Levent Gültekin, son yazısında sert eleştirileriyle yine gündemde. Gültekin, mevcut Fenerbahçe yönetimini hedef alarak, "Ülke futbolu temizlensin ve kurtulsun istiyorsak, ana akım ya da muhalif medyada fark etmez, iki üç yürekli gazeteci yetmez, onlar da yetseydi zaten bu hale gelmezdi, en azından onlar gibi görünen iki üç yürekli yöneticide lazım." ifadeleriyle düşüncelerini açık ve net bir şekilde ortaya koymuş.
Gültekin'in vurguladığı nokta, maalesef ki Türk futbolundaki yozlaşmanın ve çürümüşlüğün derinliklerine işaret ediyor. Bir kulüp başkanının rakip kulüp yöneticisine tehditkar bir dil kullanmasını savunan medyaya da seslenen Gültekin, "Sözüm ona muhalif medya organları bile gördü bu ülke. Bu ülkede bir kulüp başkanının rakip kulüp yöneticisini tehdit etmesini savunan medyaya ne demeli?" diyerek haklı bir soru soruyor.
Levent Gültekin'in bu cesur ve gerçekçi eleştirileri, Türk futbolundaki sorunların çözümü için bir başlangıç noktası olabilir mi? Ana akım ya da muhalif, tüm medya organları ve yöneticiler, Gültekin'in sözlerini düşünmeli ve kendi rolüne dair bir değerlendirme yapmalıdır. Ülkedeki futbolun temizlenmesi ve kurtarılması için, medyanın ve yöneticilerin yürekli duruşlara ihtiyacı var. Aksi takdirde, Gültekin'in vurguladığı gibi, yozlaşma ve çürüklük derinleşecek ve futbolumuzun geleceği tehlikeye girecektir.
Gültekin'in cesur sesi, umarız ki yankı bulur ve Türk futbolundaki gerekli değişimleri tetikler.
Gültekin'in vurguladığı nokta, maalesef ki Türk futbolundaki yozlaşmanın ve çürümüşlüğün derinliklerine işaret ediyor. Bir kulüp başkanının rakip kulüp yöneticisine tehditkar bir dil kullanmasını savunan medyaya da seslenen Gültekin, "Sözüm ona muhalif medya organları bile gördü bu ülke. Bu ülkede bir kulüp başkanının rakip kulüp yöneticisini tehdit etmesini savunan medyaya ne demeli?" diyerek haklı bir soru soruyor.
Levent Gültekin'in bu cesur ve gerçekçi eleştirileri, Türk futbolundaki sorunların çözümü için bir başlangıç noktası olabilir mi? Ana akım ya da muhalif, tüm medya organları ve yöneticiler, Gültekin'in sözlerini düşünmeli ve kendi rolüne dair bir değerlendirme yapmalıdır. Ülkedeki futbolun temizlenmesi ve kurtarılması için, medyanın ve yöneticilerin yürekli duruşlara ihtiyacı var. Aksi takdirde, Gültekin'in vurguladığı gibi, yozlaşma ve çürüklük derinleşecek ve futbolumuzun geleceği tehlikeye girecektir.
Gültekin'in cesur sesi, umarız ki yankı bulur ve Türk futbolundaki gerekli değişimleri tetikler.