Golden League'i yayınlamaması artık çıldırtan bir durum haline gelen kanal hakkında konuşmak istiyorum. Kanal ilk açıldığında Doğuş grubunun el attığı bütün yayınları seven biri olarak çok sevinmiştim. Atletizm olsun, motor sporları olsun, futbol dışı yayınlar yaparak bize bu sporları sevdiren ve takip ettiren bir NTV geleneğini takip edeceğini düşünüyordum. Ancak, ne yazık ki beklediğim gibi bir kanalla karşılaşmadım.
İlk açıldığında Avrupa Futbol Şampiyonasında yaptığı yayınlar iyiydi ve kaliteliydi. Fakat hemen sonrasında Olimpiyatlar gibi bir spor şölenini resmi olarak es geçti kanal. Açıldıktan birkaç ay sonra böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak kanal için büyük bir şans olmalıydı. Olimpiyatlarda yer alan sporların izleyicilerini kendine bağlayabilir ve güzel bir başlangıç yapabilirdi, ancak bunu başaramadı. Yavan bir sohbet programı yaparak Olimpiyatları atlattılar.
Kanalın Olimpiyatları canlı yayınlamasını beklemiyordum, ancak "spor" kelimesini içeren bir kanal, 4 yılda bir düzenlenen dünyanın en büyük spor organizasyonlarından birini bu şekilde ele almamalıydı. Olimpiyatlar bitti ve ben yıl içinde kanalın nerede farklılık yaratacağını bekledim. Ancak, futbol dışında neredeyse hiçbir şey yoktu (Bereket NBA yayınlarından vazgeçmediler). Haftada bir kere farklı spor dallarından haberler vermenin kanalın yapması gereken tek şey olmasının beklentisi içindeydim.
Kanalın ağırlık verilmesi gereken sporlar konusunda Türkiye'de en popüler olanlara odaklanması gerektiğini düşünüyorum, ancak alternatif sporların yayın haklarını ucuza alarak ve tanıtarak izleyici kitlesini genişletme şansı da vardı. Türkiye'den amatör sporlar veya farklı dallarda yerel müsabakalar, okullar arası turnuvalar gibi etkinlikleri tek kemerle yayınlayabilir ve ucuza mal edebilirler, en önemlisi de farklılık yaratabilirlerdi.
Kanalın futbol yayınları kaliteli olsa da, aynı tip yayınların tekrarı zaman zaman izleyicileri bıkkınlığa uğratabilir. Örneğin, Rıdvan Dilmen'in yorumlarını ne kadar beğensem de, onu neredeyse her gün bir programda görmek ve dinlemek hem kendisine hem de seyirciye saygısızlık gibi geliyor bana. Sergen ve Hakan Ünsal gibi isimleri de haftada kaç kere görebiliriz?
Motor sporlarına ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Geçmişte F1 ve Moto GP gibi yayınları yapmış bir televizyon grubunun bu sporları görmezden gelmesi şaşırtıcı. Örneğin, 2009 Türkiye GP'sinde yaptıkları gibi, ayağına gelen bir spor organizasyonunu görmezden gelmek saygısızlık. Canlı yayın bağlantılarıyla programlarını renklendirebilirler ve izleyicileri haftasonu boyunca keyifli saatler geçirtirlerdi. Ancak, NASCAR yayınları ayrı bir komedi durumu yarattı. Ne zaman yayınlanacağı belli olmayan ve banttan geniş özet şeklinde verilen yayınlar, bu sporun takipçilerini hayal kırıklığına uğrattı.
Eğer ekonomik veya başka sebeplerden dolayı canlı yayını tercih etmediler ise, bu durum anlaşılabilir. Ancak, banttan yayın yapacaklarsa neden bunu pazar gecesi sabaha karşı vermeyi seçtiler? Canlı yayını takip edecek bir izleyici, gerekirse sabaha kadar oturur yarışı izler. Banttan yayın yapmak için boş zaman varken, neden bu saatte yarışı yayınladıkları soru işaretleri yaratıyor.
Atletizm konusuna gelince, yıllarca NTV olarak yapılan canlı yayınlar sayesinde birçok kişi atletizme bağlandı. Ancak, bu sene büyük heyecanla beklediğim Golden League yayınını kanalda göremeyince, kanala "NTV Futbol" ismi verilmesi gerektiği düşüncesine vardım. Yaz aylarında futbol yayınları sona erdiğinde, bu boşluğu dolduracak farklı yayınlar sunmaları beklentisi içindeydim. Atletizm deneyimi olan bir kanalın doğal olarak atletizme yöneleceğini düşündüm. Golden League ile başlayıp Dünya Atletizm Şampiyonası ile devam ettirip sonlandırabilirlerdi.
Ancak, kanalın yayın politikasında mantıklı bir tutum sergileyememesi beni şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. Artık ne yapmak istediklerini anlamak zor. Tabii ki, kanalın sahibi istediği gibi yayın yapabilir ve bu konuda haklıdır. Ancak, izleyicilerin beklentilerini ve taleplerini göz ardı etmemeli.
İlk açıldığında Avrupa Futbol Şampiyonasında yaptığı yayınlar iyiydi ve kaliteliydi. Fakat hemen sonrasında Olimpiyatlar gibi bir spor şölenini resmi olarak es geçti kanal. Açıldıktan birkaç ay sonra böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak kanal için büyük bir şans olmalıydı. Olimpiyatlarda yer alan sporların izleyicilerini kendine bağlayabilir ve güzel bir başlangıç yapabilirdi, ancak bunu başaramadı. Yavan bir sohbet programı yaparak Olimpiyatları atlattılar.
Kanalın Olimpiyatları canlı yayınlamasını beklemiyordum, ancak "spor" kelimesini içeren bir kanal, 4 yılda bir düzenlenen dünyanın en büyük spor organizasyonlarından birini bu şekilde ele almamalıydı. Olimpiyatlar bitti ve ben yıl içinde kanalın nerede farklılık yaratacağını bekledim. Ancak, futbol dışında neredeyse hiçbir şey yoktu (Bereket NBA yayınlarından vazgeçmediler). Haftada bir kere farklı spor dallarından haberler vermenin kanalın yapması gereken tek şey olmasının beklentisi içindeydim.
Kanalın ağırlık verilmesi gereken sporlar konusunda Türkiye'de en popüler olanlara odaklanması gerektiğini düşünüyorum, ancak alternatif sporların yayın haklarını ucuza alarak ve tanıtarak izleyici kitlesini genişletme şansı da vardı. Türkiye'den amatör sporlar veya farklı dallarda yerel müsabakalar, okullar arası turnuvalar gibi etkinlikleri tek kemerle yayınlayabilir ve ucuza mal edebilirler, en önemlisi de farklılık yaratabilirlerdi.
Kanalın futbol yayınları kaliteli olsa da, aynı tip yayınların tekrarı zaman zaman izleyicileri bıkkınlığa uğratabilir. Örneğin, Rıdvan Dilmen'in yorumlarını ne kadar beğensem de, onu neredeyse her gün bir programda görmek ve dinlemek hem kendisine hem de seyirciye saygısızlık gibi geliyor bana. Sergen ve Hakan Ünsal gibi isimleri de haftada kaç kere görebiliriz?
Motor sporlarına ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Geçmişte F1 ve Moto GP gibi yayınları yapmış bir televizyon grubunun bu sporları görmezden gelmesi şaşırtıcı. Örneğin, 2009 Türkiye GP'sinde yaptıkları gibi, ayağına gelen bir spor organizasyonunu görmezden gelmek saygısızlık. Canlı yayın bağlantılarıyla programlarını renklendirebilirler ve izleyicileri haftasonu boyunca keyifli saatler geçirtirlerdi. Ancak, NASCAR yayınları ayrı bir komedi durumu yarattı. Ne zaman yayınlanacağı belli olmayan ve banttan geniş özet şeklinde verilen yayınlar, bu sporun takipçilerini hayal kırıklığına uğrattı.
Eğer ekonomik veya başka sebeplerden dolayı canlı yayını tercih etmediler ise, bu durum anlaşılabilir. Ancak, banttan yayın yapacaklarsa neden bunu pazar gecesi sabaha karşı vermeyi seçtiler? Canlı yayını takip edecek bir izleyici, gerekirse sabaha kadar oturur yarışı izler. Banttan yayın yapmak için boş zaman varken, neden bu saatte yarışı yayınladıkları soru işaretleri yaratıyor.
Atletizm konusuna gelince, yıllarca NTV olarak yapılan canlı yayınlar sayesinde birçok kişi atletizme bağlandı. Ancak, bu sene büyük heyecanla beklediğim Golden League yayınını kanalda göremeyince, kanala "NTV Futbol" ismi verilmesi gerektiği düşüncesine vardım. Yaz aylarında futbol yayınları sona erdiğinde, bu boşluğu dolduracak farklı yayınlar sunmaları beklentisi içindeydim. Atletizm deneyimi olan bir kanalın doğal olarak atletizme yöneleceğini düşündüm. Golden League ile başlayıp Dünya Atletizm Şampiyonası ile devam ettirip sonlandırabilirlerdi.
Ancak, kanalın yayın politikasında mantıklı bir tutum sergileyememesi beni şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. Artık ne yapmak istediklerini anlamak zor. Tabii ki, kanalın sahibi istediği gibi yayın yapabilir ve bu konuda haklıdır. Ancak, izleyicilerin beklentilerini ve taleplerini göz ardı etmemeli.
