Eskiden insan sevmezdi. "Sevgi" herkesin dilinde, bir silah gibi kullanılırdı. "Dediğimi yapacaksın", "Yaptığım hatayı görmezden gelmelisin" çünkü "Seni seviyorum". Bu tür sevgi eksik olsun zaten... başlığa gelelim. Dedik ya, sarı paşayı eskiden de çok seven olduğunu düşünmüyorum. Bence onun görkeminden etkileniyorlardı ya da korkuyorlardı. Etrafında onu gerçekten seven insan sayısı bir avuçtur. Ona yakın olmak isteyenlere bakarak bu mesele anlaşılır. Sevgi ne demek? Kişisel yorumum, konuya da bu yorum çerçevesinde yaklaşıyorum; sevgi, bir şey ya da bir kişi hakkında detaylara dikkat edebilme motivasyonudur. İstemsizce o detaylarda gizli bulunan ayrıntıları bir araya toplayarak yeni bir görüntü ortaya çıkarmak amacı taşımaktadır. Bugün insanlar özgürlüklerini Mustafa Kemal'e borçlu değiller. İnsanlar çoğu zaman zaten kendilerini özgür hissettiler. Kurtuluş Savaşı sırasında halk, özgür iradesi ile 'Halifeyi kurtarmak' amacıyla savaştı, can verdi. Sarı paşanın ayırt edici özelliği bu topraklarda yaşayan halklara "akılcılığı" aşılamaya çalışmasındadır. Ki bu ülkü Mustafa Kemal'in bile üstünde bir idealdir. Sarı paşa'yı sevmek benim gözümde otomobil camına imzasını atıp, Türk bayrağı rozeti ile gezinmek olmamalı. Bu olsa olsa o'nu yad etmek, hatırlamak maksadını taşır. Eğer sarı paşa'yı seviyorsan onun getirdiği ülküleri anlamalı, gerekirse o ülkülere sarı paşa'yı bile kurban etmek gerekir. Kemalizm demek 'Türk aydınlanması' demektir. Aydın bir Türk için kişiler önemini kaybeder. Akıl devreye girer ve bugün için aklın yolunu bilim aydınlatır. Bugün karanlık liberalizmin aydınlattığı hayatın modernleşme ya da özgürlük adı altında cehaleti nasıl öne çıkarmakta olduğuna ve bunun nasıl sonuçlar doğurduğuna birlikte şahit oluyoruz. Sonuçlarını birlikte yaşıyoruz ki çok daha zor zamanların yaklaştığını görmek zor değil. Eğer başlıkta iddia edildiği gibi eskiden de Mustafa Kemal seviliyor olsaydı bugün bu halde olmazdık.