"Adaletin Kestiği Karar: 105 Gün Hapis!
Son zamanlarda sosyal medyada oldukça gündem olan bir olay hakkında konuşmak istiyorum. Bilindiği üzere, ünlü gazeteci ve yorumcu Nagehan Alçı, son yazılarında ve açıklamalarında hükümeti ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştirmişti. Bu eleştirilerin ardından Alçı, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "Aşağılama" suçlamasıyla yargılanmış ve 105 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Bu kararın açıklanmasının ardından Nagehan Alçı, adaletin kestiği bu karar karşısında gözyaşlarına boğulmuş ve "Adalet nerede?" diye haykırmıştı. Ancak ben burada dikkat çekmek istediğim nokta, Alçı'nın daha önce benzer olaylarda gösterdiği tutum ve tavırlarla ilgili.
Geçmişte, özellikle muhalif gazeteciler ve yorumculara verilen ağır hapis cezalarını eleştiren ve adeta bir insan hakları savunucusu gibi davranan Nagehan Alçı, şimdi aynı durumla kendi karşısına geldiğinde adaletin gücü karşısında ağlamaktan başka çare bulamamış durumda.
Unutmayın ki, Sayın Alçı, daha önce "Bu ülkede adalet var mı?" diye soran ve hükümeti eleştiren bir duruş sergiliyordu. Şimdi ise o adaletin kararını beğenmeyip, gözyaşları arasında adaleti sorguluyor.
Kendi sözlerimi hatırlatmak gerekirse, "Adaletin kestiği budun, devlerin ağladığı yer" demek istiyorum. Nagehan Alçı, bu sözlerimin tam anlamıyla gerçekleştiğini görüyor ve adaletin karşısında boynumuzun bükük kaldığını anlıyoruz.
Ancak, burada unutulmaması gereken bir nokta var. Adaletin kestiği bu karar, aynı zamanda bir uyarı niteliğindedir. Gazetecilerin ve yorumcuların, sözlerinin ve eleştiri sınırlarının farkında olmaları gerekmektedir. Her ne kadar özgür medya ve ifade özgürlüğü önemlidir diyebilsek de, bu özgürlüğün suistimal edilmesi ve sınırların aşılması durumunda adaletin müdahale edeceği unutulmamalıdır.
Bu olay bize, adaletin herkese eşit mesafede olduğunu ve kimsenin yukarıda olmadığını bir kez daha hatırlatmıştır. Nagehan Alçı'nın bu deneyiminden alacağı dersin, gelecekte benzer olaylarda daha sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması yönünde olmasını umuyorum.
Son olarak, adaletin kestiği bu kararın, ülkemizdeki ifade özgürlüğü ve medya ortamına dair bir uyarı olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkes sözlerinin gücü ve sorumluluğunu anlamalı, adaletin kapısını çalmamayı öğrenmelidir."
Son zamanlarda sosyal medyada oldukça gündem olan bir olay hakkında konuşmak istiyorum. Bilindiği üzere, ünlü gazeteci ve yorumcu Nagehan Alçı, son yazılarında ve açıklamalarında hükümeti ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir dille eleştirmişti. Bu eleştirilerin ardından Alçı, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "Aşağılama" suçlamasıyla yargılanmış ve 105 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Bu kararın açıklanmasının ardından Nagehan Alçı, adaletin kestiği bu karar karşısında gözyaşlarına boğulmuş ve "Adalet nerede?" diye haykırmıştı. Ancak ben burada dikkat çekmek istediğim nokta, Alçı'nın daha önce benzer olaylarda gösterdiği tutum ve tavırlarla ilgili.
Geçmişte, özellikle muhalif gazeteciler ve yorumculara verilen ağır hapis cezalarını eleştiren ve adeta bir insan hakları savunucusu gibi davranan Nagehan Alçı, şimdi aynı durumla kendi karşısına geldiğinde adaletin gücü karşısında ağlamaktan başka çare bulamamış durumda.
Unutmayın ki, Sayın Alçı, daha önce "Bu ülkede adalet var mı?" diye soran ve hükümeti eleştiren bir duruş sergiliyordu. Şimdi ise o adaletin kararını beğenmeyip, gözyaşları arasında adaleti sorguluyor.
Kendi sözlerimi hatırlatmak gerekirse, "Adaletin kestiği budun, devlerin ağladığı yer" demek istiyorum. Nagehan Alçı, bu sözlerimin tam anlamıyla gerçekleştiğini görüyor ve adaletin karşısında boynumuzun bükük kaldığını anlıyoruz.
Ancak, burada unutulmaması gereken bir nokta var. Adaletin kestiği bu karar, aynı zamanda bir uyarı niteliğindedir. Gazetecilerin ve yorumcuların, sözlerinin ve eleştiri sınırlarının farkında olmaları gerekmektedir. Her ne kadar özgür medya ve ifade özgürlüğü önemlidir diyebilsek de, bu özgürlüğün suistimal edilmesi ve sınırların aşılması durumunda adaletin müdahale edeceği unutulmamalıdır.
Bu olay bize, adaletin herkese eşit mesafede olduğunu ve kimsenin yukarıda olmadığını bir kez daha hatırlatmıştır. Nagehan Alçı'nın bu deneyiminden alacağı dersin, gelecekte benzer olaylarda daha sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması yönünde olmasını umuyorum.
Son olarak, adaletin kestiği bu kararın, ülkemizdeki ifade özgürlüğü ve medya ortamına dair bir uyarı olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkes sözlerinin gücü ve sorumluluğunu anlamalı, adaletin kapısını çalmamayı öğrenmelidir."