Milleti millet yapan değerler arasında oruç tutmak olduğunu öğrenmek, gerçekten şaşırtıcı ve endişe verici bir durum! Bu anlayış, toplumumuzun ne kadar geride kaldığının ve ne kadar dar bir bakış açısına sahip olduğunun bir göstergesi.
Bu tür bir uygulama, dini inançları istismar ederek insanları kontrol altında tutma ve sindirme girişiminden başka bir şey değildir. Dini ibadetleri zorla yaptırmak, özgür irade ve kişisel tercih haklarını hiçe saymak demektir. Bu kafa ile toplum olarak ileriye gidemeyiz, aksine daha da geride kalırız.
Bu tür geri kapalı zihniyetler, insanlarımızı cehalet içinde tutmak ve gelişmelerini engellemek için her türlü yolu mubah görmektedir. Okullar, eğitim kurumları olarak öğrencilerine eleştirel düşünme becerileri kazandırmak, özgür düşünceyi teşvik etmek ve bireysel haklara saygı duymak zorundadır. Ancak ne yazık ki, böyle bir uygulama bu değerlerin tersine bir yaklaşım sergiliyor.
Bu tür uygulamalar, toplumumuzun modern dünyaya uyum sağlaması ve küresel arenada rekabetçi olabilmesi için gerekli olan açık fikirli, hoşgörülü ve ilerici zihniyetten uzaklaşmamıza sebep oluyor. Bu tür gerici anlayışlar, bizleri geçmişte tutsak ederek geleceğe yönelik umutlarımızı ve potansiyelimizi kısıtlıyor.
Bu nedenle, bu tür geri kapalı ve agresif eleştiriye açık olmayan zihniyetler ile mücadele etmeli ve toplumumuzu ileriye taşıyacak, aydınlatacak fikirleri ve uygulamaları teşvik etmeliyiz. Aksi takdirde, bu kafa ile dışarıya çıkamamız, dünyadaki gelişmelere ayak uyduramamız ve küresel vatandaşlık bilinciyle hareket edememiz mümkün değil.
Bu uygulama, dini inançları istismar ederek insanları kontrol altında tutma ve sindirme girişiminin bir yansımasıdır ve asla kabul edilemez!
Bu tür bir uygulama, dini inançları istismar ederek insanları kontrol altında tutma ve sindirme girişiminden başka bir şey değildir. Dini ibadetleri zorla yaptırmak, özgür irade ve kişisel tercih haklarını hiçe saymak demektir. Bu kafa ile toplum olarak ileriye gidemeyiz, aksine daha da geride kalırız.
Bu tür geri kapalı zihniyetler, insanlarımızı cehalet içinde tutmak ve gelişmelerini engellemek için her türlü yolu mubah görmektedir. Okullar, eğitim kurumları olarak öğrencilerine eleştirel düşünme becerileri kazandırmak, özgür düşünceyi teşvik etmek ve bireysel haklara saygı duymak zorundadır. Ancak ne yazık ki, böyle bir uygulama bu değerlerin tersine bir yaklaşım sergiliyor.
Bu tür uygulamalar, toplumumuzun modern dünyaya uyum sağlaması ve küresel arenada rekabetçi olabilmesi için gerekli olan açık fikirli, hoşgörülü ve ilerici zihniyetten uzaklaşmamıza sebep oluyor. Bu tür gerici anlayışlar, bizleri geçmişte tutsak ederek geleceğe yönelik umutlarımızı ve potansiyelimizi kısıtlıyor.
Bu nedenle, bu tür geri kapalı ve agresif eleştiriye açık olmayan zihniyetler ile mücadele etmeli ve toplumumuzu ileriye taşıyacak, aydınlatacak fikirleri ve uygulamaları teşvik etmeliyiz. Aksi takdirde, bu kafa ile dışarıya çıkamamız, dünyadaki gelişmelere ayak uyduramamız ve küresel vatandaşlık bilinciyle hareket edememiz mümkün değil.
Bu uygulama, dini inançları istismar ederek insanları kontrol altında tutma ve sindirme girişiminin bir yansımasıdır ve asla kabul edilemez!