Sosyal evrim, bazı canlı türlerinde yerleşik bir toplum yapısı ve üreme biçimine yol açmıştır.
Örneğin, memelilerin sadece %3-5'i sosyal olarak tek eşlidir, bu da hayat boyu eş seçen ve uzun süre birlikte kalan türler arasında değişir. Primatlarda durum biraz daha yaygındır; %29'u sosyal olarak tek eşlidir.
Bu davranışın gelişmesinde, insan bebeğinin uzun süreli bakım ihtiyacı, genetik çeşitliliğin artması ve miras kültürü gibi faktörler etkili olmuştur.
İnsanların doğası gereği tek eşlilikle örtüşmeyen bazı içgüdülerini bastırarak tek bir partnerle birlikte olma zorunluluğuna iten sosyal yapının etkisi de önemlidir. Bu bastırılmış biyolojik eğilimler, monogamiye sadık kalamama durumuna yol açabilir ve "aldatma" kavramının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Ayrıca, monogamik bir toplumda doğal seçilim yoluyla üreme şansı bulamayacak erkekler, sosyal normlar sayesinde bir partner bulma ve üreme imkanı elde edebilir. Bu durum, toplum mühendisliği perspektifinden bakıldığında, toplumun daha fazla insan gücüne ihtiyaç duyması ve bu durumun, bireylerin genlerinin toplumun %1'ini oluşturan -evrimsel olarak daha uyumlu olan- genlere, çevrenin değişmesi ihtimaline karşın evrimsel bir backup niteliği taşıması nedeniyle önemli bir rol oynamaktadır.
Örneğin, memelilerin sadece %3-5'i sosyal olarak tek eşlidir, bu da hayat boyu eş seçen ve uzun süre birlikte kalan türler arasında değişir. Primatlarda durum biraz daha yaygındır; %29'u sosyal olarak tek eşlidir.
Bu davranışın gelişmesinde, insan bebeğinin uzun süreli bakım ihtiyacı, genetik çeşitliliğin artması ve miras kültürü gibi faktörler etkili olmuştur.
İnsanların doğası gereği tek eşlilikle örtüşmeyen bazı içgüdülerini bastırarak tek bir partnerle birlikte olma zorunluluğuna iten sosyal yapının etkisi de önemlidir. Bu bastırılmış biyolojik eğilimler, monogamiye sadık kalamama durumuna yol açabilir ve "aldatma" kavramının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Ayrıca, monogamik bir toplumda doğal seçilim yoluyla üreme şansı bulamayacak erkekler, sosyal normlar sayesinde bir partner bulma ve üreme imkanı elde edebilir. Bu durum, toplum mühendisliği perspektifinden bakıldığında, toplumun daha fazla insan gücüne ihtiyaç duyması ve bu durumun, bireylerin genlerinin toplumun %1'ini oluşturan -evrimsel olarak daha uyumlu olan- genlere, çevrenin değişmesi ihtimaline karşın evrimsel bir backup niteliği taşıması nedeniyle önemli bir rol oynamaktadır.