Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Mustafa Hayri Öğüt

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Mustafa Hayri Malatyevî, Mustafa Hayri Öğüt, Hacı Mustafa Hayri, Hayri Baba (d. 1895, Malatya – ö. 17 Eylül 1979, İstanbul) İslâm Tasavvuf Âlimi, Din Adamı, Kâdirî Şeyhi, Kâdirî-Hâlisiye Meşâyihi, Mürşid-i Kâmil, Kutb-ul Aktâb, Maliye Varidat Memuru Hayatı Ömrünün yaklaşık çeyrek asrı Devlet-i ‘Aliyye-i Osmaniye’nin son dönemlerine, yarım asırdan fazlası da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve sonraki dönemlerine denk gelmiş dönemin Kâdirî meşayihlerinden kabul edilen Mustafa Hayri (Soyadı kanunundan sonra Öğüt soy ismini almıştır) aslen Malatyalıdır. 1895 yılında bugünkü adıyla Malatya ilinde doğmuştur. Dönemin olumsuz siyasi havasına rağmen İslâm tasavvuf hayatını gönüllere nakşedebilmek için büyük sıkıntılara göğüs germiştir. Malatya’da memurluk vazifesini icra ederken 1957 yılında Kars’a görevli gönderilmiş, bu görevi esnasında Kars’ta ve Erzurum’un İspir ilçesinde birçok mürid yetiştirmiştir. 1960 yılında Ankara Üreğil’e yerleşmiş; Üreğil, Boğaziçi, Gülbahçe, Mamak gibi semtlerden birçok müridânıyla zikir ve sohbetlerde bulunmuştur. Tedavi nedeniyle zaman zaman İstanbul’a uğramıştır. Burada da pek çok talebe yetiştirmiş ve Boğaziçi’nde bir mescit yaptırmıştır. 1965’te ise kalıcı olarak İstanbul’a yerleşmiştir. Ölüm yılı 1979 olup, mezarı Trabzon İli, Akçaabat İlçesi, Sarıtaş Mahallesi’nde Şehitlik Tepesi’nde bulunmaktadır. Vaazlarında ve dinî hususlardaki izahatlarında Ehl-i Sünnet titizliği gözlenmektedir. Namaz kılmanın önemi, tasavvuf ehlinin yaptığı rabıtaya Ehl-i Sünnet ulemasının cevâzı, sufî görünümlü aldatan kimselerin bulunduğu, gerçek evliyanın kerâmet talibi olamayacağı ve bunun gibi pek çok farklı konuyla ilgili sohbetlerine, kendi orijinal ses kayıtlarından ulaşma imkânı bulunmaktadır. Bu ses kayıtları hâli hazırda web ortamında mevcuttur. Mustafa Hayri Efendi, sünnet-i seniyyeye her hâlinde uymaya çalışırdı. Tevazuu elden hiç bırakmamaya gayret gösterirdi. Muhataplarını ihlâsa yönlendirirdi. Sağlığında birisi vekaleten olmak üzere iki kere hac vazifesini ifâ etmiş, bir kere umreye gitmiştir. Hayatı hakkındaki eserler incelendiğinde pek çok kişiyi halife, serzâkir, nâib ve nakîb olarak görevlendirdiği ve binlerce talebe yetiştirdiği görülmektedir. Soyu Mustafa Hayri, İslâm Peygamberi Nebi Muhammed’in soyundan olup Seyyid Battal Gazi’nin torunlarındandır. Meşhur Anadolu Erenlerinden Velî Koca Vaiz de onun büyük dedelerindendir. Kesin olmamakla beraber bir rivayete göre de Kâdirî Tarikâtı kurucu piri Abdülkâdir Geylânî’nin oğlu Salih’in soyundandır. Malatya’da Koca Vaizoğulları ismiyle meşhur geniş bir aileye mensuptur. Soyadı kanunundan sonra bu aile “Öğüt” soy ismini almışlardır. Dedesi (babasının babası) Münir Efendi, ninesi Zeynep Hanım’dır. Bunların oğlu olan Mustafa Hayri de Mustafa Hayri Öğüt ile aynı ismi taşıyan babasıdır. Münir Efendi oğlu Mustafa Hayri bir subaydı, Zahide Hanım ile evli ve iki çocuk babasıydı. Büyük çocuğu Fahriye Hanımdı. O, ikinci çocuğu olan Mustafa Hayri’nin doğumundan 33 gün önce Malatya’nın Akçadağ kazasında vazife başında iken köylüler tarafından vurularak şehit edilmişti, Akçadağ’da metfundur. Ablası Fahriye Hanımın evlenip yuvadan ayrılması üzerine Mustafa Hayri annesiyle baş başa kaldı. Fakat henüz 6 yaşında iken annesinin de amansız bir hastalığa yenik düşmesiyle hem yetim hem de öksüz kalmış oldu. Bundan sonra bakımını ninesi Zeynep Hanım üzerine aldı. Ablası Fahriye Hanım ise genç yaşlarda ölmüştür. Evlilikleri Ümmühan Hanım ile ilk evliliğini yaptı ve iki çocuğu oldu. Fakat Ümmühan Hanım sarılık geçirdi ve hem kendisi hem de yeni doğan bebeği öldü (1922). İlk oğulları olan Bahaeddin ise 1972’de ölmüştür., İzmit-Derince Tütün Çiftliği’nde metfundur. Ümmühan Hanımın vefatından sonra 1923 yılında Bedriye Hanım ile evlendi ve kendisinden yedi çocuğu oldu. Sırasıyla isimleri şöyledir: Abdülkadir, Hacı Ömer, Ali Haydar, Hacı Muhammed, Hatice, Fatma, Emine. İkinci zevcesi Bedriye hanımın 1949 yılında vefat etmesi üzerine Şaziye Hanım ile evlendi ve kendisinden üç çocuğu (sırasıyla Zahide, Ali Rıza ve Mustafa Hayri) dünyaya geldi. Şaziye Hanım 1995’te ölmüştür. Öğrenim Hayatı İlk tahsilini Malatya’da tamamladı. Hâfız Nâfiz Bey’in (eniştesi) ile beraber İstanbul’a gitti. İstanbul’da Rüşdiye’ye yazıldı. Rüştiyeden mezun olduktan sonra Harbiye’ye öğrenimine devam etti. 18-19’lu yaşlarında zuhûr eden 1. Dünya Savaşı'na iştirak etti. Savaş esnasında, harita memurluğu ve harple ilgili bazı evrakları Medine'ye ulaştırma vazifesi kendisine verildi. Bu görev esnasında esir düştü, iki kere ölüm tehlikesi atlattıysa da sağ salim Medine’ye varmaya muvaffak oldu. Tasavvuf Yoluna Girişi Mustafa Hayri’nin Kâdirî tarikatına intisap süreci Malatya Söğütlü Camii’nde Muhammed Kürkî ile karşılaşması ile başlamıştır. Muhammed Kürkî’yi evine davet eden Mustafa Hayri, sufîlerin yapageldikleri toplu zikir merasimi icra edildikten sonra Muhammed Kürkî’nin teklifi üzerine onu mürşidi olarak kabul etmiş, böylece Kâdirî Tarikatı Hâlisiyye koluna bağlanmıştır. Hacı Mustafa Hayri büyük bir gayretle mürşidinin hizmetine koyularak O’nun pek çok duasını almış, övgülerini ve mânevi himmetlerini kazanmıştır. Mustafa Hayri, mürşidi ile birçok yolculuk yapmış, birçok beldeyi birlikte ziyaret ederek tasavvuf yolunu buralarda yaşayan insanlara anlatmışlardır. Diyarbakır’da bulundukları esnada şeyhi Muhammed Kürkî, İsa peygamberin havarilerinin kaldığını söylediği bir mağaraya girerek burada halvette bulunmuş, Mustafa Hayri Efendi de bu esnada kendisinin yakın hizmetini görmüştür. Mustafa Hayri, mürşidinin vefat tarihi olan 1929’dan beri sufîler arasında manevi bakımdan en büyük derece kabul edilen Kutbu’l-Aktab’lık vazifesini ifa ettiğini ifade etmiştir. Mürşidinin Ölümü Muhammed Kürkî vefatından önce ağır şekilde hastalanmış bunun üzerine Mustafa Hayri, mürşidinin yaşadığı Elazığ’ın Köhenk köyüne onu ziyarete gitmiştir. Ziyaret esnasında mürşidi, kendisine şu nasihatlerde bulunmuştur: “Sana on iki tarikattan icazet veriyorum. Senin zamanında önemli bir harp olmaz. Senden sonra âlem değişir. Benî esfel seninle uğraşır ama muvaffak olamazlar. Ben ölünce benden kalan emanetleri alırsın. Mezarımı yaparsın.” Ziyaretin ardından Mustafa Hayri Malatya’ya dönmüş ancak burada vazifesine devam ederken birkaç ay sonra mürşidinin vefat haberini almıştır (1926). Derhal Köhenk köyüne gelen Mustafa Hayri Efendi, mürşidinin defin işleriyle bizzat ilgilenmiş ardından da mürşidinin kendisine bıraktığı seccade, asâ ve cübbe gibi emanetleri alarak geri dönmiştür. İrşat Faaliyetleri Büyük sıkıntılar görmüş olmasına rağmen; bir an olsun tarikat dersleri vermekten, toplu zikir halkaları kurmaktan geri kalmamış, tasavvuf hizmetine sadık kalmış, Ümmet-i Muhammed’in irşâdı, İslâm’ın yanlış fikirlerden muhafazası için çabalar sarf etmiş, pek çok fedakârlıklar yaparak İslâm'a hizmet etmiştir. Ankara, Isparta, İstanbul, Kars, Konya, Kayseri, Trabzon ve kısaca doğuda ve batıda sayılamayacak kadar çok müridi olmuş, ders halkaları kurulmuştur. Tarikat Silsilesi Kaynaklarda geçen tarikat silsilesi listesi şu şekildedir: (Silsile-i Zeheb) 1. Nebi Muhammed Mustafa 2. Aliyyü’l-Mürtezâ b. Ebî Tâlib 3. Hüseyin b. Ali 4. Zeyne’l-Âbidîn 5. Muhammed Bâkır 6. Ca’feru’s-Sâdık 7. Mûsâ Kâzım 8. İmâm Aliyyü’r-Rızâ 9. Ma’rûf Aliyyü’l-Kerhî 10. Seriyyü’s-Sekâtî 11. Cüneyd-i Bağdâdî 12. Ebû Bekir Delfî b. Ca’feri’ş-Şiblî 13. Ebü’l-Fadl Abdülvâhid b. Abdülaziz Temimî 14. Ebü’l-Ferec Yûsufu’t-Tarsûsî 15. Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Yûsufu’l-Karsiyyü’l-Hakkârî 16. Kâdi’l-Kudât Ebû Saîdi’l-Mübârek b. Aliyyü’l- Mahzûmiyyü’l-Bağdâdî 17. Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî el-Hasenî el-Hüseynî 18. Abdürrezzâk 19. Osmânü’l-Geylânî 20. Yahyâ el-Basrî 21. Nûreddîn-i Şâmî 22. Abdurrahmâni’l-Hasenî 23. Burhaneddîni’z-Zencerî 24. Muhammed Ma’sûmi’l-Medenî 25. Abdürrezzaku’l-Hamevî 26. Hüseyni’l-Ezmirânî 27. Ahmed-i Hindi’l-Lahorî 28. Mahmudu’z-Zengeniyyi’t-Talebânî 29. Ahmed et-Talebâniyyü’l-Kerkükî 30. Ziyaüddîn Abdurrahmân-ı Hâlis Talebânî (Kerkükî) 31. Osman Avni Urfevî 32. Ömer Hüdaî Köhengî 33. Muhammed Kürkî Abdülkādir-i Geylânîye ulaşan diğer silsile listesi ise şöyledir: (Silsile-i Müzehheb) 1. Nebi Muhammed Mustafa 2. Aliyyü’l-Mürtezâ b. Ebî Tâlib 3. Hasan el-Basrî Ebû Saîd b. Yesâr 4. Habîb el-Acemî 5. Dâvud et-Tâî 6. Ma’rûf Aliyyü’l-Kerhî 7. Seriyyü’s-Sekâtî 8. Cüneyd-i Bağdâdî 9. Ebû Bekir Delfî b. Ca’feri’ş-Şiblî 10. Ebü’l-Fadl Abdülvâhid b. Abdülaziz Temimî 11. Ebü’l-Ferec Yûsufu’t-Tarsûsî 12. Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Yûsufu’l-Karsiyyü’l-Hakkârî 13. Kâdi’l-Kudât Ebû Saîdi’l-Mübârek b. Aliyyü’l-Mahzûmiyyü’l-Bağdâdî 14. Muhyiddîn Abdülkādir-i Geylânî el-Hasenî el-Hüseynî Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinde Kâdiriyye icâzetnâmelerinde tarikat silsile listesinin Hz. Ali’ye iki şekilde ulaştığı, bu silsilelerden ilkine “silsile-i zeheb”, diğerine (Hasan-ı Basri ile ulaşan) “silsile-i müzehheb” denildiği ifadesi yer almaktadır." Kâdiriyye Tarîkatı: Kâdirî Tarîkatı Abdülkâdir Geylânî'nin kurmuş olduğu ilk İslam ehli sünnet sûfî tarîkatıdır. Kurucusu olan Abdülkādir Geylânî'nin (d.1077/1078, Neyf, İran – v.1166, Bağdat) İslâm tarihinde önemli bir konuma sahip olduğu görülmektedir. Kâdiri tarikatı gümüzde de dünyanın pek çok bölgesinde bağlıları bulunan bir tarîkattır. Hâlisiyye Şubesi: Abdurrahman Halis Kerkükî (1797-1858), Kâdirî tarîkatının Hâlisiyye kolunun kurucusudur. Kaynaklarda Osman Avnî'nin Hâlisiyye kolunun Anadolu’ bölgesindeki ilk şeyhi olduğu, 1780’li yıllarda dünyaya gelmiş olabileceği, ceddinin de kendisi gibi Kâdirî meşâyıhı oldukları, Kitap ve Sünnete bağlılık hususunda son derece titiz bir mürşid-i kâmil olduğu, başka tarîkatlardan müridlerin ulaşamadıkları kemâlatı tamama erdirmek için kendisine bağlandıkları meşhûr bir zât olduğu, Hâlisiyye Şubesi şeyhleri umumen sırrî bir özelliğe sahip olduklarından kitap yazma eylemlerinin kendilerin pek fazla görülmediği, Osman Avni'nin bu sebepten veya gözlerinin zâhiren görmemesi sebebiyle herhangi bir kitap yazmadığı, pek çok mürîdan ve halîfe yetiştirerek son derece mühim bir vazife ifâ ettiği, Hâlisiyye şubesinin bugün memleketimizin birçok ilinde, Irak'ta, Avrupa ve Amerika kıtaları gibi dünyanın çeşitli yerlerinde İslâm’a hizmetlerini sürdürmekte olduğunu ifade edilmektedir. Abdurrahman Hâlis Kerkükî, Kurtlar Vadisi Irak Filminde bütün toplum kesimlerini kucaklayan, sözüne itibar edilen ve uzlaştırıcı kişiliği, örnek davranışlarıyla öne çıkan bir mürşid-i kâmili temsil etmektedir. Halifelerinden Abdullah Demircioğlu'nun Dilinden Mustafa Hayri Malatyevî Kendisiyle 10 yıla yakın bir beraberliğinin olduğunu, sosyal yönü itibarıyla aktif ve babacan bir tavrının olduğu, ahlakının yüksek seviyede olduğunu, herkesi rahmetle, merhametle, şefkatle kucakladığını, kendisini ziyaret edenlerden sorularına İslâmiyet dairesinde yardımcı olduğunu, nazik ve kimseyi kırmayan ve sosyal yönü itibarıyla çok geniş bir kimse olduğunu böylelikle Nebi Muhammed'in hayatını yansıtan, onun ahlakı ile ahlaklanmış yüce bir şahsiyet olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca kendisini ziyaret edenlere özel bir nazarının olduğunu, onlarda bir dalma hali gerçekleştiğini ve böylelikle o kişilerin kalplerinden geçenleri bir mânâ gözü ile okuduğunu, ziyaret edenlerin gönüllerinin sevgi ve muhabbetle hemen ona aktığını ifade etmiştir. Esas itibarıyla çok fazla konuşmadığını fakat sohbetlerinde Hâlisiyye kolunun öneminden ve nasıl kurulduğu hakkında doyurucu bilgiler verdiğini ayrıca zamanının Kutbu’l-Aktab’ı olduğunu bildirerek, Onun "eğer isteseydi meşhur bir kimse olabileceğini ama gizli kalmayı tercih ettiğini" bildirmiştir. Ölümü 84 senelik ömrü sonunda Suâdiye’deki evinde ölmüştür. O, ardında binlerce derviş, nâib, nakîb, serzâkir, pek değerli halifeler bırakarak vazifesini bihakkın yerine getirmiştir. Kabirleri, Trabzon ili Akçaabat ilçesi Şehitlik Tepesi’ndeki türbededir. 17.09.1979 Pazartesi günü saat 11.30’a gelirken ani bir sayha atmıştır. Bu esnada başında Yasin-i Şerif okunurken, oğlu Seyyid Mustafa Hayri de kulağına kelime-i şehadeti telkin ederken bu arada ikinci bir sayha atmıştır. Başında Kur’an okuyan halifelerinden Hafız Mustafa Yaşar İşçi şöyle anlatıyor: “Kulağımı ağzına dayadım. Titrek bir sesle, Peygamber Efendimizin vefat ederken söylediği ‘Allahümmeğfirlî verhamnî ve elhıknî bi'r-refîki'l a'lâ’ dua cümlesini söylüyordu. Bunu iki defa tekrar etti. Üçüncü seferinde duayı tamamlayamadı ve son nefesini verdi.” Mustafa Hayri’nin ölümünden sonra naaşı bütün hazırlıklar tamamlanarak Salı günü öğle namazından sonra Akçaabat’a doğru yola çıkarıldı ve Çarşamba günü öğle namazını müteakiben toprağa verildi. Kaynakça Kategori:1895 doğumlular Kategori:1979 yılında ölenler Kategori:Türk mutasavvıflar
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri