaliyet göstermektedirler. Ulaşım Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde ulaşım imkanları çok az gelişmiş durumdadır. Ülkenin batı ve güney kesimlerinde yer alan yerleşim yerlerinin ulaşım bağlantıları daha gelişmiş bir konumda iken, doğu ve kuzey bölgelerde özellikle siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı çok daha az seviyededir. Karayolu [[Dosya:Road Ubundu Kisangani 1989.jpg|sağ|küçükresim|upright=0.91|Kisangani'de bir yol (1989)]] Kongo Demokratik Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandığında koloni sahibi Belçika ülke genelinde geriye iyi bir konumda olan 100.000km karayolu bırakmıştır. Bu yolların büyük bir bölümü özellikle Mobutu iktidarı döneminde yapılmayan bakım, onarım çalışmaları nedeniyle 1990'lı yıllarda kullanılabilir karayolu uzunluğu 10.000km'ye kadar düşüş göstermiş, kırsal alanda kalan bağlantı yolları ise tamamen kaybolmuştur. Günümüzde ülke genelinde var olan 150.000km karayolunun sadece 3.000km'lik bölümü asfaltlanmış olup, yolların büyük bir bölümü özellikle yağmur sezonlarında tamamen kullanılamaz hale gelmektedir. Demiryolu Belçika hakimiyeti döneminde özellikle ülkenin iç bölgelerinde elde edilen maden zenginliklerinin bir an önce kıyıya ulaştırmak ve oradan da Avrupa'ya götürmek için yapımı hızlandırılan ve bu sayede daha fazla madeni daha kısa sürede Avrupa'ya ulaştıran demiryolu bağlantıları günümüzde ülke genelinde 5.100km'lik bir uzunluğa sahip olmaktadır. Özellikle Lumumbishi'nin güzergâh üzerinde bulunduğu bazı demiryolu hatları ülke içerisinde başlayıp komşu ülkeler olan Zambiya ve Angola'ya kadar uzanmakta ve bu ülkelerde devam etmektedir. Ülkede var olan birçok demiryolu hattı herhangi bir plana ya da programa bağlı olmaksızın çalışırken, 1990'lı yılların başında bazı güzergahlardaki demiryolu seferleri iptal edilmiş, 2000'li yılların başında ise yeniden faaliyete geçirilmiştir. Denizyolu Ülkenin en büyük limanı Aşağı Kongo bölgesinin başkenti konumunda olan Matadi'de yer almakta olup, uluslararası deniz taşımacılığı gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca ülke içerisinde karayollarının sağlam olmayan yapısı nedeniyle var olan ve taşımacılığa elverişli bulunan nehirler üzerinde yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Yolcu taşımacılığında çok sık olarak bu yolun tercih edilmesi nedeniyle ölümlü kazalar sık bir biçimde yaşanabilmektedir. Son olarak Temmuz 2010 yılında yaşanan faciada Bandundu bölgesinde bir teknenin haddinden fazla yolcu alması nedeniyle alabora olması 100 kişi hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Havayolu Ülkede var olan 200 civarı havaalanından sadece 26 tanesinin asfaltlanmış pisti bulunmaktadır. Ülkenin en büyük uluslararası havaalanı Ndjili Havaalanı olmakla birlikte, Lubumbashi, Bukavu, Goma ve Kisangani'de de uluslararası standartlara sahip havaalanları bulunmaktadır. Ülke genelinde karayollarının uygun olmaması nedeniyle havayolları günümüzde daha yaygın olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca özellikle doğu bölgelerinden çıkarılan madenlerin batı bölgelerine sevkiyatında ayrılıkçı grupların çoğu karayolu ve demiryollarını elinde bulundurduğu için güvenlik açısından havayolu ile taşınmaktadır. Spor Ülke genelinde en sevilen spor türü futboldur. Her ne kadar ülkede var olan stadyumların fiziki yapısı günümüz şartlarına uygun olmasa da, yapılan futbol müsabakalarında stadyumlar seyirciler tarafından doldurulmaktadır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti millî takımı 1968 ve 1974 (o dönemki adı Zaire) yıllarında Afrika Uluslar Kupası'nı kazanarak önemli başarılar elde etse de, ayrıca Zaire olarak 1974 yılında siyahi Afrika kıtasının ilk temsilcisi olarak Batı Almanya'da düzenlenen 1974 FIFA Dünya Kupası'nda yer almıştır. Ülkenin en üst düzey futbol ligi Ligue 1'dir. Ülkenin en başarılı takımı olarak Lubumbashi şehrinin takımı olan Tout Puissant Mazembe'dir. Takım son ikisi 2009 ve 2010 yıllarında olmak üzere dört defa CAF Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş ve 2010 yılında da Afrika kıtasından giden ilk takım olarak FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nda yer almıştır. Ayrıca bakınız Belçika Kongosu Katanga Devleti 23 Mart Hareketi Kaynakça Dış bağlantılar Dem. Kongo Cumh. haritası Dem. Kongo Cumh. idari haritası Kategori:Svahili konuşan bölgeler ve ülkeler Kategori:Uluslararası Frankofoni Örgütü üyesi ülkeler Kategori:Orta Afrika ülkeleri
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri