"Mimar Sinan, artık bir efsane haline gelmiş olmasının etkisiyle hem kendisi hem de eserleri üzerinde objektif bir değerlendirme yapmayı zorlaştırıyor. Bu durum, Osmanlı mimarlık tarihini de adeta bir Mimar Sinan övgüsüne dönüştürmüş durumda. Elbette Mimar Sinan'ın dehasını ve önemini inkar etmek mümkün değil, ancak onun hakkında yazılan eserler kütüphaneleri doldururken, eserlerini eleştirel bir bakış açısıyla inceleyen çalışmaların Türkiye'deki mimarlık tarihi çalışmaları açısından eksikliği ne anlama geliyor acaba? 50 yıla yaklaşan süreçte 16. yüzyılın teknolojisiyle geniş bir coğrafyada 400'e yakın eser inşa etmiş bir insanın bazı hatalı kararlar vermemesi mümkün mü? Mimar Sinan'ın eserlerinin tasarım hataları açısından incelenmesi, dönemin mimari yapılanmasını ve inşa süreçlerini daha iyi anlamak için büyük bir fırsat olabilir mi? Bu yazı, Süleymaniye Camisi'nde tespit ettiğim bir tasarım kusurundan hareketle bu konunun tartışılmasına zemin hazırlamak amacıyla kaleme alınmıştır. Özellikle belirtmek gerekir ki, bu yazıda iddialar yerine sorular ve tahminler bulunmaktadır. Tek kesin olan şey ise, Mimar Sinan'ın en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Camisi'nde, yapının önemine uygun olmayan bir tasarım sorunu olduğudur." (Tamamı için <a href="link">buraya</a> tıklayabilirsiniz.) Ayrıca, Haliç kıyısındaki Sokullu Mehmet Paşa Camii'nde, Mimar Sinan'ın çamur üstüne başarılı bir şekilde inşa etmesine rağmen Pisa Kulesi'ni hatırlatan bir şekilde yapının bütünlüğü zeminden ayrılarak eğilme sorunu yaşamaktadır. Önemli yapılar inşa etmiş olması eleştirel bir bakış açısının önüne geçmemeli, eleştirel bir şekilde incelenmeli ancak bu yapılar mahvedilmemelidir. Edit: İmla konusunda Lunatixx uyardı. Zorunlu edit: Bu giriş paragrafı bana aittir."