Olgu-değer ayrımı, epistemolojik bir ayrımdır: Olgusal önermeler veya olgu önermeleri gerekçeye ve fiziksel gözleme dayanır. Empirik yöntemle incelenirler. Ahlaki önermeler veya değer önermeleri etik ve estetiğin alanına girer. Aksioloji alanında incelenirler. 'Olgu' ile 'değer' arasındaki bu bariyer olgusal argümanlardan ahlaki iddialar türetmeyi ya da tersini imkansız hale getiriyor. Olgu-değer ayrımı ilk kez Hume tarafından dile getirilen olan-olması gereken sorunundan devşirilmiştir. Bununla birlikte, sıklıkla birbirleri yerine kullanılırlar. David Hume'un kuşkuculuğu David Hume'un 1739'da yayımladığı İnsan Doğası Üzerine bir İnceleme adlı eserinde olgusal önermeler ve ahlaki önermeler üzerinden olan ve olması gerekenler arasındaki ilişkiyi tartıştı. Hume'a göre bu mesele, ahlak felsefesinin temel sorunuydu. Hume, Aydınlanma Çağı'ndaki Britanyalı filozoflar John Locke ve Thomas Hobbes'un görüşlerini paylaşıyordu. Hume özellikle, Avrupa toplumunu bir derece bölen dinin ve ulusal düşmanlıkların temelsiz inançlara dayandığını savundu. Gerçekte o, bu tür düşmanlıkların doğada bulunmadığını, ancak belirli bir zaman ve yere bağlı bir insan yaratımı olduğunu ve dolayısıyla ölümlü çatışmaya değmediğini iddia etti. Doğalcılık yanılgısı Olgu-değer ayrımı, ahlak felsefesi tartışmalarında ele alınan doğalcılık yanılgısıyla yakından ilişkilidir. George Edward Moore, bunun etik düşüncenin temelinde bulunduğunu savunuyordu ancak kimi günümüz düşünürleri buna katılmamaktadır. Ahlakçılık yanılgısı Olgu-değer ayrımı ahlakçılık yanılgısıyla da yakından ilişkilidir. "Herkesin eşit olması gerektiği için insanlar arasında doğuştan gelen bir fark yoktur." önermesi ahlakçılık yanılgısına bir örnektir. Doğalcılık yanılgısı ise bunun tam tersini yaparak olandan olması gerekene geçmektir. Ayrıca bakınız Yeni Kantcılık Deneycilik Görecilik Hakikat sonrası Kaynakça Kategorieğer Kategori:İnanç Kategori:Epistemoloji