Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

mustafa kemal atatürk

aysekoccl0qm

Well-known member
Katılım
26 Mayıs 2024
Mesajlar
1,145
95 yıl önce...Reisicumhur Hz. tarafından tedavi ettirilen Yalovalı çoban Mustafa, etfal hastanesinde bir vakit muhabirine Gazi ile nasıl tanıştığını, İstanbul'a niçin geldiğini anlatmıştır.

Sığırtmaç Mustafa, Atatürk tarafından 1929 yılında himaye altına alınıp okutulan Yalovalı bir sığırtmaçtır. Mustafa Kemal Atatürk'le karşılaşmasını bir gazeteciye şöyle anlatmıştır:

"O zaman daha sekiz yaşında idim. 1929 yılının yaz ayları içinde (16 Eylül) bir gündü... Sığırlaları otlata otlata çiftliğe geliyordum. Derken, uzakta yirmi kadar atlı belirdi... En öndeki atlı bana doğru geliyordu. Yaklaşınca atından indi; çiftliğe nereden gidildiğini soruyordu. Elimle işaret ettim: "- Siz, yanlış yoldan gelmişsiniz... Çiftliğin yolu, şuradadır!"

Bu atlı, benden adımı öğrenmek istedi: "Mustafa!" diye cevap verince gülümsedi: "- Benim de adım Mustafa... Demek adaşız!" Sonra birdenbire: "- Gazi'yi tanır mısın?" diye sordu. "- Tanımam!" dedim. "- Onu sever misin?" "- Severim." "- Neden seversin?" "- Paşa olduğu için severim!"

Tekrar gülmeye başladı. Ben, cılız, çelimsiz, hasta bir çocuktum. "Bu adam, benimle eğleniyor galiba..." dedim. Fakat o, sorgularının arkasını kesmiyordu; bir aralık sordu: "- Sen, ne iş görürsün?" "- İşte şu gördüğün sığırları güderim!" "- Ne kazanırsın?" "- Ayda üç lira..." "- Peki, söyle bana, ayda üç lira, senede kaç lira eder...?" Kendisinin ve yanındakilerin yardımıyla, ayda üç liranın bir senede ne ettiğini hesaplayarak cevap verdim: "- Otuz altı lira eder!" "- Sana bu otuz altı lirayı versem, ne yaparsın?" "- Hiç!... Almam ki..." "- Neden almıyorsun?" "- Otuz altı lira çok para..." Sonra biraz düşünerek ekledim: "- Neden aldın? Diye sorarlar..."

Tanımadığım yolcu, tekrar gülümseyerek: "- Aferin oğlum, dedi, böyle olmalı..." "Fakat, bu parayı yol gösterdiğin için veriyorum sana! Kimse bir şey demez!"

Hâlâ benimle alay edildiğini sanıyordum. Otuz altı lirayı kabul etmeye bir şartla razı oldum. Yolda yemek için getirdiğim yarım okka kadar ceviz vardı: "- Bu cevizleri alırsan, ben de senin paranı alırım!" dedim. O, bana bir avuç para verdi, ben ona bir avuç ceviz verdim. Böylece ödeşmiş olduk. Ayrılacağı sırada, tekrar adımı sordu: "- Mustafa, dedim." "- Benimki de Mustafa, ama," dedi, yanında "Kemal"i var. Mustafa ile Kemal, bir araya gelirse ne olur?"

Küçük kafamın içi, birdenbire karıştı. İlk defa olarak kendime: "- Sakın," dedim, "bu atlı; Mustafa Kemal Paşa olmasın?"... Sonra etrafındakilerin ona karşı gösterdikleri saygılı hareketleri hatırlayarak; kararımı verdim: "- Odur!... Odur!... Gazi Paşadır!" Ama, kendisine onu tanıdığımı belli etmedim. Giderken sordu: "- Beni, başka bir yerde görsen tanır mısın?" Başımı salladım: "- Tanımaz mıyım ya... Sen Gazi Mustafa Kemal Paşasın!" Hayvanlarını dörtnala sürüp gittiler. Ben de sığırlara dönerek çiftliğe döndüm. Ertesi gün (16 Eylül) kaplıcalara çağırdılar. Kapıdan içeri girince, hiç şaşalamadım. Hemen gidip elini öptüm: "- Mustafa... dedi, seni çiftliğime kâhya yapacağım! İster misin?" Sordum: "- Kâhya ne demek?" "- Çobanların en büyüğü odur!" Cevap vermedim. O tekrar sordu: "- Kâhyalık işi için ayda dört lira versem yetişir mi?""Siz bilirsiniz!" dedim. Gülümsedi: "- Hayır, Mustafa... Seni kâhya yapmayacağım, mektebe göndereceğim. Orada okuyup yazma öğreneceksin!" Sevindim: "- Mektebe gönderiniz!... Bu, daha iyi..." dedim.

Aradan yirmi dört saat geçmeden kendimi Şişi'deki Himaye-i Etfal (Çocuk) Hastanesinde bulmuştum. Bana, orada çok güzel bakıyorlardı. Dört ay içinde tanınmayacak kadar değiştim. Yüzümün sarılığı kayboldu, iştahım geldi. Bir gece yarısı hiç unutmam, hastahaneye gelmişti (21/22 Eylül). Doğruca benim yattığım odaya girdi. Onu görünce şaşırmıştım. Ayağa kalkmak istedim. Atatürk eli ile engel oldu: "- Sen ayağa kalkmayı bırak da, buradan nasıl çıkacağını düşün!" diye gülümsedi. Sonra: "- Hani," dedi, "Seninle pazarlığa girişmiştik, dört lira aylığa razı olmuştun! Şimdi ver bakalım hastane paralarını.." Küçüktüm, sığırtmaçtım. Ama, şaka ettiğini anlamıştım: "- Sen koskoca Gazi Paşasın. Elbette hastane parasını da verirsin!" dedi.

Hastaneden çıktıktan sonra Atatürk, beni gene aratarak, Beşiktaş'ta 19'uncu İlk Mektebe yazdırdı. Beşiktaş'taki okula bir yıl kadar devam ettikten sonra Atatürk, beni Maçka'daki Fevziye Lisesine yazdırdı. Lisenin dokuzuncu sınıfında iken, imtihan vererek Kuleli Askerî Lisesine geçtim."
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri