Çıkmış soruları incelemeyi severim. Bu sınava dair bu kadar yakınma okuyunca, sınava giren bir dostumdan rica edip sorulara baktım. Sanırım 6-7 yıl önce birALES vardı, Türkçe soruları berbat ötesi olan, ondan bu yana bir ÖSYM sınavında bu kadar kötü hazırlanmış bir Türkçe testi görmemiştim. Sınava girenler adına üzüldüm. Verilen buca emek, buca zaman, buca para... Bunun karşılığında ortaya konan böyle rezil bir test. Pes... Gelelim esas meseleye: KPSS sistemi yetersizdir, yanlıştır ve değişmelidir. Memuriyete alınacak kişilerin bir yetenek ve bilgi testine tabi tutulmaları çok normal. Ancak bunun yolu, şu andaki ezbere dayalı çarpık KPSS sistemi değil. Devlet memuru seçilirken tümleç, ortaç, belirteç sormanın, karekök işlemleri yaptırmanın, Osmanlı'da hangi meslek grubuna hangi isim verildiğini ve ülkenin volkanik topraklarının nerelerde yer aldığını ezberletmenin ne anlamı var? Sadece KPSS değil, ÖSYM'nin düzenlediği tüm sınavlar dünyadaki örnekler ve bilimin yol göstericiliği ışığında revize edilmeli.
Ülkede her şey için ayrı sınav yapılıyor: KPSS,ALES, TYT vs... Bu hem mantıksız hem de gereksiz. Yılda 2 veya 3 kere yaptığın bir temel sınav olacak. Bu sınavda kişinin okuduğunu anlama, çözümleme ve yorumlama yeteneğini ölçeceksin. Bugünkü ALES mantığında 100 soru: 40 Türkçe (paragraf ağırlıklı), 10 mantık, 40 matematik (mat-1), 10 geometri. Bu sınav hem üniversite sınavının birinci aşaması olarak kullanılacak, hem lisansüstü öğrenim ve akademi başvurularında, hem de KPSS'nin bugünkü genel yetenek aşaması olarak. KPSS'nin genel yetenek kısmını temel sınavla hallettik, peki sonrası? Genel kültür bölümü de neredeyse tamamen değiştirilecek. Osmanlı tarihindeki kıyıda köşede kalmış terimleri veya ülke çinko yataklarının yerlerini ezberleme işi tarih olacak. Devlet memuru olacak kişi önce anayasayı, genel hatlarıyla idare hukukunu, vatandaş haklarını, cumhuriyet dönemi siyaset, kültür, sanat ve spor tarihini ve Türkiye'de ve dünyada olup biten güncel olayları bilecek ve sınavda bunlar sorulacak.
Ben öğretmenlik fakültesi mezunlarının eğitim bilimleri sınavına sokulmasına veya İİBF mezunlarının kendi alanlarıyla ilgili sınavlara sokulmasına da karşıyım. Bu Türkiye üniversiteleri açısından utanç verici. Üniversitelerin dağıttığı diplomaların hiçbir değeri olmadığını gösteriyor. Bir kişi bir bölümü bitirmişse, müfredatın verdiği kazanımı elde etmiş ve o alanda lisans derecesi elde etmiştir. Her şeyi geçtim, 4 senelik müfredatın kazanımını çoktan seçmeli 30 soruda ölçemezsin zaten. Ha alan testi yapacaksan yine yap ama kapsamlı olsun ve bu alan testinin öyle bir geçerliliği olsun ki, kurumlar adayların niteliğini tespit etmek için tekrardan sınava sokmak zorunda kalmasın. Adam iktisat mezunu, KPSS GY-GK'yi geçiyor, KPSS alan bilgisini geçiyor, kuruma başvuruyor, orada bir daha bunları soruyorlar. E ben niye KPSS'ye girdim ki o zaman? Her neyse... Buradaki esas devrimci değişiklik TYT, ALES ve KPSS GY'yi tek çatı altında birleştirerek, ALES mantığıyla hazırlanacak ve senede birden fazla girme şansı tanınacak bir temel sınavdır. Bunun üstüne düşünülmesi ve uygulamaya geçirilmesi gerekiyor.
Ülkede her şey için ayrı sınav yapılıyor: KPSS,ALES, TYT vs... Bu hem mantıksız hem de gereksiz. Yılda 2 veya 3 kere yaptığın bir temel sınav olacak. Bu sınavda kişinin okuduğunu anlama, çözümleme ve yorumlama yeteneğini ölçeceksin. Bugünkü ALES mantığında 100 soru: 40 Türkçe (paragraf ağırlıklı), 10 mantık, 40 matematik (mat-1), 10 geometri. Bu sınav hem üniversite sınavının birinci aşaması olarak kullanılacak, hem lisansüstü öğrenim ve akademi başvurularında, hem de KPSS'nin bugünkü genel yetenek aşaması olarak. KPSS'nin genel yetenek kısmını temel sınavla hallettik, peki sonrası? Genel kültür bölümü de neredeyse tamamen değiştirilecek. Osmanlı tarihindeki kıyıda köşede kalmış terimleri veya ülke çinko yataklarının yerlerini ezberleme işi tarih olacak. Devlet memuru olacak kişi önce anayasayı, genel hatlarıyla idare hukukunu, vatandaş haklarını, cumhuriyet dönemi siyaset, kültür, sanat ve spor tarihini ve Türkiye'de ve dünyada olup biten güncel olayları bilecek ve sınavda bunlar sorulacak.
Ben öğretmenlik fakültesi mezunlarının eğitim bilimleri sınavına sokulmasına veya İİBF mezunlarının kendi alanlarıyla ilgili sınavlara sokulmasına da karşıyım. Bu Türkiye üniversiteleri açısından utanç verici. Üniversitelerin dağıttığı diplomaların hiçbir değeri olmadığını gösteriyor. Bir kişi bir bölümü bitirmişse, müfredatın verdiği kazanımı elde etmiş ve o alanda lisans derecesi elde etmiştir. Her şeyi geçtim, 4 senelik müfredatın kazanımını çoktan seçmeli 30 soruda ölçemezsin zaten. Ha alan testi yapacaksan yine yap ama kapsamlı olsun ve bu alan testinin öyle bir geçerliliği olsun ki, kurumlar adayların niteliğini tespit etmek için tekrardan sınava sokmak zorunda kalmasın. Adam iktisat mezunu, KPSS GY-GK'yi geçiyor, KPSS alan bilgisini geçiyor, kuruma başvuruyor, orada bir daha bunları soruyorlar. E ben niye KPSS'ye girdim ki o zaman? Her neyse... Buradaki esas devrimci değişiklik TYT, ALES ve KPSS GY'yi tek çatı altında birleştirerek, ALES mantığıyla hazırlanacak ve senede birden fazla girme şansı tanınacak bir temel sınavdır. Bunun üstüne düşünülmesi ve uygulamaya geçirilmesi gerekiyor.
