<a>Modernizm ve Yaratıcılığın İlişkisi<a>
Modernizm ve yaratıcılık arasındaki ilişki genellikle yanlış anlaşılmaktadır. Modernizm aslında yaratıcılığı öldürmez, tam tersine tetikler çünkü üretim sürecinin bir parçasıdır. Ancak modernizm, üretimi o kadar özgün bir şekilde yapılandırır ki, her hangi bir eserin tek başına anlam taşıması imkansız hale gelir. En basit bir çalışma bile sanat eseri olarak değerlendirilir ve bu da ona birçok katman ekler. Üretilen her ürün, bir şekilde yapıt statüsüne kavuşur ve sıradanlıktan uzaklaşır. Modernizm, ürünlerin kullanılabilir olmasını ve pazarlanmasını da dikkate alır. Her yaratıcı figürün arkasında bir sembol bulunur ve bu da yaratıcılığı değil, yaratıcının sıradanlığını vurgular. Modernizm aynı zamanda seri üretilmeyen ürünlerde bile üreticinin kimliğine vurgu yapar. Yaratıcılığı sergilemeyen hiç kimse yoktur, ya kendisi için üretir ya da toplumla paylaşır. Modernizmin önemsediği bir sorun, bir şeyin var olup olmadığı hakkındaki kuşkuları ortaya çıkarır. Eser bir bakışta tamamlandığında kabul edilir ve her üretim için bir tüketici hayal edilir. Modernizm, yaratıcı dürtüyü kontrol altında tutmayı önerir ve bu durum bazen yaratıcılığın ölü doğan bir bebek gibi olmasına yol açabilir. Modernizm, yaratıcılığı öldürmekten ziyade, içinde büyüme şansı olmayan donmuş bir imge olarak korur.
Modernizm ve yaratıcılık arasındaki ilişki genellikle yanlış anlaşılmaktadır. Modernizm aslında yaratıcılığı öldürmez, tam tersine tetikler çünkü üretim sürecinin bir parçasıdır. Ancak modernizm, üretimi o kadar özgün bir şekilde yapılandırır ki, her hangi bir eserin tek başına anlam taşıması imkansız hale gelir. En basit bir çalışma bile sanat eseri olarak değerlendirilir ve bu da ona birçok katman ekler. Üretilen her ürün, bir şekilde yapıt statüsüne kavuşur ve sıradanlıktan uzaklaşır. Modernizm, ürünlerin kullanılabilir olmasını ve pazarlanmasını da dikkate alır. Her yaratıcı figürün arkasında bir sembol bulunur ve bu da yaratıcılığı değil, yaratıcının sıradanlığını vurgular. Modernizm aynı zamanda seri üretilmeyen ürünlerde bile üreticinin kimliğine vurgu yapar. Yaratıcılığı sergilemeyen hiç kimse yoktur, ya kendisi için üretir ya da toplumla paylaşır. Modernizmin önemsediği bir sorun, bir şeyin var olup olmadığı hakkındaki kuşkuları ortaya çıkarır. Eser bir bakışta tamamlandığında kabul edilir ve her üretim için bir tüketici hayal edilir. Modernizm, yaratıcı dürtüyü kontrol altında tutmayı önerir ve bu durum bazen yaratıcılığın ölü doğan bir bebek gibi olmasına yol açabilir. Modernizm, yaratıcılığı öldürmekten ziyade, içinde büyüme şansı olmayan donmuş bir imge olarak korur.