Bir zirveden çok fazlasıydı bu. Herkesin boğazında birer "düğüm" bırakmıştık evlere dönüş yolunda. Nasıl kelimelere dökülür, nasıl anlatılır bilmiyorum, söyleyeceklerim içimdekilerin onda biri ederse ne ala!
Öncelikle Netameli'ye çok teşekkür etmek gerek, bu satırlar yazılıyorsa tarafım dan "kalem" odur. Organizasyon için çalışan, uğraşan, didinen herkese de teşekkür ederim. Ama en çok da, "Aylin, Özgür, Gökhan, Ferdi ve diğer tüm pırıl pırıl Malazgirtli çocuklara" teşekkür ederim bu denli bana iyi hissettirdiklerinden.
Bazı diyalogları aktarmak istiyorum aklıma geldikçe;
Latra: En çok neyinizi sevmediniz İstanbul'un?
Çocuklar: Trafiği
Latra: Ne olmak istiyorsunuz ileride?
Çocuklar: -Polis! –Makinist –Doktor –Doktor
Latra: Harika hepsi. Makinist ne yapar ki mesela?
Çocuklar: Uçak yapmak istiyorum mesela.
Latra: Eksi sözlük nedir sahi? Bilginiz var mı?
Çocuklar: Evet biliyoruz. Kitaplar (!) [Yazarın notu: Ben burda feci kötü oldum]
Latra: Sizin oralarınızın neleri meşhur, mesela yemekler
Çocuklar: Şöyle var, böyle var, şöle yemegimiz var. vs..... Sizin neyiniz meşhur?
Latra: Valla bilmemki, galiba sizinki kadar çok özel bir şeyimiz yok. Her şeyden var ama. Hangi okulda okumak istersiniz?
Çocuklar: -Bogazici üniversitesi (Sabah gezimlerde baya bi okulu) –İzmir fen lisesi de olabilir
Latra: Uçak yolculuğu nasıl geçti, ben ilk bindigimde çok korkmuştum, siz?
Çocuklar: Yoo, çok güzeldi, hiç korkmadık biz.
Latra: Okulunuzda müzik aleti var mı hic?
Çocuklar: Blokflüt var.
Latra: Başka enstruman yok mu?
Çocuklar: Pek yok (!) [Enstrümanları evde tozlanan sözlük yazarları iş başındaki notu]
Latra: En çok hangi sporları yapıyorsunuz?
Çocuklar: [Erkek olanlar] Futboll [Aylin] Hayır, ben pek spor yapmam.
Latra: Bu ne çiçeği?
Çocuklar: Kar çiçeği, biz bunun dibini yiyoruz, çok lezzetli.
Latra: Aaa, bize de getirseydiniz bari, bi koklar bi de yerdik. [Karaduta benzeyen başka bir çiçeği göstererek] Bu da yeniyor mu?
Çocuklar: [Gülüşmeler] Hayiiiiiir.
Latra: [Malazgirt resimlerine bakıktan sonra] Biz de görmeyi çok isteriz buraları, bizi de çağırır mısınız?
Çocuklar: Tabiii ki. [SIMDiden ayarlanması gerek Eksi Sözlük Malazgirt'te zirvesi]
Ve daha nice diyalog... O kadar gözleri parlıyordu ki hepsinin, o kadar zeka fışkırıyordu ki, bazı şeylere cevap bile veremeyeceğimiz anlar oldu. Arkadaşları ile tanıştırdı bizi bu 4 küçük çocuk. Tüm Malazgirtli çocuklara selam ettik, konuştuk, resimler çektik. Ardından servislerle Ulus'taki "Açık İlköğretim Okulu" na geçildi. Yanılmıyorsam "İstanbul'u Arıyoruz" idi oyunun adı. Bizim Malazgirtli küçüklerle beraber izledik oyunu, bolca alkışladık, kahkahalar attık, müziğe eşlik ettik ve içimizde "hmm" dedirten anlar oldu.
Çocuklar bize hayatı tekrar hatırlattı bu akşam, en zor olanı da ayrılmak oldu. Dedim ya, en baştan, boğazlarda düğümler vardı. Özledik bile sizi, yine gelin!
Öncelikle Netameli'ye çok teşekkür etmek gerek, bu satırlar yazılıyorsa tarafım dan "kalem" odur. Organizasyon için çalışan, uğraşan, didinen herkese de teşekkür ederim. Ama en çok da, "Aylin, Özgür, Gökhan, Ferdi ve diğer tüm pırıl pırıl Malazgirtli çocuklara" teşekkür ederim bu denli bana iyi hissettirdiklerinden.
Bazı diyalogları aktarmak istiyorum aklıma geldikçe;
Latra: En çok neyinizi sevmediniz İstanbul'un?
Çocuklar: Trafiği
Latra: Ne olmak istiyorsunuz ileride?
Çocuklar: -Polis! –Makinist –Doktor –Doktor
Latra: Harika hepsi. Makinist ne yapar ki mesela?
Çocuklar: Uçak yapmak istiyorum mesela.
Latra: Eksi sözlük nedir sahi? Bilginiz var mı?
Çocuklar: Evet biliyoruz. Kitaplar (!) [Yazarın notu: Ben burda feci kötü oldum]
Latra: Sizin oralarınızın neleri meşhur, mesela yemekler
Çocuklar: Şöyle var, böyle var, şöle yemegimiz var. vs..... Sizin neyiniz meşhur?
Latra: Valla bilmemki, galiba sizinki kadar çok özel bir şeyimiz yok. Her şeyden var ama. Hangi okulda okumak istersiniz?
Çocuklar: -Bogazici üniversitesi (Sabah gezimlerde baya bi okulu) –İzmir fen lisesi de olabilir
Latra: Uçak yolculuğu nasıl geçti, ben ilk bindigimde çok korkmuştum, siz?
Çocuklar: Yoo, çok güzeldi, hiç korkmadık biz.
Latra: Okulunuzda müzik aleti var mı hic?
Çocuklar: Blokflüt var.
Latra: Başka enstruman yok mu?
Çocuklar: Pek yok (!) [Enstrümanları evde tozlanan sözlük yazarları iş başındaki notu]
Latra: En çok hangi sporları yapıyorsunuz?
Çocuklar: [Erkek olanlar] Futboll [Aylin] Hayır, ben pek spor yapmam.
Latra: Bu ne çiçeği?
Çocuklar: Kar çiçeği, biz bunun dibini yiyoruz, çok lezzetli.
Latra: Aaa, bize de getirseydiniz bari, bi koklar bi de yerdik. [Karaduta benzeyen başka bir çiçeği göstererek] Bu da yeniyor mu?
Çocuklar: [Gülüşmeler] Hayiiiiiir.
Latra: [Malazgirt resimlerine bakıktan sonra] Biz de görmeyi çok isteriz buraları, bizi de çağırır mısınız?
Çocuklar: Tabiii ki. [SIMDiden ayarlanması gerek Eksi Sözlük Malazgirt'te zirvesi]
Ve daha nice diyalog... O kadar gözleri parlıyordu ki hepsinin, o kadar zeka fışkırıyordu ki, bazı şeylere cevap bile veremeyeceğimiz anlar oldu. Arkadaşları ile tanıştırdı bizi bu 4 küçük çocuk. Tüm Malazgirtli çocuklara selam ettik, konuştuk, resimler çektik. Ardından servislerle Ulus'taki "Açık İlköğretim Okulu" na geçildi. Yanılmıyorsam "İstanbul'u Arıyoruz" idi oyunun adı. Bizim Malazgirtli küçüklerle beraber izledik oyunu, bolca alkışladık, kahkahalar attık, müziğe eşlik ettik ve içimizde "hmm" dedirten anlar oldu.
Çocuklar bize hayatı tekrar hatırlattı bu akşam, en zor olanı da ayrılmak oldu. Dedim ya, en baştan, boğazlarda düğümler vardı. Özledik bile sizi, yine gelin!