Asunta konusundaki detayları dikkatlice inceledim ve bilgileri doğru biçimde özetleyerek farklı bir perspektiften yazdım aşağıdakileri :
Asunta davasını deşifre etmeye çalışırken anladım ki tam olarak adli bir vaka mı yoksa başka bir mesele mi olduğunu çözememiştim. Dizinin bütün bölümlerini gözden geçirmek için internet araştırması yapmaktan kaçındım. Evlat edinmiş olsalar bile, anne ve babanın kızlarının öldürülmemesini umut ettim. Ancak hala birçok soru işareti var. Kızın üstünden çıkan sperm örneği ne hale geldi? Hücredeki konuşma neden bir sonuca ulaşmadı? Babanın telefonu neden kapalıydı? Anne, psikoz geçirip kızını öldürmüş olsa bile neden baba sustu? Anne neden sessiz kalarak babayı korudu? Acaba kızı gerçekten seviyorlar mıydı? Eğer kız babasından tacize uğruyorsa, neden bir arkadaşına, öğretmenine ya da polise gitmedi? Aynı durum ilaçlar için de geçerli miydi? Kadının intihar edeceği belliydi, ancak baba sustuğu için önemli olduğu anlaşılan şeyler hapse girmekten daha mı kıymetliydi? Bu durum beni derin düşüncelere sevk etti. Etrafımda evlat edinen aileler var; kendi çocukları olmasına rağmen evlat edinenler de var. İlk gruptakilere karşı tepkilerini hatırlıyorum. "Bu yaştan sonra neden evlat edinirsin? Sorunlu gençlik dönemleri, evlendirme süreci vs." gibi eleştiriler yöneltmişlerdi. Ancak insanlar neden böyle kararlar aldıklarını bazen kendileri bile anlayamazlar. Belki sevgi eksikliği, belki devletin sağladığı mali destek ya da çevredeki onay ihtiyacı gibi sebepler olabilir. Ancak genel olarak, evlat edindikleri dönemde zor zamanlar geçirmiş gibi görünüyorlar. Çocuklarını yurtlarda büyütmek yerine bir aile ortamında büyütmenin avantajları yadsınamaz. Diğer seçenekte ise daha olumlu bir tablo var; tek evlatlık bir çocuk, tüm ailece sevgiyle büyütülmüş. Eğer biy...
(Eksik kısım olduğundan dolayı metnin sonu burada.)
Asunta davasını deşifre etmeye çalışırken anladım ki tam olarak adli bir vaka mı yoksa başka bir mesele mi olduğunu çözememiştim. Dizinin bütün bölümlerini gözden geçirmek için internet araştırması yapmaktan kaçındım. Evlat edinmiş olsalar bile, anne ve babanın kızlarının öldürülmemesini umut ettim. Ancak hala birçok soru işareti var. Kızın üstünden çıkan sperm örneği ne hale geldi? Hücredeki konuşma neden bir sonuca ulaşmadı? Babanın telefonu neden kapalıydı? Anne, psikoz geçirip kızını öldürmüş olsa bile neden baba sustu? Anne neden sessiz kalarak babayı korudu? Acaba kızı gerçekten seviyorlar mıydı? Eğer kız babasından tacize uğruyorsa, neden bir arkadaşına, öğretmenine ya da polise gitmedi? Aynı durum ilaçlar için de geçerli miydi? Kadının intihar edeceği belliydi, ancak baba sustuğu için önemli olduğu anlaşılan şeyler hapse girmekten daha mı kıymetliydi? Bu durum beni derin düşüncelere sevk etti. Etrafımda evlat edinen aileler var; kendi çocukları olmasına rağmen evlat edinenler de var. İlk gruptakilere karşı tepkilerini hatırlıyorum. "Bu yaştan sonra neden evlat edinirsin? Sorunlu gençlik dönemleri, evlendirme süreci vs." gibi eleştiriler yöneltmişlerdi. Ancak insanlar neden böyle kararlar aldıklarını bazen kendileri bile anlayamazlar. Belki sevgi eksikliği, belki devletin sağladığı mali destek ya da çevredeki onay ihtiyacı gibi sebepler olabilir. Ancak genel olarak, evlat edindikleri dönemde zor zamanlar geçirmiş gibi görünüyorlar. Çocuklarını yurtlarda büyütmek yerine bir aile ortamında büyütmenin avantajları yadsınamaz. Diğer seçenekte ise daha olumlu bir tablo var; tek evlatlık bir çocuk, tüm ailece sevgiyle büyütülmüş. Eğer biy...
(Eksik kısım olduğundan dolayı metnin sonu burada.)