Olabilme ihtimali oldukça yüksek olan mRNA aşılarının uzun vadeli yan etkileri konusunda endişeler giderek artıyor. mRNA, vücutta doğal olarak üretilen bir bileşendir ve genlerdeki bilgiyi kopyalayarak çekirdeğin dışına taşıyarak spesifik bir süreçle protein sentezine yol açar. Ancak, bu süreç vücut içinde belirli bir düzen ve spesifiklikle gerçekleşir. Ancak, mRNA aşıları bu içsel sürecin dışında, belirsiz dokulara "kendi kararına kalmış" bir şekilde enjekte edilirken endişelere neden olmaktadır.
Bu aşılar klasik aşılar gibi değildir. Yüzyıllardır dışarıda üretilen aşı maddeleri vücut içinde üretilmeye çalışılmakta ve bu da kompleks ve spesifik bir süreci gerektirmektedir. En ufak bir hata, mutasyonlara, sakatlıklara ve hatalı protein/enzim üretimine neden olabilir. Bu durum, hayati sonuçlar doğurabilen mikro düzeyde hataların insan sağlığına potansiyel olarak zarar verebileceği noktasından kaygı uyandırmaktadır.
Yan etkileri bilinmeyen bu aşılar konusunda kadınların yaşadığı regl döngüsü sorunları da endişe yaratmaktadır. Özellikle beklenmedik etkilerin görülmesi ve bu durumların aşı öncesi tahmin edilememesi, insanların aşı olmaya zorlanmasının mantıksızlığını ortaya koymaktadır. Bu konuda daha fazla araştırma ve şeffaflık gerekmektedir.
Ayrıca, aşıların güvenli olduğu iddiasının altında yatan ölüm ve yan etki vakalarının gizlenmeye çalışılması da endişe vericidir. Sürü bağışıklığı hedefine ulaşmak için aşıların zorunlu hale getirilmesi, bireyleri haklı olarak şüpheye düşürmektedir. Bu nedenle, risk ve fayda analizleri yapmadan körü körüne aşı olmaya zorlanmanın insan sağlığı açısından ne kadar doğru olduğu sorgulanmalıdır.
Bu aşılar klasik aşılar gibi değildir. Yüzyıllardır dışarıda üretilen aşı maddeleri vücut içinde üretilmeye çalışılmakta ve bu da kompleks ve spesifik bir süreci gerektirmektedir. En ufak bir hata, mutasyonlara, sakatlıklara ve hatalı protein/enzim üretimine neden olabilir. Bu durum, hayati sonuçlar doğurabilen mikro düzeyde hataların insan sağlığına potansiyel olarak zarar verebileceği noktasından kaygı uyandırmaktadır.
Yan etkileri bilinmeyen bu aşılar konusunda kadınların yaşadığı regl döngüsü sorunları da endişe yaratmaktadır. Özellikle beklenmedik etkilerin görülmesi ve bu durumların aşı öncesi tahmin edilememesi, insanların aşı olmaya zorlanmasının mantıksızlığını ortaya koymaktadır. Bu konuda daha fazla araştırma ve şeffaflık gerekmektedir.
Ayrıca, aşıların güvenli olduğu iddiasının altında yatan ölüm ve yan etki vakalarının gizlenmeye çalışılması da endişe vericidir. Sürü bağışıklığı hedefine ulaşmak için aşıların zorunlu hale getirilmesi, bireyleri haklı olarak şüpheye düşürmektedir. Bu nedenle, risk ve fayda analizleri yapmadan körü körüne aşı olmaya zorlanmanın insan sağlığı açısından ne kadar doğru olduğu sorgulanmalıdır.