Metrobüsle Kadıköy'e, dershaneye gidiyorum. 8.30'da başlayacak derslerim var. 6 saat aralıksız, sonra sadece 40 dakika öğle arası. Etütler başlıyor, o kadar yoğun çalışıyorum ki nefes almadan, durmaksızın soru çözmek zorundayım. Akşam 4.50'ye kadar bu tempo devam ediyor. Saat 5'ten itibaren 3 saat daha sınıf dersim var. Günler böyle geçiyor, her gün aynı yoğunluk. 20 yılı aşkın süredir dershanelerde çalışıyorum.
Peki, tüm bu emeğimin karşılığında ne kadar para kazanıyorum dersiniz? Dershanemde en yüksek maaşı alan öğretmenlerden biri olduğum halde, kazandığım para bir milli eğitim öğretmenin maaşının sadece 2/3'ü kadar. Ve iki günde yaptığım ders, o öğretmenin bir haftada yaptığı ders saatinden daha fazla! Yani, bir MEB öğretmenin en az 3 katı ders yapıyorum ama onun kazandığı maaşın üçte ikisi kadar para alıyorum. Bu adaletsizlik artık dayanılmaz hale geldi.
Sektöründe hakim olan ücret, asgari ücrettir. Sektörde bir hizmetli bile asgari ücreti kabul etmiyor, daha yüksek maaş alıyor ancak öğretmenin maaşı asgari ücret. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin maaşı her geçen gün eriyor. Bunun birçok sebebi var ama en büyük nedenlerden biri, piyasada bu işi yapacak çok sayıda işsiz öğretmen bulunması ve bu öğretmenlerin iş sahasına, milli eğitim'de çalışan öğretmenlerin el koyması.
Şu an hemen hemen her özel öğretim kursunda milli eğitim'de çalışan kaçak öğretmenler var. Müdürlerin bundan haberi olmuyor mu? Elbette var. Ders programlarını buna göre ayarlıyorlar ve belki de bu işten paylarını alıyorlardır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu durumu bilmiyor mu? Geçenlerde, kurslarında kaçak öğretmen çalıştıran patronların bir kısmı, bakanlıkta, özel öğretim kurumları genel müdürü Fetullah Güner'le fotoğraf çektirdi.
Bu nasıl bir düzen? Zavallı, gariban özel öğretim kursu öğretmeni kimi kime şikayet edecek? Şimdi size geliyorum, sayın Murat Mücahit Yentür Bey... İyi niyetli olduğunuzu biliyorum ve bu durumdan rahatsız olduğunuzu da anlıyorum. Ancak, sorunları çözme noktasında adımlar atılmadığı sürece sadece iyi niyet yeterli olmuyor. Kaçak öğretmen çalıştıran tüm kurumları kapatmadan bu sorunu çözemezsiniz. Eğer tüm kaçak öğretmen çalıştıran kurumları kapatın dersem, İstanbul'da tek bir kurum bile kalmayacak. Ancak, en azından kaçak öğretmen sayısı mevcut yasal öğretmen sayısından fazla olan kurumları kapatın.
Özel öğretim kursu öğretmenleri çaresiz durumda. Geçinemiyoruz, ölüyoruz! Doğru düzgün maaş alamıyoruz ve artış talep ettiğimizde hemen kapının önüne konuluyoruz. Yerimize milli eğitim'de çalışan bir öğretmen alınarak, bizlerin emeği hiçe sayılıyor. Bu adaletsizliğe karşı daha güçlü bir çözüm bekliyoruz. Bu düzen böyle gitmez. Basını, sivil toplum kuruluşlarını ve kamuoyunu da bu haksızlığa karşı ses çıkarmaya davet ediyorum. Hep birlikte bu adaletsizliği durdurmalıyız. Yazıklar olsun!
Peki, tüm bu emeğimin karşılığında ne kadar para kazanıyorum dersiniz? Dershanemde en yüksek maaşı alan öğretmenlerden biri olduğum halde, kazandığım para bir milli eğitim öğretmenin maaşının sadece 2/3'ü kadar. Ve iki günde yaptığım ders, o öğretmenin bir haftada yaptığı ders saatinden daha fazla! Yani, bir MEB öğretmenin en az 3 katı ders yapıyorum ama onun kazandığı maaşın üçte ikisi kadar para alıyorum. Bu adaletsizlik artık dayanılmaz hale geldi.
Sektöründe hakim olan ücret, asgari ücrettir. Sektörde bir hizmetli bile asgari ücreti kabul etmiyor, daha yüksek maaş alıyor ancak öğretmenin maaşı asgari ücret. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin maaşı her geçen gün eriyor. Bunun birçok sebebi var ama en büyük nedenlerden biri, piyasada bu işi yapacak çok sayıda işsiz öğretmen bulunması ve bu öğretmenlerin iş sahasına, milli eğitim'de çalışan öğretmenlerin el koyması.
Şu an hemen hemen her özel öğretim kursunda milli eğitim'de çalışan kaçak öğretmenler var. Müdürlerin bundan haberi olmuyor mu? Elbette var. Ders programlarını buna göre ayarlıyorlar ve belki de bu işten paylarını alıyorlardır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu durumu bilmiyor mu? Geçenlerde, kurslarında kaçak öğretmen çalıştıran patronların bir kısmı, bakanlıkta, özel öğretim kurumları genel müdürü Fetullah Güner'le fotoğraf çektirdi.
Bu nasıl bir düzen? Zavallı, gariban özel öğretim kursu öğretmeni kimi kime şikayet edecek? Şimdi size geliyorum, sayın Murat Mücahit Yentür Bey... İyi niyetli olduğunuzu biliyorum ve bu durumdan rahatsız olduğunuzu da anlıyorum. Ancak, sorunları çözme noktasında adımlar atılmadığı sürece sadece iyi niyet yeterli olmuyor. Kaçak öğretmen çalıştıran tüm kurumları kapatmadan bu sorunu çözemezsiniz. Eğer tüm kaçak öğretmen çalıştıran kurumları kapatın dersem, İstanbul'da tek bir kurum bile kalmayacak. Ancak, en azından kaçak öğretmen sayısı mevcut yasal öğretmen sayısından fazla olan kurumları kapatın.
Özel öğretim kursu öğretmenleri çaresiz durumda. Geçinemiyoruz, ölüyoruz! Doğru düzgün maaş alamıyoruz ve artış talep ettiğimizde hemen kapının önüne konuluyoruz. Yerimize milli eğitim'de çalışan bir öğretmen alınarak, bizlerin emeği hiçe sayılıyor. Bu adaletsizliğe karşı daha güçlü bir çözüm bekliyoruz. Bu düzen böyle gitmez. Basını, sivil toplum kuruluşlarını ve kamuoyunu da bu haksızlığa karşı ses çıkarmaya davet ediyorum. Hep birlikte bu adaletsizliği durdurmalıyız. Yazıklar olsun!
