Skandal bir reklamdır. Instagram, YouTube "Am I a Bad Person?" temalı bir reklam ve cevap: Evet. Bir reklam ancak bu kadar insanlıktan, etikten ve medeniyetten uzak, ancak bu kadar yanlış, kötü niyetli ve şeytani olabilir herhalde. Sporcuları aşağılamasını geçtim, yıllardır fair play, fair play diye milletin başını ağrıtıp yaptıkları reklama bak. Spor salonu müdavimlerinin, sporcuların hırsı eğer düşük zekayla ve özellikle aşağılık kompleksiyle birleşirse böyle oluyor işte. Kazanmayı, başkalarının üstüne basmakla, her türlü Ali Cengiz oyununu oynayıp çirkeflikle taçlandırmakla yapabileceklerini zannediyorlar. Bir de Niccolò Machiavelli'yi hiç okumayıp bunu makyavelizmle birleştirmeye çalışanlar var. Adamın neyi, neden, nasıl yazdığını bilmeden aynanın karşısında kötü saç kesimleriyle fotoğraf çeken ergenlerin profillerine "makyavelist" yazması gibi, nerede ne kadar içi boş kafalar varsa, karaktersiz, şerefsiz olmayı marifet biliyor.
Arkadaşlar, siz eğer bir imparator, bir kral, bir lord, bir dük, bir şah, bir diktatör falan değilseniz makyavelizm sizin benimseyeceğiniz bir yaklaşım değil. Hayatınızı birebir makyavelist kurallara göre yaşarsanız hapis boylamanız 1 hafta ila 6 ay sürer ama sonunda boylarsınız, inanın. Bence gidin kumda oynayın siz. Spor bir savaş değildir. Yalnızca politikada ve savaşta geçerliliği olan kuralları toplum seviyesine indirmemek gerekir. Şerefsizlikle, karaktersizlikle, onursuzca kazanılan hiçbir şey meşru değildir, saygıyı hak etmez, bu bir kazanmak da değildir. Siz eğer kendinizi herkesten üstün görecek kadar büyük bir kibire sahip olursanız, yapayalnız kalırsınız, ne bir arayanınız olur, ne de bir arkadaşınız. Kazanmanın adil ve onurlu olanı sizin kendi çabanızla, en üstün gayreti göstererek kazandığınız zaferdir. İnsanlar centilmenlikten uzak olan sporcuları sevmez. Böyleleri toplumda büyük tepki toplarlar. Bunun aşırılığı da işi fanatizme götürür ki, normalde bir barış ortamında var olması gereken spor dallarının üstüne bu sefer gölge düşer, maçlar savaşa döner, taraflar birbirine girmeye başlar ve olay siyasi krize kadar gider. Bunu yapmayın. Nike'ı zaten sevmem. Ürünlerini almam. Böyle skandal reklamları pek seviyorlar zaten çünkü ABD'de yayınladıkları reklamlar da bundan daha az skandal değil. Özellikle Dylan Mulvaney ile yaptıkları reklamdan sonra yüzlerce kadın sosyal medyada Nike kıyafetlerini yakarak protesto etmişlerdi ve buna sayısız kadın destek vererek Nike'ın satışlarının bir hayli düşmesine neden olmuştu. (Olay şuydu: Dylan bir trans ve erkek vücuduyla kadın kıyafetlerini tanıttığı için kadınlar da "Ben o kıyafetleri bir kadının üstünde görmek istiyorum, siz neden kadın cinsini silmeye, bizi yok saymaya kalkıyorsunuz?" diye sinirlenmişti çünkü bildiğiniz üzere ABD'de bu LGBTQ olayları kontrolden çıkmış durumda.) Bence Nike'ın reklamdan sorumlu departmanının profesyonel bir yardım alması şart. Durmadan ayaklarına sıkıyorlar. Reklamı Türkçeye çevirdim, bakın ne diyor: Ben kötü bir insan mıyım? Söyle bana öyle miyim? Ben ne istediğimi biliyorum. Yanıltıcıyım. Takıntılıyım. Bencilim. Bu beni kötü bir insan mı yapar? Öyle mi? Hiç empatim yok. Sana saygı duymuyorum. Hiçbir zaman tatmin olmam. Güce takıntılıyım. Deliyim. Hiç vicdan azabım yok. Hiç merhametim yok. Sanrılarım var. Manyakım. Kötü bir insan olduğumu mu düşünüyorsun? Söyle bana... Söyle bana... Söyle bana öyle miyim? Herkesten daha iyi olduğumu düşünüyorum. Senin olanı alıp asla geri vermemeyi istiyorum. Benim olan benimdir. Senin olan da benimdir. Ben kötü bir insan mıyım? Söyle bana, öyle miyim? Bu beni kötü bir insan mı yapar? Sonra reklam biter ve şu yazıyı görürüz: Winning is not for everyone! (Kazanmak herkes için değildir!) Vay be... Kazanmak herkes için değilmiş arkadaşlar. Bir tek böyle şerefsizliği şiar edinmiş insanlar kazanmayı hak ediyormuş. Biz onları anlamazmışız. Biz kazanamazmışız. Genç sporcular umarım bu skandal reklamın gazına gelerek böyle karaktersizce bir yaklaşımı benimsemez çünkü biz sporcunun zeki, çevik ve ahlâklı olanını severiz. Biz Atam'dan öyle öğrendik. Bunları ataları Amerikan yerlisi kese kese böyle bir yaklaşım benimsemiş demek ki. Sonra da demiş: "Bu kadar katliam yapmak beni kötü bir insan mı yapar goddamnit?" Yapar.
Arkadaşlar, siz eğer bir imparator, bir kral, bir lord, bir dük, bir şah, bir diktatör falan değilseniz makyavelizm sizin benimseyeceğiniz bir yaklaşım değil. Hayatınızı birebir makyavelist kurallara göre yaşarsanız hapis boylamanız 1 hafta ila 6 ay sürer ama sonunda boylarsınız, inanın. Bence gidin kumda oynayın siz. Spor bir savaş değildir. Yalnızca politikada ve savaşta geçerliliği olan kuralları toplum seviyesine indirmemek gerekir. Şerefsizlikle, karaktersizlikle, onursuzca kazanılan hiçbir şey meşru değildir, saygıyı hak etmez, bu bir kazanmak da değildir. Siz eğer kendinizi herkesten üstün görecek kadar büyük bir kibire sahip olursanız, yapayalnız kalırsınız, ne bir arayanınız olur, ne de bir arkadaşınız. Kazanmanın adil ve onurlu olanı sizin kendi çabanızla, en üstün gayreti göstererek kazandığınız zaferdir. İnsanlar centilmenlikten uzak olan sporcuları sevmez. Böyleleri toplumda büyük tepki toplarlar. Bunun aşırılığı da işi fanatizme götürür ki, normalde bir barış ortamında var olması gereken spor dallarının üstüne bu sefer gölge düşer, maçlar savaşa döner, taraflar birbirine girmeye başlar ve olay siyasi krize kadar gider. Bunu yapmayın. Nike'ı zaten sevmem. Ürünlerini almam. Böyle skandal reklamları pek seviyorlar zaten çünkü ABD'de yayınladıkları reklamlar da bundan daha az skandal değil. Özellikle Dylan Mulvaney ile yaptıkları reklamdan sonra yüzlerce kadın sosyal medyada Nike kıyafetlerini yakarak protesto etmişlerdi ve buna sayısız kadın destek vererek Nike'ın satışlarının bir hayli düşmesine neden olmuştu. (Olay şuydu: Dylan bir trans ve erkek vücuduyla kadın kıyafetlerini tanıttığı için kadınlar da "Ben o kıyafetleri bir kadının üstünde görmek istiyorum, siz neden kadın cinsini silmeye, bizi yok saymaya kalkıyorsunuz?" diye sinirlenmişti çünkü bildiğiniz üzere ABD'de bu LGBTQ olayları kontrolden çıkmış durumda.) Bence Nike'ın reklamdan sorumlu departmanının profesyonel bir yardım alması şart. Durmadan ayaklarına sıkıyorlar. Reklamı Türkçeye çevirdim, bakın ne diyor: Ben kötü bir insan mıyım? Söyle bana öyle miyim? Ben ne istediğimi biliyorum. Yanıltıcıyım. Takıntılıyım. Bencilim. Bu beni kötü bir insan mı yapar? Öyle mi? Hiç empatim yok. Sana saygı duymuyorum. Hiçbir zaman tatmin olmam. Güce takıntılıyım. Deliyim. Hiç vicdan azabım yok. Hiç merhametim yok. Sanrılarım var. Manyakım. Kötü bir insan olduğumu mu düşünüyorsun? Söyle bana... Söyle bana... Söyle bana öyle miyim? Herkesten daha iyi olduğumu düşünüyorum. Senin olanı alıp asla geri vermemeyi istiyorum. Benim olan benimdir. Senin olan da benimdir. Ben kötü bir insan mıyım? Söyle bana, öyle miyim? Bu beni kötü bir insan mı yapar? Sonra reklam biter ve şu yazıyı görürüz: Winning is not for everyone! (Kazanmak herkes için değildir!) Vay be... Kazanmak herkes için değilmiş arkadaşlar. Bir tek böyle şerefsizliği şiar edinmiş insanlar kazanmayı hak ediyormuş. Biz onları anlamazmışız. Biz kazanamazmışız. Genç sporcular umarım bu skandal reklamın gazına gelerek böyle karaktersizce bir yaklaşımı benimsemez çünkü biz sporcunun zeki, çevik ve ahlâklı olanını severiz. Biz Atam'dan öyle öğrendik. Bunları ataları Amerikan yerlisi kese kese böyle bir yaklaşım benimsemiş demek ki. Sonra da demiş: "Bu kadar katliam yapmak beni kötü bir insan mı yapar goddamnit?" Yapar.