Salı gününden beri düşündüğüm bir konu var: "Sevdiklerimden, bağ kurduğum insanlardan fazla mı şey bekliyorum?" Belki de aslında sadece olması gerekeni bekliyorum ve bu beklediklerim karşımdakilere ağır geliyor olabilir mi? Durumun içinden çıkamayınca annemle de paylaşma ihtiyacı hissettim bu düşüncemi. Belki duygusal yaklaşıyorum, tarafsız olamıyorum diye bir üçüncü gözün bakış açısına ihtiyaç duydum. Annem olmasına rağmen, onun doğruluğuna güvendiğim için düşüncelerimi paylaştım. Bu düşüncelerim aslında birikmiş olan bazı durumlarla ortaya çıktı. Bazen her şey o son damla olabiliyor. Artık kendimi kandıramıyorum ve gördüklerim beni gerçekten rahatsız etmeye başladı. Şu an öyle bir noktadayım ki gözümde ne geçmiş olaylar ne de yıllar var. Kimseyi hemen silip atmam ve bu kararı kolayca vermem çünkü paylaşılan zaman ve anılar benim için çok değerli. Gönül zaten umduğu yere kırılmaz mı? Benim kırılmadığım birine kırılmıyorum. Eğer senden hiçbir beklentim olmayacaksa neden bu kadar yakınız ki? Eğer bugünümde yanımda olman gibi bir beklentim yoksa, neden seninle bu kadar yakınım diye sormam gerekir. Uzun zamandır tanıştığımız için bir ilişkiyi ya da arkadaşlığı sadece geçmişe bağlı olarak sürdürmek artık doğru gelmiyor bana. Çünkü fark ediyorum ki bu duruma daha fazla değer veren taraf benim. Kalbim seni kolayca silip atacak kadar katı değil. Yıllar boyunca biriktirdiklerimize, yaşadıklarımıza bunu yapamam ama bu ilişkide de artık kalamıyorum. Üstelik senin böyle yaparken karşı tarafın böyle davranmasına üzülmem bile. Sevdiklerimizden, bağ kurduğumuz insanlardan hiçbir şey beklememek, beklemeden yaşamak bana doğru gelmiyor. Yüzeysel ilişkilerle herkesle diyalogda kalalım, bağ kurmayalım düşüncesi beni tatmin etmiyor. Kimseye bir beklenti içinde olmadan yaşamayı belki bir gün öğrenirim. Bu hayatta bağ kurmayı ve önem vermeyi seven insanlardan, belki de sadece birkaç kişiden biriyim.