Son yıllarda Türk dizilerinin büyük bir çoğunluğu, ilgi çekici bir hikaye anlatımı yerine, reyting odaklı klişeler ve aşırı dramatik olaylar üzerine kurulu. Her dizide aynı karakter tipleri, birbirini tekrarlayan ilişkiler ve absürt olay örgüsü görmek artık çok sıkıcı.
Bir dönem Türk sinemasının gururu olan gerçekçi ve kaliteli yapımlar, yerini yüzeysel, zaman zaman da insani değerleri hiçe sayan hikayelere bıraktı. Herkesin aynı sorunlarla boğuştuğu, her karakterin aynı şekilde aşırı duygusal tepkiler verdiğine tanık oluyoruz.
İnsanların gerçek hayattaki sorunları ve deneyimleri, bu dizilerde genellikle abartılı ve karmaşıklaştırılıyor. Bu durum, izleyiciyi hikayeden koparıyor ve uzaklaşmasına neden oluyor.
Bir dönem Türk sinemasının gururu olan gerçekçi ve kaliteli yapımlar, yerini yüzeysel, zaman zaman da insani değerleri hiçe sayan hikayelere bıraktı. Herkesin aynı sorunlarla boğuştuğu, her karakterin aynı şekilde aşırı duygusal tepkiler verdiğine tanık oluyoruz.
İnsanların gerçek hayattaki sorunları ve deneyimleri, bu dizilerde genellikle abartılı ve karmaşıklaştırılıyor. Bu durum, izleyiciyi hikayeden koparıyor ve uzaklaşmasına neden oluyor.