"Kalkın lan o masa bizim masamız!"
Bu sözler, bir grup genç arasında çıkacak bir kavgayı önleyen ve işleri şiddet kullanmadan çözmeye yönlendiren oldukça cesur ve etkileyici bir ifadedir. Anlatılan olayda, kahvaltı için bir kafeye giden "kavga çıkarmaya meyilli" bir grup genç, tek dolu masada oturan 15-16 yaşlarındaki üç çocuğu görmezden gelerek kendi masalarını talep ederler. Çocuklar kovulur ve kısa süre sonra daha kalabalık bir grupla geri dönerler, muhtemelen destek almak için yakınlardaki bir inşaattan arkadaşlarını çağırmışlardır.
Bu noktada, kadrodan biri durumu ciddiyetle kavmaya başlar ve liseye, etraftaki cafelere ve bilardo salonlarına adam toplamaya gider. Kısa süre içinde 30-40 kişilik bir grup oluştururlar ve kafeye geri dönerler. Kadronun kalabalığı, olası bir çatışmada ortaya çıkabilecek zararların boyutunu artırır ve kafe çalışanları müdahale ederek "gençler yapmayın" diyerek araya girerler.
Çay dağıtılması ve ortamın yatıştırılmasının ardından, bir öğrenci atılır ve büyük lafı söyler: "Beyler iyi ki kavga etmedik, yoksa ananızı sikerdik!" Bu sözler, olası bir şiddet olayının nasıl sonuçlanabileceğini ima ederek gruptaki gerilimi azaltır ve işleri barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturur.
Anlatılan olay, gençlerin şiddet ve çatışma eğilimlerini ele alırken aynı zamanda olgunluk ve sakinliğin önemini de vurgular. Öğrenciyle sözleriyle, olası bir felaketi önler ve grubun dikkatini daha yapıcı yönlere odaklatır. Bu sözlerin etkisi o kadar büyüktür ki, anlatıcı bile sırtına aldığı darbenin şokuyla sonrasını hatırlamamaktadır.
Bu sözler, bir grup genç arasında çıkacak bir kavgayı önleyen ve işleri şiddet kullanmadan çözmeye yönlendiren oldukça cesur ve etkileyici bir ifadedir. Anlatılan olayda, kahvaltı için bir kafeye giden "kavga çıkarmaya meyilli" bir grup genç, tek dolu masada oturan 15-16 yaşlarındaki üç çocuğu görmezden gelerek kendi masalarını talep ederler. Çocuklar kovulur ve kısa süre sonra daha kalabalık bir grupla geri dönerler, muhtemelen destek almak için yakınlardaki bir inşaattan arkadaşlarını çağırmışlardır.
Bu noktada, kadrodan biri durumu ciddiyetle kavmaya başlar ve liseye, etraftaki cafelere ve bilardo salonlarına adam toplamaya gider. Kısa süre içinde 30-40 kişilik bir grup oluştururlar ve kafeye geri dönerler. Kadronun kalabalığı, olası bir çatışmada ortaya çıkabilecek zararların boyutunu artırır ve kafe çalışanları müdahale ederek "gençler yapmayın" diyerek araya girerler.
Çay dağıtılması ve ortamın yatıştırılmasının ardından, bir öğrenci atılır ve büyük lafı söyler: "Beyler iyi ki kavga etmedik, yoksa ananızı sikerdik!" Bu sözler, olası bir şiddet olayının nasıl sonuçlanabileceğini ima ederek gruptaki gerilimi azaltır ve işleri barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturur.
Anlatılan olay, gençlerin şiddet ve çatışma eğilimlerini ele alırken aynı zamanda olgunluk ve sakinliğin önemini de vurgular. Öğrenciyle sözleriyle, olası bir felaketi önler ve grubun dikkatini daha yapıcı yönlere odaklatır. Bu sözlerin etkisi o kadar büyüktür ki, anlatıcı bile sırtına aldığı darbenin şokuyla sonrasını hatırlamamaktadır.