Katıldığım önerme. Baştan söyleyeyim, bunu sadece öğretmenler için değil, bütün memurluklar için öğretmenlik üzerinden yazıyorum. Şimdi arkadaşlar en kritik soruyla başlayalım: Devlet size üniversiteye girerken ya da sonrasında atanma garantisi verdi mi? Buna cevabınız evetse haklısınız, atanmanız gerekir. Buna cevabınız hayır ise haksızsınız. Devletin kadro ve maliyet olarak belli bir kontenjanı vardır ve bu senelerdir bilinen, devam eden bir gerçek. Örneğin kafamdan atıyorum devlet 1990 yılında 500 kişi almıştır, bu sayı olağan dönemde yıllık 100-200 kişi artarak bugün 10000 kişi olmuştur. Devletin 50000 kişi almayacağı ortadadır değil mi? Eğer diyorsanız ki “o zaman üniversite açmasaydı” yine haksızsınız. Devlet size her şehirde üniversitede okuma fırsatı sunuyor (yapılmaması gerektiğini düşünsem de), atanacağınızı ya da memur olacağınızı söylemiyor. Devletin amacı herkesi memur yapmak değil, en nitelikli memurları almak. Sizden diplomanızı alarak memur olma şansınızı devlet size sağlar. Sınavına da girersiniz, kontenjana girerseniz de atanırsınız, kontenjana giremeyecek kadar bilginiz yoksa da sizden vasıflı olanlar girer bu kadar basit aslında.
Ha şu hususa değineyim: atanma sürecinde yaşanan haksızlıklar (KPSS’de hatalar, yanlışlar veya mülakat gerektiren memurluklar için mülakatta kayırma) gibi şeylerde sonuna kadar haklısınız, onun dışında haklı değilsiniz maalesef. Herkes bölümünden yılda kaç kişinin mezun olduğunu, yıllık atama sayısını, mezun olduğunda iş bulma olasılığını düşünerek bölümünü okuyor.
Ha şu hususa değineyim: atanma sürecinde yaşanan haksızlıklar (KPSS’de hatalar, yanlışlar veya mülakat gerektiren memurluklar için mülakatta kayırma) gibi şeylerde sonuna kadar haklısınız, onun dışında haklı değilsiniz maalesef. Herkes bölümünden yılda kaç kişinin mezun olduğunu, yıllık atama sayısını, mezun olduğunda iş bulma olasılığını düşünerek bölümünü okuyor.