İlgili entryde arkadaşımız baz istasyonlarının sağlığa zararlı olduğunu ve baz istasyonlarının yönetmeliklere aykırı olarak kurulduğunu iddia ediyor. Baz istasyonlarının kurulmasına ilişkin yönetmelik "elektronik haberleşme cihazları güvenlik sertifikası yönetmeliği"dir. Bu yönetmeliğin uygulanmasını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) denetlemektedir.
Yönetmeliği okursanız, yönetmeliğe aykırı baz istasyonunun ancak kaçak olarak kurulabileceğini, bunun da hepi topu 3 tane operatörün olduğu bir sektörde mümkün olamayacağını fark edersiniz.
Ülkemizde uygulanan güvenlik sertifikası yönetmeliği, AB uyum yasaları çerçevesinde AB standartları dikkate alınarak hazırlanmıştır ve hatta güvenlik mesafesinin hesaplanmasında çok daha katı kurallara sahiptir.
Ülkemizde ve dünyada baz istasyonlarının kanser yaptığına inananlar olduğu gibi, dünyanın düz olduğuna ya da aşılarda çip olduğuna inananlar da var. Bu nedenle bilimle desteklenmeyen herhangi bir iddiayı ciddiye almamanızı öneririm.
Örneğin, ilgili entryde iddia edildiği gibi evinin karşısında baz istasyonu olan kişinin kanser olması durumu söz konusu olsaydı, en basitinden başka komşularının da aynı dertten muzdarip olması ve hatta ülkedeki yaklaşık 50 bin baz istasyonunun çevresinde yüz binlerce kanser hastasıyla karşılaşmak gerekirdi.
Güvenlik sertifikası yönetmeliğine geri dönersek, bu yönetmelik nedeniyle park, bahçe, okul gibi yerlerin yakınlarına baz istasyonu kurulamadığı görülüyor. Hal böyle olunca baz istasyonları mecburen kule şeklinde değil de bina üstlerine kurulum şeklinde yapılabiliyor. Bina üstlerindeki baz istasyonları da halk tepkisi ya da şikayet üzerine kaldırılıyor.
Ee çok güzel kanser olmaktan kurtuldunuz diyelim. 2023 Kahramanmaraş deprem felaketlerini hatırlar mısınız? Bahsettiğim yönetmelik ve insanımızın kanser hassasiyeti (!) dolayısıyla bina üstlerine yapılan baz istasyonları yıkılmış ve iletişimde bölgesel bazda 3 günlük düzensizlikler ortaya çıkmıştı. Burada telefonlar çekmiyor enkaz altındaki vatandaşlara ulaşamıyoruz diye yangın yapanlar ya da onların akrabaları Youtube linki (linki burada ekleyebilirsiniz) gibi hala baz istasyonunu başka yere kur, dağa kur diye atar gider yapıyor. Halbuki kafanızı kaldırıp baksa dağdaki kulelerin yıkılmadığını ve oradaki baz istasyonunun hala -enerji varsa- çalıştığını görecekti.
Buna ek olarak bazı yerlerde baz istasyonu kurulanlar darp edildi.
Deprem sonrasında haberleşmenin yeniden sağlanması için sağlamlıklarından neredeyse emin olunan kamu binalarına kurulan baz istasyonlarının sökülmesi için valilikler işe koyuluyor.
Toparlayalım: Baz istasyonlarının camilere, kamu binalarına, evlerin üstüne ya da park, bahçe, yeşil alanlara kurulmasını istemeyen güruh lütfen evinin tuvaletinde dahi telefon çekmesini sağlayacak planlamayı kamuoyu ile paylaşsın lütfen. O baz istasyonlarının her biri milyonlarca lira maliyete sahip. Yapcağınız planlama ile milli servetin de ithal baz istasyonu ürünlerine gitmesini de engellemiş olursunuz. Ülkemize yapacağınız bu hizmet unutulmayacaktır.
Deprem üzerinden başka tartışmalar açmak isteyenlere peşin not: Maraşlı bir suser
Yönetmeliği okursanız, yönetmeliğe aykırı baz istasyonunun ancak kaçak olarak kurulabileceğini, bunun da hepi topu 3 tane operatörün olduğu bir sektörde mümkün olamayacağını fark edersiniz.
Ülkemizde uygulanan güvenlik sertifikası yönetmeliği, AB uyum yasaları çerçevesinde AB standartları dikkate alınarak hazırlanmıştır ve hatta güvenlik mesafesinin hesaplanmasında çok daha katı kurallara sahiptir.
Ülkemizde ve dünyada baz istasyonlarının kanser yaptığına inananlar olduğu gibi, dünyanın düz olduğuna ya da aşılarda çip olduğuna inananlar da var. Bu nedenle bilimle desteklenmeyen herhangi bir iddiayı ciddiye almamanızı öneririm.
Örneğin, ilgili entryde iddia edildiği gibi evinin karşısında baz istasyonu olan kişinin kanser olması durumu söz konusu olsaydı, en basitinden başka komşularının da aynı dertten muzdarip olması ve hatta ülkedeki yaklaşık 50 bin baz istasyonunun çevresinde yüz binlerce kanser hastasıyla karşılaşmak gerekirdi.
Güvenlik sertifikası yönetmeliğine geri dönersek, bu yönetmelik nedeniyle park, bahçe, okul gibi yerlerin yakınlarına baz istasyonu kurulamadığı görülüyor. Hal böyle olunca baz istasyonları mecburen kule şeklinde değil de bina üstlerine kurulum şeklinde yapılabiliyor. Bina üstlerindeki baz istasyonları da halk tepkisi ya da şikayet üzerine kaldırılıyor.
Ee çok güzel kanser olmaktan kurtuldunuz diyelim. 2023 Kahramanmaraş deprem felaketlerini hatırlar mısınız? Bahsettiğim yönetmelik ve insanımızın kanser hassasiyeti (!) dolayısıyla bina üstlerine yapılan baz istasyonları yıkılmış ve iletişimde bölgesel bazda 3 günlük düzensizlikler ortaya çıkmıştı. Burada telefonlar çekmiyor enkaz altındaki vatandaşlara ulaşamıyoruz diye yangın yapanlar ya da onların akrabaları Youtube linki (linki burada ekleyebilirsiniz) gibi hala baz istasyonunu başka yere kur, dağa kur diye atar gider yapıyor. Halbuki kafanızı kaldırıp baksa dağdaki kulelerin yıkılmadığını ve oradaki baz istasyonunun hala -enerji varsa- çalıştığını görecekti.
Buna ek olarak bazı yerlerde baz istasyonu kurulanlar darp edildi.
Deprem sonrasında haberleşmenin yeniden sağlanması için sağlamlıklarından neredeyse emin olunan kamu binalarına kurulan baz istasyonlarının sökülmesi için valilikler işe koyuluyor.
Toparlayalım: Baz istasyonlarının camilere, kamu binalarına, evlerin üstüne ya da park, bahçe, yeşil alanlara kurulmasını istemeyen güruh lütfen evinin tuvaletinde dahi telefon çekmesini sağlayacak planlamayı kamuoyu ile paylaşsın lütfen. O baz istasyonlarının her biri milyonlarca lira maliyete sahip. Yapcağınız planlama ile milli servetin de ithal baz istasyonu ürünlerine gitmesini de engellemiş olursunuz. Ülkemize yapacağınız bu hizmet unutulmayacaktır.
Deprem üzerinden başka tartışmalar açmak isteyenlere peşin not: Maraşlı bir suser