Nur Cemaati, Nurcular veya Risale-i Nur hareketi, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur adlı eserlerin bilgileri istikametinde teşekkül eden 20. yüzyıl başlarında doğan İslâmî harekettir. İtikâdi ve fıkhi bakımdan Sünnî İslâm'a bağlıdırlar. Menfi milliyetçiliği zararlı ve tehlikeli olduğu gerekçesi ile reddedip İslam kardeşliğini savunmaktadır. Halifeliğin geri getirilmesini savunmaktadır. Cemaatin temel faaliyeti Risale-i Nurların okunması, anlaşılmaya çalışılması ve insanlara ulaştırılmasıdır. Bu faaliyet Cemaat mensupları tarafından "Hizmet-i imaniye ve Kur'aniye" veya kısaca Risale-i Nur Hizmeti diye tabir edilen kavramlarla ifade edilir. Said Nursiye ait Kur'an tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı öğretileri ekseninde hareket eden bir yapıya sahiptir. Kararlar genellikle "Meşveret" veya "İstişare" diye adlandırdıkları danışma sonunda çoğunluk tarafından alınır. Said Nursi'nin vefatından sonra talebelerinin çeşitli şehirlere dağılması ve yeni Risale-i Nur okuyucuların doğmasıyla Cemaat farklılık gösterebilen tarzlarda faaliyet göstermiş; "Meşrep" olarak tabir edilen yeni gruplar meydana gelmiştir. Tarihçe küçükresim|200px|Risale-i Nur Külliyatından Sözler kitabının kapağı Said Nursî'nin 23 Mart 1960 tarihinde ölümünden sonra yönetim anlayışı, siyasi olaylara bakış, etnik köken ve hizmet metodu gibi konulardaki görüş farklılıkları sonucu birçok Nur Cemaati grubu ortaya çıktı. İlk dönemde, temel iki grup, Ahmet Hüsrev Altınbaşak önderliğindeki Yazıcılar grubu ile Zübeyir Gündüzalp önderliğindeki Okuyucular grubuydu. Altınbaşak ve grubu, risalelerin sadece Osmanlıca olarak yazılıp okunmasını savunurken, cemaatin yeni lideri Gündüzalp ve grubu, modern Türkçe harfler ile matbaada basılıp yayılmasını savunuyordu. Gündüzalp liderliğindeki "ağabeyler konseyi", yazıcılar grubu ve lideri Altınbaşak ile tekrar birleşmeye çalıştı, ancak bu girişimler sonuçsuz kaldı. Aynı dönemde, Okuyucular grubuna yakın olmakla birlikte kendi yaşadıkları bölgede bağımsız olarak hareket eden Mehmed Kayalar Diyarbakır'da; Said Özdemir, Ankara'da (bu gruba daha sonra "tenvir" denilmiştir) ve Mehmed Kırkıncı Erzurum'da cemaat oluşturmaya başladı. Nur Cemaati arasındaki en derin bölünme 1980 darbesi sürecinde yaşandı. 1982 anayasasının cemaat içerisinde meydana getirdiği tartışma bölünmeyi perçinledi. 1982 Darbesine Nur Cemaatinin büyük kısmı evet oyu verirken Yeni Asya grubunun ise hayır oyu kullanması araya bazı mesafeler girmesine sebep oldu. Günümüzde, genellikle, farklı bir grupta bulunmanın sebebi "önce o grupla tanışmış olmak"tan öteye gitmemektedir. Bir grubun düzenlediği konferans vb. etkinliğe diğer gruplardan herkes katılabilmekte ve üst düzeyde temsilciler de gönderilerek birliktelik oluşturulmaya çalışılmaktadır. Nur Cemaati ilkeleri Said Nursi, Nur cemaati'nin sahip olması gereken vasıfları Risale-i Nur Külliyatı'nda açıklamıştır: Siyaset ve İdare ile fiilen iştigal etmemek. Müspet hareket etmek ve menfi hareket etmemek. Allah rızasını esas alarak yalnız iman hizmeti yapmak. Tarikat değil cemaattir. Şeyhlik-müridlik gibi makamlar yoktur. Nur Cemaati grupları Nur Cemaati tarih boyunca çeşitli gruplara ayrılmıştır. Gülen Cemaati ile ilişkisi Özellikle 2014 yılından önce yayımlanmış birçok kaynakta Gülen Hareketi, Nur Cemaatinin önde gelen bir kolu olarak öne sürülmüştür. Cemaatin beş önde geleni, 31 Aralık 2013 tarihinde siyasi faaliyetlerin Nur Cemaati fikirleri ile uygun olmadığını belirtmişlerdir. Bu açıklamanın Gülen Hareketine yönelik olduğu düşünülmüştür. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasından sonra, Nur Cemaati ileri gelenleri, Gülen Hareketine karşı olan tutumunu belirginleştirmiştir. Nur Cemaati'nin Yeni Asya kolu ise darbeye karşı olduğunu ifade etmekle beraber bu süreç içerisinde meydana gelen hukuki sorunları sıkça nazara vermiştir. Kaynakça Kategori:Türkiye'de cemaatler