Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Neon aydınlatma

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
[[Dosya:Broadway and Times Square by night.jpg|thumb |right |New York Şehri’ndeki Times Meydanı , 1920 den beri özenle hazırlanmış neon reklamlarıyla meşhurdur. |alt=Kalabalık caddenin gece görünüşüne ait fotoğraf. Cadde ticari bir bölge ve her binanın ayrı bir hikâyesi var. Kimi binalar gökdelen. Binaların üzerlerindeki özenle hazırlanmış desenlerin bazıları neon ışıklandırma içeriyor. Önde gelen desenlerin bazıları Madame Tussaud, Loew, Empire, AMC 25 Tiyatrosu ve Modell’e aitler.]] Neon Aydınlatma elektrikle beslenen, içleri seyreltilmiş neon gazı veya benzeri ile dolu, parlak bir biçimde aydınlatan camdan yapılmış tüp veya ampullerden oluşur.Neon lambaları soğuk katot gaz yük boşaltması tipi lamba sınıfına girer. Bir neon tüpü, iki ucu metal elektrotlarla düşük basınçta mühürlenmiştir ve içi belirli gazlarla doludur. Birkaç bin volt civarındaki yüksek bir elektrik potansiyelin uygulanması, içerideki gazın iyonlaşmasına sebep olur. Daha sonrasında ise gaz, florescence yoluyla farklı renklerde ışıklar saçar. Çıkan ışığın rengi içerideki gazın cinsiyle alakalıdır. Neon ışıklandırma, bahsedilen yolla canlı turuncu bir ışık yayan soygaz Neondan ismini alır. Fakat diğer gazlar ve kimyasallar da farklı renklerde ışık almak amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin, hidrojen kırmızı, helyum sarı, karbondioksit beyaz ve cıva mavi ışık verir. Neon tüpleri yazılar yazacak veya resimler oluşturacak biçimde bükülerek üretilirler. Genellikle belirgin, çok renkli, parlak tabelalar veya simgeler oluşturularaki reklam amacıyla kullanılırlar. Bu reklam mentalitesi 1920 ila 1950'ler arasında oldukça popülerdi. İfade aynı zamanda 1917 yılında keşfedilmiş(neon tüp lambalarının keşfinden yaklaşık 7 yıl sonra ) minyatür neon lambası için de kullanılmaktadır.Aralarındaki farksa neon tüp lambaları genellikle metrelerce uzunlukta olurken, bu lambalar bir santimetreden kısa olup, tüp lambalara göre daha belli belirsiz parlarlar. Son yıllarda LED lambaların yükselişine rağmen, işaret lambalarında halen kullanılmaktadırlar. 1970'ler boyunca, neon lambaları elektronik sayısal gösterim amaçlı, dekoratif amaçlı ve devre içerisinde sinyal işleme işleri için kullanılmıştır. Bu lambalar şimdilerde antika sayılsalar da, bu teknoloji plazma gösterim teknolojisi(TV vb.) için geçici olarak kullanılmıştır. Georges Claude, Fransız mucit ve mühendis, neon tüp aydınlatmalarının modern halini 3-18 Aralık 1910 tarihleri arasıdna Paris Motor Fuarında tanıtmıştır. Claude’a aynı zamanda “Fransa’nın Edison’u” da denmektedir. Claude, 1920-1940 yılları arasında tabela ve gösterim alanı konusunda popüler olmuş bu yeni teknoloji üzerinde neredeyse tekel halini almıştı.Neon aydınlatma, 1940’larda Amerika Birleşik Devletleri’nde kültürel bir olguydu.;, öyle ki Birleşik Devletlerde’ki neredeyse tüm şehir merkezleri Neon lamblarla bezenmişti. Özellikle New York şehrindeki Times Meydanı dünya genelinde neon lamba savurganlığıyle biliniyordu. O dönemde ülke genelinde Neon aydınlatma dizayn edip üreten 2000 dükkân vardı. II. Dünya Savaşı’nın (1939–1945) devamında, neon aydınlatmaların popülerliği, karmaşıklığı ve büyüklüğü reklamcılık alanında giderek azaldı,fakat geliştirilmesi Japonya, İran ve diğer birkaç ülkede devam etti. Devam eden yıllarda, tabela tasarımcılarının haricinde mimarlar, sanatçılar da neon aydınlatmayı işlerinin bir parçası haline getirdile.. Neon aydınlatmalar, kendisinden yaklaşık 25 yıl sonra keşfedilen floresan aydınlatmalar ile oldukça benzer. Floresan aydınlatmalarda, seyreltilmiş gazdan elde edilen ışık genellikle, tüpü çevreleyen flor esanslı malzemeyi uyarmak ve ondan ışık elde etmek amacıyla kullanılır. Uyarılmış olan malzeme daha sonrasında parlayarak tüpü, malzemenin cinsine bağlı olarak farklı renklerde olacak şekilde aydınlatır. Genellikle parlak beyaz olur. Floresan kaplama neon aydınlatma için de parlak renkler elde etmek için bir seçenektir. Neon aydınlatmalar için 9 ila 25mm arasında değişiyordu. Standart bir elektrik ekipmanla bu tpüler 30m uzunluğunda aydınlatılabiliyordu. İçerideki gazın kısmi basıncı 3-20 Torr (0.4-3 kPa) arasındaydı. Claude aynı zamanda neon tüpleri ve aynı prensiple çalışan diğer gazların tüplerinin çalışma ömrünü azaltan iki teknik problemin de üstesinden gelerek, neon aydınlatma endüstrisinin de doğumunu sağlamış oldu. 1915 yılında Claude’un gaz yük boşalımı için olan elektrot dizaynı Birleşik Devletler’ce patentlendi. Bu patent Claude’un şirketi olan Claude Neon Aydınlatma’nın, erken 1930’larda Birleşik Devletler’de uzun süre tekel olmasını sağladı. Claude’un patenti, neon dışındaki argon ve Cıva buharı ile neonun verdiğinin dışındaki renklerin de elde edilebileceğinin öngörüsünü sağladı.1920'lerde, floresan camların ve kaplamaların keşfi, argon ve argon karışımı gazların kullanımıyla beraber elde edilebilecek renklerin miktarını arttırırken, bu aydınlatma metodunu daha etkili bir hale getirdi. Argon-Cıva Buharı karışımları gaz yük boşalımı esnasında ultraviyole ışık yayarak floresan kaplamanın aktifleşmesini sağlar. 1930’ların gelmesiyle, elde edilebilen renklerin miktarı iç mekan aydınlatması için tatminkar bir düzeye ulaşmıştı. Avrupa’da bunun başarılı uygulamaları olsa da, Birleşik Devletler için durum aynı değildi. 1950’lerden biri, televizyonlar için çeşitli fosforların geliştirilmesi, neon aydınlatma için de 100 yeni renk anlamına gelmekteydi. 1917 yılı civarında, o dönemde General Elektrik Şirketi’nde çalışan Daniel McFarlan Moore minyatür neon ampulu keşfetmişti. Bu yeni ampulun yapısı, tabela amacıyla kullanılan neon tüplerinden çok farklı olduğu için 1919 yılında, neon aydınlatmaları konu patentin haklarının dağıtılmasına öncülük etti.. Smithsonian Enstitüsü websitesinin notlarından: “Bu küçük, az güç tüketimli cihazlar, “taçsı yük boşalımı” ismindeki fizik ilkesiyle çalışmaktadır.”Moore farklı olarak, bir ampulün içerisine iki elektrodu yakınca yerleştirmiş ve ampulun içerisini düşük başınclı neon veya argon gazıyla doldurmuştu. Elektrotlar, içteki gazın cinsine bağlı olarak kırmızı veya mavi bir biçimde fazlaca parlayabiliyorlardı ve bu yeni ampul, önceki neon aydınlatmalara göre fazlasıyla daha uzun ömürlüydü, yıllarca kullanılabiliyorlardı. Elektrotlar akla gelinebilecek neredeyse her şekli alabileceği için, minyatür neon ampulu uygulamada dekoraif aydınlatma amacıyla daha popüler olarak kullanıldı.1970'te başlayan ışık saçan diyotların kabulüne kadar, bu ampuller elektronik komponent olarak, cihaz panellerinden ev kullanımına kadar birçok alanda kabul gördü." Neon lambaların bir kısmı şu an antika hale gelseler ve elektronikteki kullanımları ciddi şekilde azalsa da, neon aydınlatma teknolojisi sanatsal ve eğlence amacıyla gelişmeye devam etmiştir. Bu teknoloji günümüzde uzun kalın tüpler yerine ince düz paneller kullanılarak gözüntü elde etmek amacıyla Plazma panellerde ve televizyonlarda kullanılmaktadır. Neon Tüp Aydınlatmaları ve Tabelacılık [[Dosya:Payday loan shop window.jpg|küçükresim|sağ| Falls Church, Virginia daki neon tabelası.]] George Claude 1910 yılında, o dönemde Moore tüpü olarak geçen ve azot ya da karbon dioksit kullanarak, gaz yük boşalımı prensibiyle çalışan neon tüplerinin aydınlatma amaçlı etkileyici ve pratik bir yolunu gösterdiğinde, bu teknolojinin aydınlatma amaçlı geniş bir çerçevede kullanılabileceğinin öngörüsünde bulunmuştu. Claude’un 1910 yılında, Paris’teki Grand Palais(Büyük Palas)’taki sütunlu avluyu neon aydınlatma gösterimi amacıyla aydınlattı. Cluaude’un işarkadaşı, Jacques Fonseque teknolojinin işdünyası amaçlı reklamcılık ve tabela yapımcılığındaki geleceğini fark etti. 1913 yılıyla beraber, büyük Cinzano tabelası Paris’te geceyi aydınlatıyordu ve 1919 yılında Paris Opera’sının girişi neon aydınlatmayla bezenmişti. Neon tabelacılık kavramı Birleşik devletlerde özel bir hevesle karşılanmıştı.1923 yılında Earle C. Anthony, Claude’un şirketinden Los Angeles’taki kendi Packard marka araç dükkânı için 2 adet neon tabela satın almış ve bu tabelalar ilk zamanlarında gerçek anlamda trafiği durdurmuşlardı. Claude’un Birleşik Devletlerdeki patentleri neon tabelacığı açısından onu bir tekel haline getirmişti ve Athony’nin neon tabelalarıyla yakaladığı reklamcılık başarısı birçok şirketin Claude’dan neon table üretimi konusunda satış tekeli hakkı almasıyla sonuçlandı. Birçok şirket için bulundukları coğrafi konum göz önüne alınarak, o bölgeye özel neon tabela üretim hakkı lisanslandı; 1931 yılında neon tabelacılık endüstrisi 16.9 milyon dolardı ve bu paranın büyük kısmı lisans anlaşmaları sebebiyle Claude Neon Aydınlatmaya gidiyordu. Claude’un prensip patentinin süresi 1932 yılında doldu ve bu da neon tabelacılık endüstrisinin Amerika içerisinde hızlıca büyümesine sebep oldu. 1939 yılına gelindiğinde, endüstrinin senelik satışı 22 milyon dolar civarındaydı ve bu da 1931-1939 yılları arasında büyümenin iki yıllık öngörüden fazla olduğunu gösteriyor. Rudi Stern notlarında “1930'lar neon için büyük yaratıcılık yıllarıydı, fazlaca dizayn ve animasyon tekniği geliştirildi.. O.J Gude ve özellikle Douglas Leigh gibi adamlar neon reklamcılığını Georges Claude ya da onun iş arkadaşlarının hayal edebileceğinden çok daha ötelere taşıdılar. Leigh, Times Meydanın’daki arketipik manzarayı tasarlayan ve yaratan kişi; birleşik ses, duman ve koku efektlerini bir bütün halinde test etmiştir. ... Otuzlardaki Times Meydanın’daki görsel heyecan vericilik, Leigh’in hareketli ve ve sakinleştirici dehasından kaynaklanmaktadır.” diye bahsediyor. Birleşik Devletler ve birkaç ülke boyunca diğer tüm büyük şehirlerin de özenle hazırlanmış neon tabelaları vardı. Chicago’daki Century of Progress Exposition(İlerlemenin Yüzyılı Sergisi) (1933–34), Paris World's Fair (Paris Dünya Fuarı) (1937) ve New York’s World’s Fair (New York Dünya Fuarı) (1939) gibi etkinlikler, fazla sayıda neon aydınlatma kullanımının mimari amaçlı kullanımı sebebiyle dikkate değerlerdir. Stern aynı zamanda sinemalar için “kocaman ve parlak” neon aydınlatmaların oluşturulmasına da karşıdır. One göre “Bir kişinin filme gitmekten aldığı zevk bir anda neondan aldığı zevkle bütünleşebilir.” İkinci Dünya Savaşı(1939–1945) dünya genelinde yeni tabela üretimini sekteye uğrattı. Savaşın sonrasındayse endüstri gelişimine devam etti. Marcus Thielen bu dönem hakkındaki yazısında “.. 2. Dünya Savaşı sonrasında, hükümet askerleri yeniden eğitmek adına programlar oluşturdu. New York’taki Egani Enstitüsü, neon ticareti konusundaki ipuçlarını öğretiyordu. Amerika’nın 1950'lerin aerodinamik dizayn anlayışı neon kullanımı olmadan düşünülemezdi.” şeklinde bahsediyor. " Las Vegas’ın bir tatil şehri olarak gelişimi, neon aydınlatma kullanımıyla direkt olarak ilintilidir; Tom Wolfe ,1965’te "Las Vegas’ın gökyüzü ne New York’un aksine binalardan ne Wilbraham’ın aksine ağaçlardan oluşuyor, Las Vegas gökyüzü tabelalardan oluşan Dünya’daki tek şehirdir. 91. Otoyoldan millerce öteden gözükebilen ek şey ne binalar ne ağaçlardır, sadece tabelalardır. Ama ne tabelalar, durur ve onu izlersiniz." Diyor. Sonuç olarak, her ne kadar günümüzde modaları geçiyor olsa da, bazı şehirler halen mimari kurallarıyla neon aydınlatmaların varlığını desteklemeye devam ediyorlar. Nelson Algren, 1947 deki kısa hikâye koleksiyonun ismini “Neon Çılgınlığı”(The Neon Wilderness) olarak isimlendirmiştir. Margalit Fox, dönem hakkında “... 2. Dünya Savaşı’ndan sonra,floresanla aydınlatılmış plastikler, neon lambaların yerini alırken, renkli tüpleri eğip bükme sanatı giderek kayboluyordu.” Der. O karanlık dönem 1970 lere kadar, sanatçılar neon kullanımını tekrar benimseyene kadar sürdü. 1979’da Rudi Stern, manifestosunu yayınladı: “Let There Be Neon”. Marcus Thielen, 2005’te, George Claude’un patenti alışının 90. yıldönümünde, “Mimaride neon ve soğuk-katot kullanımına olan talep büyüyor ve fiber optik,LED gibi yeni teknolojilerin tabelacılık sektörüne girişi, neon kullanımının yerine almak yerine onu daha da güçlendiriyor. ‘Çöp’ ürün neon tüpünün gelişimi patentinin yürürlüğe girişinin 90. Yıldönümünde halen tamamlanmış değildir.” demiştir. " Neon Lambalar Ve Plazma Ekranlar [[Dosya:Nixie2.gif|thumb |right | Nixie tüp rakamları, on elektrodun on rakam gibi şekillendirilmesinden oluşur. Her bir rakam 16mm uzunluğundadır. |alt=Sequence of ten photograph of a glass tube. Each photograph is shown for 1 second, and shows a red, glowing numeral. The photographs are presented in the series 0, 1, 2, ..., 9, and then the sequence starts again at 0.]] Neon lamblarında, gazın parlak kısmı incedir, “negatif parlama" bölgesi hemen negatif yüklü elektrodun(katotun) bitişiğindedir; pozitif yüklü elektrotsa ("anot")catoda oldukça yakındır. Bu özellikler neon lambalarını, çok daha uzun, parlak olan ve “pozitif kısım” da parlayan neon tüpü aydınlatmalarından ayırır. Lambalar yanarkenki elekrik tüketimi 0.1W ın altında değerlerle oldukça düşük sayılır. ki bu da “soğuk katot aydınlatma” kavramını açıklar. Neon Lambalarının uygulamalarından birkaçı: Cihazların veya ortamların, cihaza veya ortama elektriğin geldiğini gösteren pilot lambaları Farklı renkler elde etmek amacıyla farklı fosforesanlarla boyanmış ve katotları çiçek hayvan vb. Şekillerde biçimlendirilmiş, dekoratif amaçlı lambalar. Osilatörler, zamanlayıcılar, hafıza elemanları vb aktif elektronik devreler Nixie tüpü gibi çapraşık sayı göstericiler (resme bakınız). küçükresim|right |2007’de üretilmiş bir televizyon seti. Binlerce renkli pixel, küçük bir neon lambasıyla aydınlatılmış fosfor tarafından renklendiriliyor. |alt=Photograph of a flat panel displaying an aquarium; the aquarium has several fish swimming around, a gravel bottom, and decorative rocks and plants. Neon lambalarının küçük boyutlu negatif parlama bölümleri ve esnek elektronik özellikleri, elekronik devrelerin içerisinde de kullanılmalarına sebep olmuştur. Bu teknolojinin elektroniğe uyarlanması erken dönem plazma ekranların ortaya çıkmasını sağlamıştır. İlk tek renkli nokta matrisli paneller 1964 yılında Illinois Üniversitesi tarafından Plato eğitim amaçlı bilisayar sistemi için geliştirilmiştir. Bu paneller neon lambaların karakteristik renklerine sahiptirler; panelin mucitleri, Donald L. Bitzer, H. Gene Slottow ve Robert H. Wilson durumunu hatırlayabilen ve bilgisayar tarafından sürekli bir yenilenmeye ihtiyaç duymayan, çalışan bir bilgisayar ekranı yapmayı başardılar. Erken dönem tek renk ekranlar ve modern arasındaki ilişkiyi Larry F. Weber 2006 yılında, "bugün satışta olan tüm plazma Tv’ler, geçmişte tek hücreden oluşan ilk cihazla aynı özelliklere sahipler. Bu özelliklerin içerisinde değişken muhafaza potansiteli, dielektrik katman, duvar yükü ve neon bazlı gaz karışımıdır.” Şeklinde açıklıyor. Tıpkı neon lambalarında olduğu gibi, plazma ekranlar da ultraviyole ışık yayan bir gaz karışımı kullanırlar. Her bir piksel ekranın baz rengini yansıtan fosfora sahiptir. Neon Aydınlatma ve Işık Sanatçıları 1980'lerin ortaları neon üretiminin yeniden dirilme dönemiydi.Table üreticileri, kanal harflemesi isminde yeni bir tabela yapım metodu geliştirdiler. Metod her bir harfin ince bir metal katmanlar süslenmesiydi. Dış mekan için neon aydınlatma pazarı 20.yy’ın ortalarında azalmış olsa da, son birkaç yılda neon aydınlatmalar kasıtlı olarak, ya bir nesnenin içerisinde mimari amaçlı ya da direkt olarak kendi halleriyle sanat alanında kullanılıyorlar. Frank Popper, 1940'larda Arjantin’de neon aydınlatmayı sanatlarının temeline yerleştirmiş olan Gyula Košice’ın eserlerinin izini sürüyor. Popper’ın belirttiği gecikmiş sanatçıların arasından bazıları: Stephen Antonakos, konsept sanatçıları Joseph Kosuth ve Bruce Nauman, Martial Raysse, Chryssa, Piotr Kowalski, ve François Morellet haricinde Lucio Fontana, Dan Flavin veya Mario Merz. Birleşik Devletler dahilindeki birkaç müze şimdilerde neon aydınlatma ve neo nsanatına odaklanmıştır. Bazıları: Museum of Neon Art (Neon sanatçısı Lili Lakichtarafından, Los Angeles’ta, 1981'de açılmıştır), the Neon Museum (Las Vegas,1996), American Sign Museum (Cincinnati,1999) ve Neon Museum of Philadelphia (Len Davidson tarafından Philadelphia’da, 1985'te açılmıştır). Bu müzeler reklam amaçlı yapılmış olan neon tabelaları bulup, muhafaza edip, sergileyerek neon sanatçılığının yok olmasının önüne geçiyorlar. Birçok fotoğraf kitabı da ayrıca neonun bir sanat dalı olduğuna dikkat çekmek amacıyla yayınlanmıştır. 1994’te, Christian Schiess on beş ışık sanatçısının röportajlarının olduğu bir fotoğraf antolojisi yayınlamıştır. Ayrıca bakınız Çıtırtı Tüpü Neon Tabelacılığı Plasma Lambası Kaynakça Dış bağlantılar The Lights Of Piccadilly Photographic archive of historic lighting in Piccadilly Circus, Londra, England
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri