Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Mahir Çayan

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Mahir Çayan (15 Mart 1946, Samsun - 30 Mart 1972, Kızıldere, Niksar, Tokat), Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesinin kurucusu Türk Marksist-Leninist militandır. 30 Mart 1972 tarihinde Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde dokuz arkadaşıyla birlikte vurularak öldürülmüştür. Hayatı Mahir Çayan'ın babası Aziz Çayan, Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesinin Gümüş bucağındandır. Bucağın Hamamözü tarafında kalan kısmına "Çörüklerin Kışla", Amasya tarafında kalan kısmına "Çayanların Kışla" denmektedir. Mahir Çayan'ın akrabaları hâlen orada yaşamaktadırlar. Bugün köyün adı Yeniköy olarak değiştirilmiştir. Çayan'ın kimi kaynaklarda Çerkez kökenli olduğu iddia edilir. Samsun doğumlu olan Mahir Çayan, ortaokul ve lise dönemlerini Haydarpaşa Lisesinde yani İstanbul'da geçirdi. 1963'te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldu. Ertesi yıl Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenimine devam etti. Bu dönemde TİP ve FKF'ye (Fikir Kulüpleri Federasyonu) bağlı olan SBF (Siyasal Bilgiler Fakültesi) Fikir Kulübüne girdi. 1965'te bu kulübün başkanlığını da üstlendi. 1967'de kısa süreliğine o zamanki kız arkadaşı Gülten Savaşçı'nın yanına Fransa'ya gitti. Fransa'daki sosyalist hareketlerin genel seyri ve içinde bulundukları tartışmaları izledi. 1968'deki 6. Filo eylemlerine İzmir'de katıldı ve gözaltına alındı. Bu dönemde Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde başlayan Mihri Belli'nin savunduğu Millî Demokratik Devrim tartışmalarının içerisinde ve daha sonra kurulan THKP-C'nin önder kadrosunda bulundu. Bu süreçte TİP adına Karadeniz Ereğli'de çalışmalar yürüttü. Bu geziden sonra ideolojik olarak Millî Demokratik Devrim saflarında yer aldı. TİP ile olan temel ayrılığı "devrim sorunu" olarak tarif eder. Fransa'da bulunduğu süreçte Latin Amerika silahlı (fokoist) mücadelelerinden etkilenir. TİP'i bu süreçte yasalcılık ile suçlar, Türkiye'deki devrim sürecinin ancak silahlı bir mücadeleyle ve kendi özgül koşullarının tespit edilmesiyle olabileceğini savunur. Bu görüşe daha yakın olan Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazılar yazar. Bu dönemde yazdığı önemli yazıları "Revizyonizmin Keskin Kokusu 1", "Revizyonizmin Keskin Kokusu 2" ve "Aren Oportünizminin Niteliği"dir. 1969 yılında Ankara'da yapılan ve Fikir Kulüpleri Federasyonunun adını DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik Federasyonu) olarak değiştirmiştir. Mahir Çayan, 1970'te Gülten Savaşçı ile evlenmiştir. 1971 yılında yapılan TİP kongresine katılmamıştır fakat TİP ve kendi çalışma çevresinden öğrenci ve işçilerle birlikte bir toplantı örgütler. Mihri Belli ile olan ayrılıklarının iyice ortaya çıkmış olmasıyla birlikte yolunu Millî Demokratik Devrim (MDD) sürecinden ayırarak önce "genç subayların" askerî darbe yapmasını beklemek yerine halk ihtilali için silahlı propaganda faaliyetlerine başlar. O dönemde Türkiye devrim sürecini "Kesintisiz Devrim I-II-III" broşürlerinde dile getirir. Türkiye'nin sahip olduğu yapıyı oligarşi olarak tanımlar. Ek olarak "Türkiye'deki geçmişe nazaran refah seviyesinin artması ile birlikte devlet ve halk arasında bir denge vardır." demiş ve bu dengeyi "suni denge" olarak adlandırmıştır. Suni dengeyi de bozmanın ancak silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur. Bu süreçte Münir Ramazan Aktolga ve Yusuf Küpeli ile birlikte THKP-C'nin kuruluş çalışmalarını sürdürür. Örgütün diğer önemli isimleri arasında Ertuğrul Kürkçü, İlhami Aras, Ulaş Bardakçı, Mustafa Kemal Kaçaroğlu ve Hüseyin Cevahir yer alır. Şehir gerillası modelini benimseyen Mahir Çayan buna uygun silahlı eylemlerin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde bizzat bulunur. Bu arada THKP'nin şehir gerillası eylemlerini de planlayan Çayan, 12 Şubat 1971'de Ankara'da Ziraat Bankası Küçükesat Şubesinin soygununa katıldı. Şubat 1971'de Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, Kamil Dede ve Oktay Etiman'la birlikte İstanbul'a geldi ve örgütün eylemlerine burada devam edilmesi için hazırlıklarda bulundu. 15 Mart 1971'de Erenköy Türk Ticaret Bankası soygununa katıldı. Bunun ardından 4 Nisan 1971'de iş adamları Mete Has ile Talip Aksoy'un kaçırılıp 400 bin liralık fidye alınması eylemini arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdi. Bu arada Türkiye Halk Kurtuluş Partisinin tüzüğünü Münir Ramazan Aktolga ile birlikte hazırladı. Aynı günlerde "İhtilalin Yolu" adlı parti bildirisini de kaleme alan Mahir Çayan, 22 Mayıs 1971'de İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesi olayına karışır. Kaldıkları evden kaçarken polisle girdikleri çatışma sonrasında Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir, İstanbul Maltepe’de bir evde kuşatılır. Evde bulunan 14 yaşındaki Sibel Erkan'ı rehin alırlar. Çayan ve Cevahir’i ikna edebilmek için anne ve babaları ile aile büyükleri olay yerine getirilir. Hüseyin Cevahir ve Mahir Çayan'ın teslim olmaması üzerine 1 Haziran 1971 günü eve operasyon düzenlenir. Cevahir ve Çayan, Sibel Erkan'ı korumak için pencerelerden uzaklaştırır. Hapisteki İlkay Demir; Mahir Çayan'ı hafif saçları dökülmüş, siyah saçlı ve esmer tarif etmiş ve bunun üzerine keskin nişancı Mahir Çayan sandığı Hüseyin Cevahir'e ateş açmıştır. Cevahir ölmeden önce "aslan" diye bağırır ve son nefesini verir. "Aslan", Çayan ve Cevahir arasındaki bir şifredir. Çayan ise arkadaşıyla daha önceden anlaştığı gibi sağ ele geçirilmemek için namluyu kalbine doğrultur ve tetiği çeker. Ancak solak olduğu için eli titrer ve kurşun, kalbi yerine akciğerine saplanır. Hüseyin Cevahir ölü, Mahir Çayan ise yaralı ele geçirilir. Sibel Erkan zarar görmemiştir. Mahir Çayan tutuklandıktan sonra bir süre örgüt arkadaşlarından ayrı olarak tek başına bir hücrede tutuldu. Dokuz günlük ölüm orucunun sonunda gece yarısı İstanbul Maltepe Cezaevine getirildi. Dava sürerken 29 Kasım 1971'de THKP-C'den Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz ile Türkiye Halk Kurtuluş Ordusundan (kısaca THKO) Cihan Alptekin ve Ömer Ayna, kazılan tünelden çıkarak firar ederler. Firardan sonra THKP-C içinde bölünme yaşanır. Bu süre içinde örgüt içinde baş gösteren anlaşmazlığı tartışmak üzere 12 Aralık 1971'de Yusuf Küpeli ve Münir Aktolga ile görüştü. Ancak bu görüşmede bir sonuç sağlanamadı ve Çayan içeride oldukları süre içinde partinin çizilmiş olan stratejisini terk ettikleri gerekçesiyle Merkez Komitesindeki bu iki arkadaşını suçladı. Daha sonra genel komitedeki diğer üyelerin de onayı ile Yusuf Küpeli ile Münir Ramazan Aktolga'nın THKP-C'den ihraç edilmelerini sağladı. İstanbul'da kalma olanakları daralan Mahir Çayan, Ankara'ya geçer. 19 Şubat'ta Ulaş Bardakçı, Arnavutköy'de kaldığı evde kuşatılır ve güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülür. Mahir Çayan ve arkadaşları bir yandan sürekli yer değiştirerek yakalanmamaya çalışırken öte yandan idam cezası verilmiş olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın kurtarılmaları için eylem olanakları araştırırlar. Ankara'daki ilişkiler de yakalanmalar sonucunda giderek daralır. Önce bazı kadrolar Karadeniz'e gönderilir. Koray Doğan'ın polis tarafından öldürülmesi ve diğer yakalanmalar sonrasında da Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna ve Ertuğrul Kürkçü Karadeniz'e geçerler. Kızıldere Olayı Mahir Çayan ve arkadaşları, 26 Mart 1972 günü Ünye Radar Üssünde çalışan biri Kanadalı, ikisi İngiliz üç teknisyeni kaçırıp Tokat'ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde muhtar Emrullah Arslan'ın evinde saklanırlar. Tutuklu bulundukları İstanbul Kartal Askerî Cezaevinden tünel kazarak kaçan Çayan ve arkadaşları, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No.'lu Askerî Mahkemesince ölüm cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için verilen kararın infaz edilmemesini isteyen bir bildiriyi kaçırdıkları İngilizlerin şifreli kasasına bırakırlar. Bu bildirinin radyoda yayımlanmasını, yayımlanmazsa teknisyenlerinin öldürüleceğini de bildiriye eklerler. [[Dosya:Mahir Çayan'ın mezarı, Karşıyaka Mezarlığı, Ankara- 30 Mart 22, 50. ölüm yıldönümü.jpg|küçükresim|286x286pik|Mahir Çayan'ın 50. ölüm yıl dönümünde mezarı, Karşıyaka Mezarlığı.]] Fatsa-Ünye-Niksar ilçelerinde aramalar başlar. Niksar-Ünye kara yolunda yapılan bir arama, Çayan ve arkadaşlarının izini bulmaya yeter. Yakalananlardan Hasan Yılmaz, "Bana 100 lira verdiler. Rehberlik yaptım. Yol gösterdim. Hepsi de Kızıldere köyündeler." der. Saklandıkları evin sahibi muhtar Emrullah Arslan bulunur, konuşturulur. İçişleri Bakanı Ferit Kubat, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı General Vehbi Parlar, Samsun Jandarma Bölge Komutanı Albay Celal Durukan 29 Mart günü Kızıldere köyüne giderler. "Teslim olun!" çağrılarına karşı Çayan ve arkadaşları, "İngilizler elimizde. Teslim olmayacağız! Çarpışacağız. İngilizler burada ölecek." yanıtını verirler. Daha sonra askerlerin açtığı ilk ateşle vurulan Mahir Çayan oldu ve hemen orada öldü. Elleri arkadan bağlı rehin teknisyenler de Çayan'ın arkadaşları tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüler. Görüşleri Kemalizm Mahir Çayan, Maltepe Cezaevi'nden firar ettikten sonra kaleme aldığı ve Kızıldere'de öldürülmesinden kısa bir süre önce 1972 başında tamamladığı "Kesintisiz Devrim II-III" başlıklı yazısında Kemalizm ve Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili görüşlerine de yer verdi. Kemalizmi emperyalizmin işgali altındaki bir ülkedeki devrimci ve milliyetçilerin milli kurtuluş bayrağı ve emperyalizme karşı bir tavır olarak tanımlayan Çayan, ayrıca Kemalizmi küçük burjuvazinin en solunda anti-emperyalist bir görüş olarak yorumladı. Çayan'a göre örgütünün küçük burjuva çevresindeki tek müttefikleri ancak Kemalistler olabilirdi. Aynı yazısında Atatürk hakkında "İstiklal-i tam Türkiye yolunun her alanda tam bağımsız olmaktan geçtiğinin bilincinde olan bu yönetimin lideri G. Mustafa Kemal, milli ekonomi konusunda çok hassas davranmıştır. Gümrük himayeleri, millileştirme, yerli malı kullanma mecburiyetleri, vs. milli bir kapitalist sınıfı oluşturma gayretleri içinde olan Cumhuriyet yönetimi, bu amaçla milli kapitalizmin gelişmesi için devletin bütün imkanlarını kullanmıştır." şeklinde bir değerlendirme yapmıştır. Mahir Çayan, cumhuriyetin kurulmasından Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi arasında geçen tek parti dönemini üç farklı kategoride ele alıp; 1923-1932 arası dönemi Kemalistlerin devlet yönetiminde güçlü olduğu ülkenin bağımsız ve ekonomisinin milli tüketim ekonomisi olduğu dönem olarak, 1932-1942 arasını ekonomik krizin de etkisiyle bürokrat burjuvazisinin yerini tekelci burjuvaziye bıraktığı ve yavaş yavaş yabancıların ülke üzerinde etkisini artırmaya başladığı dönem olarak, 1942-1950 arasını ise fiyatların serbest bırakılıp enflasyonun tırmandığı Marshall ve Truman yardımları yoluyla Amerika'nın Türkiye'ye girdiği ve yabancı sermayenin geniş imtiyazlar kazandığı dönem olarak tanımlamıştır. Mahir Çayan, THKP/C davasından yargılandıkları sırada tutuklu iken İstanbul 3 No’lu Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne diğer örgüt mensupları ile birlikte verdikleri ortak savunmasında Kemalist çizgide olduklarını belirtmişlerdir....Bugün, Gazi Mustafa Kemal'in yükselttiği "İstiklali Tam Türkiye" bayrağı bu yolu seçmiş olan sosyalist ve gerçek Kemalist Millî Kurtuluşçuların ellerinde dalgalanmaktadır. Evet bütün Türkiyeli aydınlar, bu iki alternatiften birisini seçmek zorundadırlar. Birinci alternatifte rahat bir yaşantı, bu düzenin nimetleri vardır. İkincisinde ise çeşitli zorluklar, kan, işkence ve ölüm vardır. Biz yurtsever kişiler olarak ikinci yolu seçtik. Seçtiğimiz yol. Gazi Mustafa Kemal'in açtığı yoldur. O'nun başlattığı Anadolu ihtilalinin yoludur.Savunmanın ilerleyen bölümlerinde Mustafa Kemal'in sosyalist olmamasına rağmen anti-emperyalist ve anti-feodal bir ihtilalci olduğu belirtilerek; sosyalizmi benimsememiş olması çeşitli dinamiklere bağlanmıştır. Öte yandan Mustafa Kemal'in sosyalist olması durumunda da "devrimin" benzer olacağı iddia edilerek, sosyalist hareketin kadroya ve sınıfa dayandığı bu nedenle de sınıf bilinci ve kadro eksikliğinin sosyalist olmamasında etken olduğunu iddia etmişlerdir. Kendilerini Atatürk'ün devamı gördüklerini savunmada şu şekilde ifade etmişlerdir:Evet, Mustafa Kemal sosyalist değildi, bizler ise sosyalistiz. Ve biz sosyalistler, şartlar ne olursa olsun, onun başlattığı Anadolu ihtilalini (Millî Demokratik Devrim'i) sonuna kadar götürmekte kararlıyız. Eleştiriler Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu, 12 Eylül Darbesi'nden sonra 17 Eylül 1980 günü yayımladığı yazısında, 12 Mart dönemini değerlendirerek Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi isimlerin gerçekleştirdikleri banka soyma, adam kaçırma, fidye isteme gibi eylemleri "bireysel terör" olarak tanımladı. İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesinin, "Türk soluna, işçi sınıfına, halka hizmet etmediğini; aksine 12 Mart zulmünün başlamasına katkı sağladığını, meşru savunma dışında hiçbir cinayetin haklı olarak görülemeyeceğini" savundu. Silahlı eylemlere karşı çıkılması gerektiğini ifade etti. Mumcu, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesini de "terör örgütü" olarak tanımlamıştır. Mahir Çayan ve Abdullah Öcalan Uğur Mumcu'nun Kürt Dosyası kitabında Çayan ile Abdullah Öcalan arasındaki ilişki şöyle açıklanmıştır:...Çayan'ın bu görüşlerinin odak noktalarından biri Siyasal Bilgiler Fakültesiydi. Abdullah Öcalan'ı da İstanbul Hukuk Fakültesinden Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine çeken temel dürtü de belki de buydu. Çayan'a hayrandı. Öcalan, SBF'de kendisini "Çayancı" olarak adlandıran öğrenciler arasında buldu. Bu yüzden ilk eylemi Çayan ve arkadaşlarının öldürülmeleri ile başladı. Tutuklandı ve yargılandı. Esin kaynağı Çayan'ın düşünceleriydi. Çayan, silahlı eylemleri tek yol olarak görüyordu. Öncü savaşı ve silahlı propaganda olmadan devrim yapılamazdı. Bunlar için de parti kurmak gerekiyordu. Tıpkı Mahir Çayan gibi. (...) Öcalan, o günlerde Mahir Çayan'ın kitaplarını ve yazılarını okur ve çevresindekilere "Mahir Çayan ile Deniz Gezmiş'in gerilla yöntemlerini birleştirmek gerektiğini" söylerdi. Aradan yıllar geçecek, PKK'nın Almanya'da yayınlanan "Berxwedan" adlı gazetesinde PKK'nın Çayan'ın liderliğindeki THKP-C örgütünün devamı olduğu ileri sürülecekti.. Ölümünden sonra 12 Eylül Darbesi'ne giden süreçte işlenen bazı cinayetlerde Çayan'ın adı bir slogan olarak kullanıldı. 13 Nisan 1979'da yatağında öldürülen eski Şekerbank Genel Müdürü Ömer Sunar'ın baş ucuna Çayan'ın adının geçtiği bir kâğıt bırakıldı. 21 Şubat 1980'de İstanbul'da sağ görüşlülerin yaşadığı bir ev basılarak bir babanın gözleri önünde 2 oğlu ve yeğeni öldürüldü. Cinayeti işleyen militanlar, Milliyet gazetesini aradı. Saldırının Çayan'ın adına yapıldığı belirtildi. Yazılar Aren Oportünizminin Niteliği Revizyonizmin Keskin Kokusu I Revizyonizmin Keskin Kokusu II Sağ Sapma, Devrimci Pratik ve Teori Yeni Oportünizmin Niteliği Üzerine ASD'ye Açık Mektup Yayın Politikamız Devrimde Sınıfların Mevzilenmesi Kesintisiz Devrim I Kesintisiz Devrim II-III Toplumsal Yazıları Literatürde Mahir Çayan Kitaplar Ali H. Neyzi, Mahir Turhan Feyizoğlu, Mahir Tarkan Tufan, Mahir Çayan'ın Hayatı ve Fikirleri: Bir Devrimcinin Portresi Mahir Çayan "Bütün yazıları" "Hasretim Derin Uykularda-Mahir Çayan", Vehbi Bardakçı Mahir Çayan'ın Hayat Öyküsü - Yılmaz Okay Mahir Çayan Toplu Yazılar - Uğur Koparan Mahir Eylem Günlüğü - Ali Yıldırım Diziler Hatırla Sevgili (Mahir Çayan rolünü Kanbolat Görkem Arslan üstlenmiştir.) Şarkılar Âşık Gülabi - Bu Dere Kızıl Dere Âşık Gülabi - Kızıldere Aşık İhsani - Kızıldere Grup Kızılırmak - Onlara (Kızıldere) Grup Munzur - Kızıldere Grup Munzur - Mahir İle Yoldaşları Grup Yorum - Dünya Halkları Kardeştir / Bu Memleket Bizim Grup Yorum - Halay Potpori Grup Yorum - Kızıldere Grup Yorum - Sen Olacağız İlkay Akkaya - Kızıldere Saian - Feleğin Çemberine Kırk Kurşun Selda Bağcan - Kızıldere Sevinç Eratalay - Ankara'dan Bir Haber Var Sevinç Eratalay - Dev-Genç Marşı Sevinç Eratalay - Halk İçin Yola Düştüler Sevinç Eratalay - Kızıldere Sevinç Eratalay - Kızıldere Adın Ahire Kalsın Sevinç Eratalay - Kumandan Mahir Sevinç Eratalay - Mahir Yoldaş Sevinç Eratalay - Mahir'in Türküsü Adalılar - Ankara'dan Bir Haber Adalılar - Biz De Geliriz Adalılar - Kızıldere Adalılar - Mahir'i Gördüm Ali Asker - Ankaradan Bir Haber Var Ali Asker - Kızıldere Ali Asker - Kızıldere Adın Ahire Kalsın Ali Asker - Yoldaş Merhaba Ali Çağan - Kızıldere Ali Erdoğan - Kızıldere Adın Ahire Kalsın Ali Nurşani - Bu Dere Kızıldere Aşık Kadir - Çağla Kızıldere Emekçi - Maden Ocakları Emekçi - Mahir İle Yoldaşları Malik İnci - Kızıldere (Altı Mayıs Sabahında) Munzur Fırat - Kızıldere Murat Ateş - Kızıldere Özlem Gerçek - Kızıldere Şahin Doğan - Kızıldere Umut Altınçağ - Kızıldere Veysel Aydın - Kızıldere'' Kaynakça Özel Genel Dış bağlantılar Kategori:1946 doğumlular Kategori:Samsun doğumlular Kategori:1960'larda Türkiye Kategori:1970'lerde Türkiye Kategori:1972 yılında ölenler Kategori:Çatışmada ölen Türkler Kategori:Türk devrimciler Kategori:Türk komünistler Kategori:Karşıyaka Mezarlığı'na defnedilenler Kategori:Türkiye'de ateşli silahtan ölenler Kategori:Tokat'ta ölenler Kategori:68 kuşağı Kategori:İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenim görenler Kategori:Ateşli silahtan ölenler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri