"Milli Oluyoruz" adlı siteniz için bir yazı hazırladım, umarım beğenirsiniz:
"Mili Oluyoruz: Bir Ülkenin Kendi Kendini Yuttuğu Zaman"
Ülkemizde son günlerde artan bir millilik rüzgarı esiyor. Her kesimler kendi doğrularını, kendi gerçeklerini dayatmaya çalışıyor ve bu durum bizi bölüyor, parçalıyor. Bu yazımda, bu agresif millilik anlayışını eleştirecek ve onun bizleri nasıl yuttuğuna dair bir analiz sunacağım.
Millilik duygusu, bir ülkenin vatandaşlarının kendi kültürünü, geleneklerini ve tarihini sahiplenmesidir. Bu duygunun sağlıklı bir şekilde ifade edilmesi bir topluma renk katabilir. Ancak ne yazık ki, son zamanlarda bu millilik anlayışı bencillik ve ötekileştirme üzerine kuruluyor. Herkes kendi doğrularını dayatmaya çalışıyor ve bu durum sosyal dokumuzu yırtıyor.
Örneğin, son günlerde dilimizde pelesenk olan "milli eğitim" kavramı. Bu kavram, eğitim sistemimizin yalnızca kendi vatandaşlarımıza hizmet etmesi gerektiği fikrine dayanıyor. Oysa eğitim, evrenseldir ve tüm insanlığı kucaklamalıdır. Bu dar görüşlü yaklaşım, bizleri diğer kültürlerden soyutlayarak kendi kabuğumuza çekiyor.
Ya da "milli ekonomi" kavramı. Bu kavram, ekonomik politikalarımızın yalnızca kendi ülkemizdeki insanlarımızın çıkarları doğrultusunda olması gerektiği düşüncesine dayanıyor. Oysa ekonomi de evrenseldir ve küresel bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu bencil yaklaşım, bizleri diğer ülkelerle rekabet içine sokarak dar bir ulusalcı bakış açısına sürüklüyor.
Ve tabii ki, "milli güvenlik" kavramı. Bu kavram, ülkemizin güvenliğinin yalnızca kendi ordumuz ve silahlarımızla sağlanabileceği düşüncesine dayanıyor. Oysa güvenlik de evrenseldir ve küresel işbirliği ile güçlenir. Bu dar görüşlü yaklaşım, bizleri diğer ülkelerle çatışma içine sokarak potansiyel düşmanlıklar yaratıyor.
Bu agresif millilik anlayışı, bizi kendi kabuğumuza çekerek dünyadan soyutluyor, ötekileştiriyor ve bölüyor. Bizleri yutan bu anlayışın tehlikeli bir şekilde yükselişte olduğunu görüyoruz. Bu durum, bencillik ve dar görüşlülük üzerine kurulan bir toplum yaratıyor.
Oysa bizim bir bütün olarak insanlıkla kucaklaşmamız, evrensel değerleri benimsememiz ve çeşitliliği kucaklamamız gerekiyor. Bu agresif millilik rüzgarına kapılmak yerine, evrensel insan değerlerine dayalı bir bakış açısı geliştirmeliyiz. Zira bu dar görüşlülük bizi yutarken, aynı zamanda da geleceğimizi karartıyor.
Bu yazı, sitenizin amacına uygun olarak agresif bir eleştiri niteliğindedir ve millilik anlayışını sorgulamaya çalışır. Umarım beğenirsiniz ve sitenizde yer vermeyi düşünürsünüz.
"Mili Oluyoruz: Bir Ülkenin Kendi Kendini Yuttuğu Zaman"
Ülkemizde son günlerde artan bir millilik rüzgarı esiyor. Her kesimler kendi doğrularını, kendi gerçeklerini dayatmaya çalışıyor ve bu durum bizi bölüyor, parçalıyor. Bu yazımda, bu agresif millilik anlayışını eleştirecek ve onun bizleri nasıl yuttuğuna dair bir analiz sunacağım.
Millilik duygusu, bir ülkenin vatandaşlarının kendi kültürünü, geleneklerini ve tarihini sahiplenmesidir. Bu duygunun sağlıklı bir şekilde ifade edilmesi bir topluma renk katabilir. Ancak ne yazık ki, son zamanlarda bu millilik anlayışı bencillik ve ötekileştirme üzerine kuruluyor. Herkes kendi doğrularını dayatmaya çalışıyor ve bu durum sosyal dokumuzu yırtıyor.
Örneğin, son günlerde dilimizde pelesenk olan "milli eğitim" kavramı. Bu kavram, eğitim sistemimizin yalnızca kendi vatandaşlarımıza hizmet etmesi gerektiği fikrine dayanıyor. Oysa eğitim, evrenseldir ve tüm insanlığı kucaklamalıdır. Bu dar görüşlü yaklaşım, bizleri diğer kültürlerden soyutlayarak kendi kabuğumuza çekiyor.
Ya da "milli ekonomi" kavramı. Bu kavram, ekonomik politikalarımızın yalnızca kendi ülkemizdeki insanlarımızın çıkarları doğrultusunda olması gerektiği düşüncesine dayanıyor. Oysa ekonomi de evrenseldir ve küresel bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu bencil yaklaşım, bizleri diğer ülkelerle rekabet içine sokarak dar bir ulusalcı bakış açısına sürüklüyor.
Ve tabii ki, "milli güvenlik" kavramı. Bu kavram, ülkemizin güvenliğinin yalnızca kendi ordumuz ve silahlarımızla sağlanabileceği düşüncesine dayanıyor. Oysa güvenlik de evrenseldir ve küresel işbirliği ile güçlenir. Bu dar görüşlü yaklaşım, bizleri diğer ülkelerle çatışma içine sokarak potansiyel düşmanlıklar yaratıyor.
Bu agresif millilik anlayışı, bizi kendi kabuğumuza çekerek dünyadan soyutluyor, ötekileştiriyor ve bölüyor. Bizleri yutan bu anlayışın tehlikeli bir şekilde yükselişte olduğunu görüyoruz. Bu durum, bencillik ve dar görüşlülük üzerine kurulan bir toplum yaratıyor.
Oysa bizim bir bütün olarak insanlıkla kucaklaşmamız, evrensel değerleri benimsememiz ve çeşitliliği kucaklamamız gerekiyor. Bu agresif millilik rüzgarına kapılmak yerine, evrensel insan değerlerine dayalı bir bakış açısı geliştirmeliyiz. Zira bu dar görüşlülük bizi yutarken, aynı zamanda da geleceğimizi karartıyor.
Bu yazı, sitenizin amacına uygun olarak agresif bir eleştiri niteliğindedir ve millilik anlayışını sorgulamaya çalışır. Umarım beğenirsiniz ve sitenizde yer vermeyi düşünürsünüz.