Genel kabul gören teori, ölçümün dalga fonksiyonunu çökerttiğidir. Bunun kanıtı çift yarık deneyinde görülmüştür. Mikrokozmosta her şeyin "smeared" olduğu bir ortamda var olan bir foton, ölçüm cihazı tarafından ölçülünce parçacığa dönüşür. Fakat bilim insanları değişik yorumlar da getirmiştir. Örneğin Wigner, ölçüm cihazının fotonu ölçmesinin dalga fonksiyonunu çökerttiğini söyler; ancak belki de asıl çökerten, insan gözünün ya da bilincin ölçüm cihazının ölçtüğünü algılaması olabilir. Eğer bu teori doğrulanırsa, her birimizin bilincinin kendi kaderini belirlediği ortaya çıkabilir. Ünlü fizikçi Roger Penrose, "Orch OR" teorisini öne sürer ve "objektif çöküş"ün temelini Einstein'ın genel görelilik teorisine dayandırır. Penrose, mikrokozmos uzayında aynı yasanın işlediğini iddia eder. Bu ilginç uzayda farklı ihtimallerin bir arada olduğunu ve çatallanma meydana getirdiğini savunur. Penrose'a göre, zamanla bu ihtimallerden biri çökerek gerçekliği oluşturur. Çok çarpıcı olan teorisine göre, çöküşün bilinci var eder. Teorinin "Orch" bölümü ise, çöküşün beyin nöronlarında mikrotübüller aracılığıyla orkestrasyonunun yapıldığını söyler. Stuart Hameroff ise, Proto-bilinç adında bir şeyin varlığını savunur ve biyolojinin ona ulaşmak için evrim geçirdiğini iddia eder. Bu üç teori arasından benim tercihim üçüncüsüdür.