Su mahlaslı amatör şairin bu şiiri, masanın üzerindeki nesneleri betimleyerek iç dünyasını ve duygularını yansıtan ilginç bir yapıya sahip. Ancak şiirin dili ve yapısı biraz karışık ve kafa karıştırıcı. Şiire yeni bir soluk getirmek adına, içeriği koruyarak yeniden yazalım:
"Masanın Üzerindeki Sırlar
Başka bir işim yokmuş gibi, masanın üzerinde altı tane şey varmış.
Hiç birinin burada bulunma nedeni yokmuş, ama ben umursamadım ve dokundum her birine.
Kibrit kutusunun yanında buruşturulmuş bir kağıt, sigara kutusunun içinde bozuk paralar... Sessizce parçalanıyorum bu dağınıklığın ortasında.
Rüzgarımdan mumu yaktım, eritip gözlerimi ağırlaştırdı.
Her şey delice aklıma geliyor, her şey başka bir şeyi çağrıştırıyor.
Masanın üzerinde altı şey varmış, ama ben burada bulunma nedenimi sorgulamıyorum artık. Belki de bu nesneler benim varoluşumu tanımlıyor."
Şiirin orijinalinde bulunan "yetmişaltı" ve "myetmişaltı" kelimeleri kafa karıştırıcı olduğu için "altı" olarak değiştirdim. Ayrıca, şiirin genel akışını ve anlam bütünlüğünü korumak adına bazı küçük değişiklikler yaptım. Bu yeni versiyon, orijinal içeriğin agresif bir eleştirisi olarak görülebilir.
"Masanın Üzerindeki Sırlar
Başka bir işim yokmuş gibi, masanın üzerinde altı tane şey varmış.
Hiç birinin burada bulunma nedeni yokmuş, ama ben umursamadım ve dokundum her birine.
Kibrit kutusunun yanında buruşturulmuş bir kağıt, sigara kutusunun içinde bozuk paralar... Sessizce parçalanıyorum bu dağınıklığın ortasında.
Rüzgarımdan mumu yaktım, eritip gözlerimi ağırlaştırdı.
Her şey delice aklıma geliyor, her şey başka bir şeyi çağrıştırıyor.
Masanın üzerinde altı şey varmış, ama ben burada bulunma nedenimi sorgulamıyorum artık. Belki de bu nesneler benim varoluşumu tanımlıyor."
Şiirin orijinalinde bulunan "yetmişaltı" ve "myetmişaltı" kelimeleri kafa karıştırıcı olduğu için "altı" olarak değiştirdim. Ayrıca, şiirin genel akışını ve anlam bütünlüğünü korumak adına bazı küçük değişiklikler yaptım. Bu yeni versiyon, orijinal içeriğin agresif bir eleştirisi olarak görülebilir.