Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Küçük Mecmua

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Küçük Mecmua , Ziya Gökalp tarafından 1922-1923 yıllarında yayımlanan haftalık fikir, edebiyat ve siyaset dergisi. Diyarbekir'de neşredilen derginin toplam otuz üç sayısı çıktı. İlk sayısı 5 Haziran 1922'de, son sayısı 18 Mart 1923'te yayımlandı. Küçük boyda ve iki sütun üzerine toplam on altı sayfadan oluşan dergi, "Haftada bir çıkar, ilmî, edebi, siyâsî, iktisâdî mecmuadır." sloganını kullandı. İmtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Gökalp'tir. Pek az nüshası günümüze kadar gelen derginin Türkçeye çevirisi Şahin Filiz tarafından yapılmış olup yaklaşık altı yüz sayfayı bulmuştur ve üç cilt şeklinde yayımlandı. Malta sürgününden döndükten sonra Diyarbekir'e geçen Gökalp, Mefkûre adında bir dergi çıkarmayı tasarladı fakat daha sonra derginin adını Küçük Mecmua olarak değiştirdi. Dergide Gökalp'in sosyoloji, felsefe, Türk medeniyeti tarihi, lisan, folklor ve günün meseleleri üzerine yazdığı çok sayıda makalesi ve derlediği masallar ile çeşitli manzumeleri yayımlandı. Önceleri haftalık olarak yayımlanırken daha sonraları yayımlanma süresi maddi imkânsızlıklardan dolayı değişti. Gökalp'in Telif ve Tercüme Encümeni başkanlığına getirilmesiyle dergi kapandı. Meşrutiyet döneminde çıkan Yeni Mecmuadan sonra millî mücadeleye en çok tesir eden yayın organı olarak kabul edilen Küçük Mecmua hakkında olumlu yorumlar yapıldı ve Çınaraltı dergisinin ismine ilham oldu. Kuruluş İstanbul Darülfünunu'nda içtimaiyat müderrisliği yapmakta olan Gökalp, I. Dünya Savaşı sonucunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nden sonra 28 Ocak 1919'da İngilizler tarafından tutuklandı. Bir süre İttihatçılarla birlikte Bekirağa Bölüğü'nde tutuklu olarak kaldı, 1919 yılının ocak ayında, "asayişi bozma ve Ermenilere zor kullanma" iddiasıyla Divan-ı Harp'te (askeri mahkeme) idam cezası ile yargılandı ancak idam cezası almadı. Daha sonra once Limni'ye, üç buçuk ay sonra da Malta'ya sürgün edildi. 22 Eylül 1919'da 30 Nisan 1921'de Malta'daki esir Türklerin Kars Muharebesi'nde esir alınan İngilizler karşılığında serbest bırakılması sonucu önce İtalya'ya daha sonra on arkadaşıyla Türkiye'ye hareket ederek 19 Mayıs 1921'de İstanbul'a geldi. Malta dönüşü İstanbul'da bir gece kalan Gökalp, Samsun'a ardından 13 Haziran'da Ankara'ya geçti, Ankara'da kısa bir süre kalarak Yunus Nadi'nin Kayseri'de basılan Yeni Gün gazetesine birkaç makale yazdı. 1921 sonbaharında Diyarbekir'e gitti. Burada sonradan Gazi İlkokulu adını alan Numune Mektebi'nde haftada iki gün felsefe ve içtimaiyat dersleri vermeye başladı, ardından Diyarbekir Lisesinin ikinci bölümünün hocasız kalan öğrencilerini Gençlik Derneği'nde toplayarak gençlerin bir bölümünü folklor derlemelerine, bir bölümünü etnografya ve arkeoloji ürünleri toplamaya yöneltti. Kısa sürede bu konularda pek çok ürün toplanmıştır. Mehmet Fuad Köprülü'ye yazdığı 8 Ağustos 1922 tarihli mektubunda şunları dile getirir: "Burada halk masallarını topluyorum; bazılarını Küçük Mecmuada göreceksiniz. Lisan hususunda ilmî usule tamamiyle riayet edilemiyor; çünkü iyi bir masalcı bulamadım. Folklorun halk itikatlarına ait kısmını da toplayacağım. Diyarbekir'in eski şarkılarını terennüm edebilen yaşlı hanendelerinden eski besteleri nota ettiriyoruz. İstanbul'da tab'ı kolay olursa millî musikimize esas olacak olan bu nağmelerin notalarını göndereyim." Gökalp, düşüncelerini yaymak ve Mustafa Kemal'in yürüttüğü Ulusal Kurtuluş hareketini desteklemek için bir dergi çıkarmayı tasarladı ve damadı Ali Nüzhet Göksel'i çağırarak derginin teknik işleriyle ilgilenmesini istedi. Çıkaracağı dergiye Mefkûre (ideal, ülkü) adını vermeyi düşündü fakat daha sonra bu isim değiştirildi. Derginin ilk sayısında "Şu mecmuacığın küçük yaprakları altında bir sessizlik yuvası yapmak istiyoruz. Bilmem başarılı olabilecek miyiz?" cümlelerini kullanmıştır. Basım Dergi, makinesi bozuk, hurufatı (harf kalıpları) eskimiş ve iki mürettibi (dizgici) olan pek ilkel bir matbaa olan Diyarbekir Vilayet Matbaası'nda basılmıştır. Dergi basılmadan önce Mefkûre (ülkü) adı düşünüldü ve validen izin alınmaya çalışıldı. Dergi fikrinden memnun kalan vali, ismi beğenmedi ve Gökalp isim olarak Yeni Hilâl ve Küçük Mecmuayı önerdi. Vali, Küçük Mecmua ismini kabul etti. Haftalık çıkması planlanan ancak basılması için gerekli kâğıt ve para bulunmayan derginin Gökalp'ten başka yazarı da bulunmuyordu. Dönemin matbuat umum müdürü olan Ağaoğlu Ahmet Bey, önce derginin masrafı için ayda üç yüz lira göndereceğini ve Mustafa Kemal Paşa'nın bilhassa derginin çıkmasından çok memnun olduğunu yazmıştır. Gönderilen üç yüz lirayla biraz kâğıt alındı, matbaanın eksiklikleri giderildi ve dizgicilerin iki aylık ücretleri ödendi. Derginin ilk sayısından son sayısına kadar yüzlercesi parasız dağıtıldı ve geliri giderine yetmediği için günden güne derginin açığı artmaya başladı. Gökalp açığı karşılamak için Ankara'daki kitaplarını sattırdı. Toplamda otuz üç sayı basılan dergi, Gökalp'in Telif ve Tercüme Encümeni başkanlığına getirilmesiyle sonlandı. Haftalık olarak yayımlanan Küçük Mecmua, maddi imkânsızlıklardan ötürü zamanla aksadı. Aksamalar olunca önce aylık olarak sonra da belirsiz aralıklarla çıkmaya devam etti. İçerik Mecmuadaki hemen hemen bütün yazılar Ziya Gökalp tarafından kaleme alındı. Küçük Mecmuada Gökalp'in sosyoloji, felsefe, Türk medeniyeti tarihi, lisan, folklor ve günün meseleleri üzerine yazdığı çok sayıda makalesiyle derlediği masallar, çeşitli manzumeler ve "Malazgirt Muharebesi" başlıklı manzum piyesi yayımlandı. Gökalp masalları, eski Türk dinine ait mitleri, destanları ve hikâyeleri, şiirlerinde vatan ve millet sevgisini kuvvetlendirmek, millî birliği güçlendirmek gayeleriyle kaleme aldı. "Keloğlan", "Tenbel Ahmed", "Kuğular", "Nar Tanesi veya Düzme Keloğlan", "Keşiş", "Ne Gördün?", "Pekmezci Anne", "Yılan Bey ile Peltan Bey", "Alageyik", "Kızılelma", "Altun Yurd", "Altun Destan", "Ülker ile Aydın", "Polvan Veli", "Kurt ile Ayı", "Ergenekon", "Deli Dumrul", "Arslan Basat", "Türk'ün Tûfânı", "Altun Işık", "Yaradılış", "Kara Destan", "Ak Destan" gibi halk biliminden yararlanarak oluşturduğu çalışmaları ilkin Küçük Mecmuada daha sonra da Altın Işık, Kızıl Elma vb. kitaplarında yayımlandı. Derginin ilk sayısında, tarihi, kültürel, dinsel ve coğrafi birliktelikleri nedeniyle Türkler ve Kürtlerin birbirlerini sevmelerini bir zorunluluk olarak kabul ettiği "Türkler ve Kürtler" adlı makalesini kaleme aldı. Türk ve Kürt ırkını anavatanından uzak düşenler olarak yorumladı. Mîsâk-ı Millî programının etnografik bir sınır çizdiğini, ne bir Türk ne de bir Kürt köyünün dışarıda kalmasına razı olunamayacağını belirtti. Gökalp'in usulüne uygun olarak derlediği halk masallarıyla bu konu etrafında kaleme aldığı yazıları yine burada neşredildi. Böylece bu çalışmalar Türkiye'de derlenen halk masallarının ilk örnekleri sayılmaktadır. Ayrıca Cevat Çobanlı'nın desteğiyle Diyarbekir'deki önemli sosyal ve kültürel faaliyetlerle ilgili haber ve yorumlar, halk sağlığını ilgilendiren bazı konularla zafer haberlerine de yer verildi. Dergide yayımlanan Gökalp'e ait makaleler Abdulhaluk Mehmet Çay tarafından Ziya Gökalp Makaleler VII adıyla, şiirler ise Fevziye Abdullah Tansel tarafından Şiirler ve Halk Masalları Ziya Gökalp Külliyatı-1 adıyla kitap hâline getirildi. Yazarlar Derginin imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Gökalp'tir. Hemen her sayıda diğer yazarlarla birlikte onun en az iki ya da üç araştırma ya da inceleme yazısı yer aldı. Gökalp'in dışında imzasına en çok rastlanan kişiler Ali Nüzhet Göksel ve Binbaşı Halis Bey'dir. Ali Nüzhet şehirdeki sosyal ve kültürel faaliyetlerle ilgili haberler, kitap tanıtma yazıları ve hikâyeleriyle, Hâlis Bey ise "Kumuk ili" ve "Diyarbekir Âbidelerinden" başlıklı seri makaleleriyle yer aldı. Çelik, Demir ve (***) imzalarını kullanan Albay Basri Bey daha çok "Kahramanlık Sayfaları" genel başlığı altında yayımladığı yazılarıyla, Ali Canip Yöntem bir, Yahya Saim Ozanoğlu üç şiiriyle görünmüş ayrıca İhsan Hâmid Tigrel, Hâmid Zülfü Tigrel, Said Nazif Ozankan, Recep Ferdi (o zamanki Diyarbekir Valisi Hüseyin Mazhar Bey), Mustafa İskender, Reşat Hayrettin, Cahide Vehbi, İbrahim Halil Tüzün (Diyarbekir Hastahanesi bakteriyologu), Mustafa Şevki Ekinci, Osman Recai Ocak, Doktor Gafur Nüzhet ve kızı Nezihe Gafur, Harputlu Fethi, Çubukçuzade Mehmed Sıdkı Akozan gibi imzalar yazı ve şiirleriyle dergiye katıldı. Eleştiriler Küçük Mecmua hakkında genellikle olumlu yorumlar yapıldı ve Türk Kurtuluş Savaşı'na olan etkilerinden ötürü övüldü. Hilmi Ziya Ülken, Gökalp'in fikir hayatında Küçük Mecmuayı çıkardığı ve bir filozof kişiliği kazandığı üçüncü evrenin bir ürünü olarak gördü, Küçük Mecmuanın 5 Haziran 1922 tarihli ilk sayısında yayımlanan "Çınaraltı" başlıklı yazısından itibaren eski bilgileriyle hesaplaşan ve bunlara Bergson etkisini de katan bir yaklaşım içinde olduğunu düşündü. Ülken, Gökalp'in bu sıralarda yayımladığı gerek "Türkler ve Kürtler" türündeki yazılarında gerekse "Fırka Nedir?" tarzındaki siyasal yazılarında -eskisi gibi- organik bir aydın olmakta kararlı olduğunu açıkça gösterdiğini yazdı. Falih Rıfkı Atay dergi için 19 Ağustos 1922 günlü Akşam gazetesinde derginin "hurufatının bozuk, kâğıdının adi, baskısının fena" olduğunu ama Gökalp'in bu mecmuayla Diyarbekir'den kendilerini "idare ettiğini" yazdı. Atatürk, İstanbul gazetecilerini İzmit'e davet ettiği zamanlarda onlara; Ziya Gökalp ve Küçük Mecmuanın kurtuluş hareketlerindeki önemli rolünü bir sevgi ve takdir diliyle anlattı. Yahya Kemal Beyatlı, Tevhid-i Efkarda Gökalp'in Malta sürgünündeyken Anadolu mecmualarına gönderdiği manzumelerinde ümidinin solmadığını ve Malta'dan dönüşünde Diyarbekir'de Küçük Mecmuayı aynı ruh tâzeliği ile çıkarmaya başladığını söyledi. Ayrıca Gökalp'in bir Osmanlı düşünürü olarak işe başladığını, ülkede Türklüğün olduğunu gördüğünü ve Türklüğün her meselesine eğilerek onu şuurlandırmak istediğini de belirtti. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, "Devrin bu büyük adamı, bu mecmuasıyla yepyeni bir âlemin altın kapılarını açı­yor." cümlesini kullandı. Gökalp'in bu dönemini inceleyen Samet Ağaoğlu, derginin vazifesinin Türk milletini "Garp seviyesine çıkarmak için tutulması lazım gelen yolları göstermek" olduğunu belirtti. "Latin harflerinden, soyadlarına, devlet telakkisinden Türk dilinin ıslahına kadar, sonraları Atatürk'ün birer birer tahakkuk ettirdiği içtimai inkılapların nazari izahlarını makaleler halinde" dergide bulunabileceğini yazdı. Akdeniz Üniversitesi'nden Şahin Filiz, "Ziya Gökalp'in Küçük Mecmuadaki Yazılarında Türk Felsefesinin İzleri" adlı çalışmasında Gökalp'in dergide sistematik bir Türk felsefesinden söz etmediğini ifade etti. Yazıların nasıl bir Türk felsefesi olması gerektiğine ilişkin öneriler tarzında olduğunu yazmıştır. Ayrıca yazısında şunları dile getirdi: " Hiçbir mefkûreyi diğeri için feda etmemek gerektiğini ileri sürerken bile, kimi mezhepleri dinsiz, kimilerini dine uygun diye niteleyebilmektedir. Bütün bilimleri sosyolojiye bağlamakta; sosyolojiyi de pozitif bilimlerin en kapsamlısı ve esaslısı olarak tanımlar. O, sosyolojinin pozitif bilimlerle aynı olan yöntemini tüm bilimlere, insan bilimlerine, hatta tinsel bilimlere dahi teşmil eder. Böylece 20. Yüzyılın Kıta Felsefesi ya da Eleştirel Felsefesinin gündemini takip etmemiş olduğu sonucunu çıkarabiliriz. İşte Türk felsefesinin, günümüzdeki karmaşa, çelişki ve dağınıklığı Gökalp’ın yazılarında somut olarak belirginleşmektedir" Etkileri Meşrutiyet döneminde çıkan Yeni Mecmuadan sonra millî mücadeleye en çok tesir eden yayın organı oldu. Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç'ın birlikte çıkardıkları mecmuaların en önemlilerinden biri sayılan haftalık Türkçü fikir ve sanat mecmuası olan Çınaraltı adını Gökalp'in Küçük Mecmuada yayımlanan bir makalesinin başlığından aldı. Gökalp, bu makalesinde Türk kültürü ve medeniyetini ana hatlarıyla değerlendirmeye çalışmıştır. Ziya Gökalp'in dergideki yazıları İstanbul'da bazı yayın organlarınca alıntılandı. Sayılar Toplamda otuz üç sayı yayımlanan derginin bazı nüshaları günümüze ulaşmamıştır ve ilk on iki sayısı Atatürk Kitaplığı'nda Gazete Arşivi koleksiyonunda yer almaktadır. Aşağıda, derginin ilk on iki sayısı PDF formatında yer almaktadır. Kaynakça Dış bağlantılar Mecmuanın ilk 12 sayısının orijinallerine ve çeviri yazılarına bu adresten ulaşılabilir. Kategori:Edebiyat dergileri Kategori:Siyasi dergiler Kategori:Haftalık dergiler Kategori:Düşünce dergileri Kategori:Osmanlıca dergiler Kategori:Diyarbakır medyası Kategori:Türkçülük Kategori:Türk Kurtuluş Savaşı Kategori:Yayımı sona eren Türkiye dergileri Kategori:Türk edebiyat dergileri Kategori:Türkiye siyasi dergileri Kategori:1922'de kurulan dergiler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri