Karanlık bir kafede, yağmurlu bir İstanbul gecesi.
Bir adam, yalnız bir masa başında oturmuş, boş bir fincan kahve ve solmuş bir sigara izninin gölgesi altında. Gözleri uzaklara, düşünceli. Bir kadının sesi, aniden, kafenin gürültüsünden yükseliyor. Gülümseyerek, adamın masaya geliyor. Sessiz bir an. Adam, bakışlarını kadına çevirir. Bir an, yüzünde şaşkınlık belirir, sonra, gülümser.
"Seni bekliyordum," der kadin.
Adam, başını sallayıp, bir fincan kahve sipariş eder. İki kişi, kahvelerini yudumlarken, geçmişleri hakkında konuşur. Geçmişte yaşadıkları mutluluklar, acılar, pişmanlıklar. Anıları, birer birer, sanki bir film gibi, karşılıklı bakışları arasında canlanır.
İki saat sonra, yağmur dinmiş, gece daha aydınlık hale gelmiş. Adam, kadına sarılır, gözlerinde derin bir sevgi.
"Seninle olmaya karar verdim," der adam.
Kadın, adamın gözlerine bakar ve gülümser. "Ben de," der.
Filmin sonu.
Bir adam, yalnız bir masa başında oturmuş, boş bir fincan kahve ve solmuş bir sigara izninin gölgesi altında. Gözleri uzaklara, düşünceli. Bir kadının sesi, aniden, kafenin gürültüsünden yükseliyor. Gülümseyerek, adamın masaya geliyor. Sessiz bir an. Adam, bakışlarını kadına çevirir. Bir an, yüzünde şaşkınlık belirir, sonra, gülümser.
"Seni bekliyordum," der kadin.
Adam, başını sallayıp, bir fincan kahve sipariş eder. İki kişi, kahvelerini yudumlarken, geçmişleri hakkında konuşur. Geçmişte yaşadıkları mutluluklar, acılar, pişmanlıklar. Anıları, birer birer, sanki bir film gibi, karşılıklı bakışları arasında canlanır.
İki saat sonra, yağmur dinmiş, gece daha aydınlık hale gelmiş. Adam, kadına sarılır, gözlerinde derin bir sevgi.
"Seninle olmaya karar verdim," der adam.
Kadın, adamın gözlerine bakar ve gülümser. "Ben de," der.
Filmin sonu.