Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Mahşerin Dört Atlısı

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Mahşerin Dört Atlısı. 1530-1532.|küçükresim|200px [[Dosya:Durer_Revelation_Four_Riders.jpg|sağ|küçükresim|200px|Albrecht Dürer tarafından yapılmış bir betimleme.]] Mahşerin Dört Atlısı, Hristiyanlıkta Kıyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılan dört atlı. Yeni Ahit'teki -Vahiy Kitabı olarak da bilinen- Apokalips bölümüne göre, Kıyamet felaketlerini getirecek olan yedi mührün açılması ile birlikte ortaya çıkacaklardır. Bazı akademisyenlere göre beyaz at ve binicisi İsa'yı, kızıl at ve binicisi kan ve savaşı, siyah at ve binicisi kıtlığı, soluk renkli at ve binicisi ise salgın hastalıkları ve ölümü sembolize eder. İncil yazarlarından Yuhanna'nın Patmos adasında gördüğü bir vizyona-görüntüye dayanır. Dört atlı ve simgeledikleri Kitabı Mukaddes'in başlıca konusu göksel bir krallıkla ilgilidir. Başlangıç 3. bölüm bu konunun temelini oluşturur. Başlangıç 3:15'te bir kadın ve kadının soyundan söz edilir. Bu kadın Havva değil, Vahiy 12. bölümde sözü edilen simgesel bir kadındır. Bu kadın Tanrı'nın gökteki ruh varlıklardan oluşan teşkilatını simgelemektedir. Başlangıç 3. bölüm, bir yılanın yalanlarından ve bu yalanlar sonucunda ortaya çıkan bir davadan söz eder. Adem ile Havva bu davanın içindeki görünür kişilerdir. Yılanın ise bu konuyla hiçbir ilgisi olmadığından, yılana söylenen sözler gerçekte harfi yılana söylenmemektedir. Tanrı Adem'le Havva'ya, onlara yönelik cezalandırmalarını bildirir. Ancak sıra yılana geldiğinde, sözler simgesel bir niteliğe bürünür. Çünkü harfi yılan görünmez bir varlığın etkisiyle kukla olarak kullanılmıştır. Tanrı Başlangıç 3:15'teki sözleri, Vahiy'de "İblis (İftiracı) ya da Şeytan (Hasım, Düşman) denen o eski yılan" olarak adlandırılan bir ruh varlığa söylemektedir. Bu yılan olarak adlandırılan kişi, tıpkı harfi bir yılanın yerde sürünürken çıkardığı diliyle toprağı yalayacağı derecede alçaltılacaktır. Başlangıç 3:15'teki sözlerde, bir kadın ile temsil edilen Tanrı'nın teşkilatından çıkacak bir soydan söz edilir. Buradaki kadının soyu bir insanı değil, bir krallığı temsil etmektedir. İsa bu soyun -krallığın- en başındaki kişi olduğundan, bu soyun en önemli bireyi Atanmış Kral olan İsa (gökteki adıyla Mikael) olmaktadır. Ayrıca, bu krallıkta yer alarak yardımcı krallar olarak görev alacak başka kişiler de seçileceklerdir ve bunlar Vahiy'de 144.000'ler olarak adlandırılırlar. Ayrıca, simgesel yılanın da bir soyu olacaktır. Bunlar, İblis Şeytan adı verilen eski yılanın peşinden giden insanları ve ruh varlıkları kapsar. Buna göre, Şeytan'ın da bir soyu vardır. Bu aynı zamanda, doğrudan söz edilmeyen Şeytan'a ait bir kadının varlığına da işaret eder. Buradaki "kadın" ifadeleri teşkilat anlamındadırlar. Şeytan'ın peşine taktıkları bireyler soyun ayrı ayrı bireyleriyken, bu soyun tümü birden ise Şeytan'ın kadını -teşkilatı- olmaktadır. Bu durumda iki ayrı düşman grup vardır. Bir grup Tanrı, Tanrı'nın kadını ve bu kadını oluşturan bireyleri kapsar. Diğer düşman grup ise Şeytan, Şeytan'ın kadını ve bu kadını oluşturan bireyleri kapsamaktadır. Başlangıç 3:15'teki sözler bu iki grubun birbirine düşmanlık edeceğinden söz etmektedir. Bu düşmanlığın en önemli iki olayı vardır. Birincisi, Şeytan'ın Tanrı'nın kadınının soyunun topuğuna saldırması ve yaralaması olayıdır. Bu olay İsa'nın yeryüzünde yaşadığı dönemde gerçekleşir. Şeytan İsa'nın bir direkte öldürülmesini sağlayarak, kadının soyunun topuğuna saldırmış olmaktadır. Şeytan açısından bu olay, kadının soyuna karşı sürdürdüğü düşmanlık eylemlerinin en büyüğüdür. Ancak Şeytan açısından büyük olan bu olay, kadının soyunun yalnızca topuğunu yaralayabilecek derecede olup, topuk yeniden iyileşeceğinden kalıcı bir zarar veremez. İsa'nın ruh bir varlık olarak yeniden eski güçlü konumuna gelmesiyle bu topuk yarası iyileşmiş olmaktadır. Bu olayların ardından, zamanı geldiğinde ise yılanın başı ezilecektir. Bu durum Şeytan'ın bir daha toparlanamayacağı ölümcül bir darbe alacağını göstermektedir. Burada Tanrı'nın belirlediği süreler ve zamanlar söz konusu olduğu için bu olay hemen gerçekleşmez. Bu olay ileride, Tanrı'nın Şeytan ve onun soyuna tanıdığı süre dolduğunda gerçekleşecek bir olaydır. Bu nedenle, İsa ruh bir varlık olarak diriltildiğinde kendisine hem ruhi gök üzerinde hem de yeryüzü üzerinde yetki verildiği halde, İsa'nın yetkisini kullanması için Tanrı'nın belirlediği süre doluncaya kadar beklemesi gerekiyordu. İsa bu yetkiyi aldığında, Tanrı tarafından atanmış bir kral olarak gökte ve yeryüzü üzerinde hüküm sürmeye başlayacaktır. Ancak, bütün insanlar kendi yönetimine boyun eğmeyi kabul etmediklerinden, bunu ilk olarak yalnızca yerdeki toplumunu oluşturan kendi cemaatinin üzerinde yapacaktır. Şeytan'la ilgili davanın bitiminde ise, Atanmış Kral olarak kendi yetkisine boyun eğmeyi kabul etmeyen bütün diğer insanları Armageddon'da yok ederek, gerçek anlamda bütün yeryüzünde hüküm sürecektir. Öte yandan, İsa gökle ilgili bu yetkisini Ms 1914'te Şeytan ve cinlerini göklerden yere atmakla göstermiştir. Armageddon'da ise, bu yetkisini onları dipsiz derinliklere atarak bir kez daha kullanmış olacaktır. Ayrıca bu savaşta krallık yetkisini bütün kötü insanlara karşı da kullanarak, bütün kötülerin yok edilmesini sağlayarak gösterecek ve bu şekilde yeryüzünden bütün kötülükleri temizlemiş olacaktır. Bu olaylardan sonra, İsa ruhi göklerden Tanrı'nın Krallığı'nın Kralı olarak, 144.000 yardımcı kral yöneticilerle birlikte hüküm sürerek yeryüzünü yönetmeye başlayacaktır. Daniel 7. bölümde insanoğlu olarak adlandırılan İsa'ya bu krallık yetkisinin verilişi ve kapsamı gösterilmektedir. Bu olay Vahiy 12. bölümde simgesel sözlerle anlatılır. Kadın bir çocuk doğurur. Bunun anlamı, Tanrı'nın bir kadınla simgelenen teşkilatından yeni bir oluşumun ortaya çıkmasıdır. Kadının doğurduğu bu çocuk Tanrı'nın Krallığıdır ve İsa bu krallığın Atanmış Kralı olarak yetkilendirilmiştir. Ayrıca bu krallıkta gökte kendisine katılacak 144.000 kişi daha bulunmaktadır. Kadının çöle kaçmasıyla ilgili sözler krallıkta yer alacak olan bu kişilerin yerdeki durumlarını ele almaktadır. İsa'nın gökte Atanmış Kral Mikael olarak yetkilendirildiğinde yaptığı ilk iş, kendi melekleriyle birlikte savaşarak, Şeytan ve meleklerini bulundukları göksel ruh ülkesinden kovmak olur. Artık kızıl ejder Şeytan ve peşinden sürüklediği melekleri olan cinler için göksel ruh ülkesine gitmek olanaksızdır. Bu olayların başladığı tarih, aynı zamanda Şeytan ve cinlerinin 1000 yıllığına dipsiz derinliklere atılacakları zamanın yaklaştığını gösteren bir tarihtir. Zamanının dolmakta olduğunun bilincinde olan Şeytan, bu tarihten sonra büyük bir öfkeye kapılır ve atıldıkları yeryüzünde kendi melekleriyle birlikte büyük sıkıntılara yol açarlar. Şeytan ve cinlerinin gökten yere atılmasıyla yeryüzünde "Son Günler" adı verilen bir dönem başlar. Artık, İsa Atanmış Kral olarak yetkilerini düşmanları üzerinde kullanmaya başlamış olmaktadır ve Armageddon'da Şeytan ve cinlerini dipsiz derinliklere atmak üzere hazır bulunmaktadır. İsa'nın krallık yetkisini kullanmak üzere harekete geçmeye hazır olduğu bu dönem "parousia - hazır bulunuş" sözcüğüyle tanımlanır. Bunun arkasından İsa'nın "gelişi" olarak adlandırılan bir süreç gelmektedir. Buradaki geliş, İsa'nın Atanmış Kral olarak Armageddon savaşı için harekete geçeceğini anlatmaktadır. Bu olay, Ms 1914 ile başlayıp Armageddon ile sona erecek olan Son Günler adı verilen bir dönemin sonunda olacaktır. İsa'nın Atanmış Kral olarak harekete geçmesiyle, Şeytan'ın düzenine son verilmeye başlanacaktır. Bu son, "Büyük Sıkıntı" ile başlayacak ve Armageddon savaşı ile kapanacaktır. Mahşerin dört atlısı ve alametler Mahşerin dört atlısının İsa'nın hazır bulunuşunu gösteren alametlerle ilgisi vardır. Bu kısa bir dönemdir ve bunu İsa'nın Armagedon'daki yargılama ve cezalandırma için gelişi izlemelidir. Mahşerin dört atlısı atlarını bu zaman dilimi arasında sürmektedirler. Hazır Bulunuşu: Ms 1914 Gelişi: Büyük Sıkıntı - Armageddon Gelişinin Yakınlığı: "Şuna emin olun, bütün bunlar oluncaya kadar bu nesil asla geçip gitmeyecek." Birinci atlı Atanmış Kral İsa'yı temsil eder. Bu İsa'nın Atanmış Kral olarak hazır bulunduğu bir dönemdir. İsa bu dönemin başlangıcında kendi melekleriyle birlikte savaşarak, Şeytan ve meleklerini ruhi göklerden aşağıya yeryüzüne atar. Şeytan ve cinlerine karşı kazanılan bu zaferi Armageddon'da kazanılacak ikinci bir zafer daha izleyecektir. Armageddon'da Şeytan ve cinleri "dipsiz derinliklere" atılarak, burada 1000 yıl faaliyetsiz olarak bağlı kalacaklardır. Ayrıca, Armageddon Şeytan'ın yeryüzündeki düzenine karşı da zafer kazanarak, bu düzeni ve bütün destekleyicilerini ortadan kaldırmış olacaktır. 1000 yılın sonunda Şeytan ve cinleri tamamen yok edildiğinde ise, "yılanın başı" tamamen ezilmiş olacaktır. İkinci atlı Savaşları temsil eder. İsa'nın Atanmış Kral olarak harekete geçmesi ve bunun sonucunda Şeytan ve cinlerinin göklerden yeryüzüne kovulmaları, yeryüzündekiler için sıkıntılı bir dönemi getirecektir. "Çünkü zamanının az olduğunu bilen İblis, büyük öfkeyle" yerde yaşayanlara büyük sıkıntılar verecektir. Şeytan ve cinlerinin yeryüzüne atıldıkları tarih olarak 1914'e dikkat çekilir. Bu tarihte patlak veren 1. Dünya Savaşı, geçmişteki bilinen kayıtlı savaşların toplamından 7 kat daha fazla ölüme neden olmuştur. Bunu izleyen 2. Dünya Savaşı da, birincisinin 4 katı kadar daha fazla kayba yol açmıştır. Bu savaşta ilk kez nükleer silahlar kullanılmıştır. 2. Dünya Savaşı sonrasında da bölgesel savaşlar ve çatışmalar sürmeye devam etmiştir. Sonuçta 20. yüzyıl geçmiş yüzyıllarla kıyaslanamayacak ölçüde can kaybına yol açarak, 100 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Üçüncü atlı Kıtlıkları temsil eder. Hem 1. Dünya Savaşı, hem de 2. Dünya Savaşı can kayıplarının yanı sıra açlığa da neden olmuştur. Savaş nedeniyle arazilerin mayınlanması ya da kullanılamaması, insanların köylerinden uzaklaşmaları, insan gücünün tarım yerine savaşta kullanılması gibi çeşitli etkenler kıtlığa ve açlığa neden olmuştur. Bundan başka doğaya zarar verilmesi, insan nüfusunun artması, ekonomik yetersizlikler ve eşitsizlikler de kıtlığa ve açlığa yol açmıştır. Geçmişte kullanılan 1 dinar, bir Roma askerinin bir günlük ücretiydi. Üçüncü atlının atını koşturduğu dönemde, bir ölçek buğdayın bir dinara, üç ölçek arpanın da bir dinara alınabilecek olması, bu dönemde yalnızca gıda yetersizliğinin değil, aynı zamanda kişilerin alım gücünün de bu gıdaları almakta yetersiz kalacağını göstermektedir. Öte yandan zeytinyağı ve şarap gibi ürünlerde bir ziyan olmayacağı da belirtilir. Eski devirlerde bu gıdalar pahalı gıdalar arasındaydılar. Bu durum, bir yanda satınalma gücü zayıf olduğu için buğday ve arpa gibi sıradan ürünleri bile zorlukla elde edebilen yoksul insanların olacağını, diğer yandan da satınalma gücü yüksek zengin insanların daha pahalı ürünleri tüketebileceklerini gösterir. Bu örnekler, açlığa ve kıtlığa neden olan etkenlerin yalnızca gıda yetersizliğinden kaynaklanmayacağını, gelir dağılımındaki adaletsizliğin de bunda önemli bir rol oynayacağını göstermektedir. Dördüncü atlı Hem salgın hem de yaygın kitlesel hastalıkları temsil eder. 1. Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkan İspanyol gribi, yaklaşık olarak 21 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Bu sayı doğrudan savaş nedeniyle ölen asker ve sivil, yaklaşık 14 milyon insandan çok daha fazladır. O tarihte Dünya'da her üç kişiden biri bu hastalığa yakalanmış ve toplamda 500 milyon kişi hastalanmıştı. 20. yüzyılda daha başka salgın hastalıklar da ölümlere yol açmıştır. Ayrıca çiçek hastalığı, sıtma, verem, kalp, kanser, AIDS gibi hastalıklar yine bu çağa özgü salgın ve kitlesel hastalıklar arasında sayılabilirler. Yerin vahşi hayvanları İnsanlar için ölüme yol açan savaşlar, kıtlıklar ve salgın hastalıkların yanı sıra, "yerin vahşi hayvanları" da ölüme yol açan nedenleri oluşturacaktır. Bu dönemdeki yozlaşmış insanların davranışları vahşi hayvanlarınkine benzetilir. Bu insanlar, savaşlardaki toplu katliamlar, bombalı eylemler, silahlı saldırılar ve cinayetler gibi çeşitli yollarla ölümlere yol açacaklardır. Kitabı Mukaddes, son günlerde insanların birçok kötü özellikleriyle yozlaşmış olmalarının bunlara yol açacağını söyler. Yerin vahşi hayvanlarının etkileri kızıl, siyah ve soluk renkli atlılarla birlikte ele alınır. Bunun nedeni, yerin vahşi hayvanlarını oluşturan kötü insanların özelliklerinin ve etkilerinin kızıl, siyah ve soluk renkli atlılarınkilere benzer olacağı içindir. Diğer yandan, bu tür vahşi hayvanlarla simgelenen kötü insanlarla, beyaz atlı arasında hiçbir bağ kurulmaz. Çünkü, beyaz atlının yerin vahşi hayvanlarını oluşturan kötü insanlarla ortak bir yanı ve amacı yoktur. Bunun tersine, beyaz atın binicisi bu tür kötü insanları Armageddon'da yok edecektir. Son Günler Birinci atlı İsa'nın Atanmış Kral olarak Şeytan ve cinlerine karşı harekete geçtiğini gösterir ve bu durum Vahiy 12. bölümde anlatılır. İsa'nın savaşı insanlara karşı değildir; ancak Şeytan ve cinleri bu savaşta yenilerek yeryüzüne atıldıklarında büyük bir öfkeyle insanları sıkıntılara sokarlar. Bu nedenle, birinci atlıyı izleyen diğer üç atlı yeryüzünde felaket niteliğinde olaylara yol açarlar. Bu olaylar son günlerin başlangıcını oluşturur. Vahiy 12. bölüme göre, gökteki konumlarını yitiren Şeytan ve kendi meleklerini oluşturan cinler, artık fazla zamanlarının kalmadığını bilmektedirler, bu yüzden büyük bir öfke içinde oldukları söylenmektedir. "Fakat yer ve deniz vay halinize! Çünkü zamanının az olduğunu bilen İblis, büyük öfkeyle üzerinize indi." sözleri bunu anlatır. Şeytan ve cinlerinin öfkelerinin etkilerini simgesel olarak anlatan kızıl, siyah ve soluk atlılar etkilerini bütün dünyaya göstermeye başlarlar. Ancak, bu atlıların atlarını sürmeleri "son günler" olarak adlandırılan kısa bir dönem için olacaktır. "Çünkü zamanının az olduğunu bilen İblis" ifadesi ve Matta 24:32-35'te geçen "İncir ağacı örneğinden ders çıkarın: Körpe dalları yumuşayıp filizlenince yazın yakın olduğunu anlarsınız." sözleri bu sürenin kısa olacağını gösterir. Yine "Aynı şekilde, bütün bunları gördüğünüzde anlayın ki o yakındadır, kapıdadır. Şuna emin olun, bütün bunlar oluncaya dek bu nesil asla geçip gitmeyecektir. Gök ve yer kaybolup gidecek, fakat benim sözlerim asla kaybolup gitmeyecektir." sözleri bu dönemin çok uzun sürmeyeceğini ve İsa'nın Armageddon'daki yargılama için gelişinin yakın olduğunu işaretleyecektir. İsa, Armageddon'da Şeytan'a ait eski dünya düzenini oluşturan bütün yönetimleri tamamen ortadan kaldırarak, Şeytan'ın egemenliğine son vermiş olacaktır. Daniel kitabının 2. bölümünde söz edilen heykelin ayaklarına vuran taş ile beyaz atlı aynı şeyi anlatırlar. Beyaz atlının Tanrı'nın Krallığını simgelediği gibi, dağdan gelen taş da Tanrı'nın Krallığını simgelemektedir. Her ikisinin anlattığı şey birdir ve aynı dönemi kapsar. Dağdan gelen taşın amacı, Şeytan'ın bu eski dünya düzenini temsil eden heykelini parçalamak ve Atanmış Kral olarak yeryüzünde Tanrı'nın Krallığını kurmaktır. Aynı şekilde, beyaz atlı olarak simgelenen İsa, Şeytan ile cinlerine, onun dünya düzenine ve kendi yönetimi yerine bu düzenin sürmesini yeğleyen bütün insanlara karşı kazanacağı zaferle bunu yapacaktır. İsa bütün göksel melek ordularıyla birlikte Armageddon'da bu savaşı sürdürerek son zaferini kazanmış olacaktır. Şeytan ve cinlerinin 1000 yıllık tutsaklığından sonra ise, bu ruhi varlıklar ve o zaman onlara katılacak olan bütün başkaldıran insanlar hep birlikte tamamen yok edileceklerdir. En sonunda kadının soyu olan İsa, yılanın başı İblis Şeytan'ı tamamen ezmiş ve Şeytan'ın yol açtığı zararları ortadan kaldırmış olarak son zaferini kazanmış olacaktır. Luka 21. bölümde geçen "Çünkü göklerin kudretleri sarsılacak." ve İsaya 24. bölümde geçen "O gün öyle olacak ki, Yehova yükseğin yükseğindeki orduya (Şeytan ve cin ordusuna) ve yerdeki krallara hükmünü verecek." sözleri ise Büyük Sıkıntı ve Armageddon'da gerçekleşecektir. Mahşerin dört atlısının atlarını sürmeleri böylece sona erecektir. Beyaz atlıyla simgelenen Atanmış Kral İsa yalnızca 1000 yıl egemenlik sürecek. Bu dönemde, yeryüzüyle ilgili her şey yeniden Tanrı'nın başlangıçtaki amacına uygun hale getirilip, düzeltilmiş olacaktır. İsa Tanrı'nın Krallığı'nın - Egemenliği'nin Kralı (Mesih: Atanmış Kral) olarak Tanrı'nın kendisine verdiği işleri tamamladığında, aldığı bütün yetkileri yeniden Tanrı'ya teslim edecektir. Bu tarihten sonra İsa'nın insanlarla Tanrı arasında aracılık etmesine gerek kalmayacaktır. Kaynakça Vahiy - Görkemli Doruğu Yakındır! 1998, Kule Kitapları Tic. Ltd. Şti. Kutsal Kitap: Yeni Dünya Çevirisi. 2008, Watchtower Bible And Tract Society Of New York, Inc. "Dört Atlının Koşusu Dünyayı Sarsıyor" jw.org/tr, Gözcü Kulesi No: 3, Mayıs 2017: Dipnot Kategori:Hristiyan eskatolojisi Kategori:Yok edici tanrılar Kategori:Vahiy Kitabı Kategori:Hristiyan terminolojisi Kategori:Hristiyanlık peygamberleri Kategori:Yeni Ahit'te adı geçen kişiler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri