Çok zengin bir hamsım var, birkaç tane ağır sanayi fabrikası var, o kadar zengin yani. Ama yaralı parmağa işe desen gider, Atlantik Okyanusu'na işer, yine de o parmağa içemez. Neyse efendim bunun da esas bana hasım olan besleme muamelesi yaptığı bir damadı var, fabrikalardan birinin genel müdürü. Ha bu genel müdür yurtdışı bayi toplantısı için bir ülkeye gittiğinde oradaki distribütör dünyada nesli çok az olan bir köpek türü hediye etmişlerdi. Bizim eleman da köpeği almış fabrikaya getirerek köpek için doğal bir yaşam alanı oluşturmuştu. Arada seviyordu. Neyse bir gün kayınbabası fabrikayı teftişe geliyor, gezerken köpeği görüyor ve bu köpek ne diye damatına soruyor. Damat olayı anlatıp, hediye olduğunu söylüyor. Adam aynen benim çiftliğim var biliyorsun değil mi damat diyor. Damat evet bibiciğim diyor. Peki çiftlikte hangi hayvanlar var diyor, damat 3 bin inek, 5 bin davar, 1000 kaz, 10 bin tavuk diyor. Adam peki bu hayvanlardan faydası olmayan bir tane var mı diyor. Damat, yok bibicim diyor. Adam o zaman bu köpeğin bize eti, sütü, yünü vb bize ne faydası var diyor. Damat yok efendim diyor. O zaman sana 1 saat bu köpeği buradan götür yoksa ikinizi de kapıya korum, ben seni beslediğime bile bazen pişman oluyorum diyor. Bizim damat yarın saat içinde köpeği vermişti, hem de koşa koşa götürüp.