Eğer ünlülerle buluşma şansımız olsaydı, neden küçük düşünelim ki? Benim tercihim, Scarlett Johansson'la İzmir'in sokaklarında dolaşmaktan yana olurdu. Market sırasında el ele tutuşup, kasiyere annemin cep telefonu numarasını vererek jest yapardım ve Club Kart indiriminden faydalanırdık. Genel alışverişimizin yanı sıra renkli taneli Eti Puf alırdım ona ve birlikte tekila içerken keyif yapardık. Ben askerlik şubesinden belgemi alırken o arabada bana beklerken, "5 dakikaya dönerim, eğer kapı çalınırsa ben gelene kadar açmayın! Tamam mı? Sadece ben!" diye sıkıca uyarırdım. Arabayı kilitleyip, tavuğunu kıskanan horoz gibi sağa sola bakarken ona güvenim tam olunca arabada bırakırdım. Sonra deniz kenarına gidip özgürlüğümüzü kutlardık. Onunla birlikte o müzik videosunu canlandırırdık. (Sonlara doğru adamın atlamadığı yer var ya, evet o. İsmi gizli kalsın, ama daha yükseği bile var, fakat gözler acırdı.) Hayallerimi gerçekleştirmeye çalışmış gibi yapıyor ama başarısız oluyorum. Eti Puf'u havlu aralarında bulamıyorum ve o yatağın altına düşürdüğü telefonu arıyormuş gibi yapıyor. Ben olsam, çiğdemleri Scarlet'e yedirirken mutlu olurdum. Ya da onu kucaklayıp denize taşırdım. Eğer seçim yapacaksak, her şeyi düşünerek yapmalıyız. Denize atılmak için en uygun seçenek olurdu.