Çoğu kişinin yaşadığına inandığım bir ikilem. Bir ilişkinin temelinde çatlaklar var. Sorunlar düzelir diye umut ediyorsunuz, zamana bırakıyorsunuz, görmezden geliyorsunuz, pürüzleri ama ilişkiniz bir türlü rayına oturmuyor. Biliyorsunuz, bu durumun çok iyi bir şey olmadığını, acı verdiğini ama iyi ya da kötü hayatı paylaştığınız biri var. Beraber dışarı çıkıyorsunuz, elini tutuyorsunuz, sarılma ihtiyacınızı gideriyorsunuz. Diğer tarafta ise yalnızlık var. Dürüsttür, göründüğü gibidir. Güzel şeyler vaat etmez ama yalan ve illüzyonda da yoktur. Hayatınızı paylaştığınız kişi yok artık. Telefonunuza gelen tek tek mesajlar iş bankası tekeline girmiştir. Aileniz dışında sizi arayan yoktur. Sarıldığınız şey yorganlar olmuştur. Ama nihayetinde olmayacağını bildiğiniz bir şeyi de sürdürmek zorunda değilsiniz. Halının altına attığınız sorunları dert etmenize gerek kalmaz. Sevgi kırıntısı yerine yalnızlığı tercih etmişsinizdir. Keşke hangisinin bizi daha çok mutlu edeceğini bilebilsek de bu ikilemlerde kalmasak.