E.Y. "Senin 2 kelime beni 20 sene aşağıya indirecek. Sadece sen gel, mahkemeye ifadeni ver, kimse bilmeyecek bunu" dediklerini belirtti. E.Y. "Ben ne seni, ne de karını tanırdım. Babamın evinin yanında 2 ay oturmuşsun. Ben ailemi sadece ziyarete geliyordum. Seni ve karını hiç görmediim. Buna iftira atıyorsun. Benim adımı lekelemeye çalışıyorsun. Ben böyle bir şey yapmadım, yapmam da" dediklerini de belirtti. Telefon görüşmesinin devamında Hüseyin Akbulut'un, "Bu konu kimsenin ağzından çıkmaz. Sen gel mahkemede ifadeni ver" dediklerini, E.Y.'nin ise "Eğer ben böyle bir şey yaptıysam delili ispatı vardır. Mahkeme beni çağırırsa giderim. Delili ispatı varsa polis gelir beni evimden alır ama ben böyle bir şey yapmadım bu senin bana attığın bir iftira" dediklerini kaydedildi. Bunun üzerine Hüseyin Akbulut'un, "Son söyleyeceğin bu mu? Ben senin çoluğuna çocuğuna acıdığım için seni azat ettim ama yanlış yapmışım. Ben bunu 20 sene değil 30 sene yatarım ama buradan çıkarım bu konu kapanmaz. Bugün benim sana dediklerimi 20 sene sonra sen bana diyeceksin. O zaman da ben sıkıntı yok diyeceğim" dediklerini ifade etti.
ÇOCUKLARI TANIK OLARAK DİNLENECEK Duruşma 2'nci duruşmasında tanıklar dinlendi. Duruşmaya tanık olarak çağırılan Hüseyin Akbulut’un komşularından M.K., sanık Akbulut'u ve eşini tanımadığını belirtti. M.K., duruşmadaki ifadesinde, "Ne kendisini ne eşini tanırım. Daha önce beni 'Evimin önünde dolaşma' diye bıçakla tehdit etti" dedi. Bunun üzerine Akbulut, "Öleceksin, öleceksin. Müebbet de alsam öleceksin" diyerek tanığın üzerine yürüdü. Sanık Akbulut, jandarma tarafından salondan çıkartılmaya çalıştığı anda da "Hepiniz öleceksiniz" diye bağırdı. Duruşma sanığın dışarıya çıkarılmasıyla devam etti. Mahkeme heyeti, tarafların yanında kalan kişilerin sakin ve hukuki adımlarla ilgili bilgi vermesi amacıyla, duruşmanın devamını kapatmaya karar verdi.