İnsan ölünce neler olur? Bu soru, cevabı zor olan sorular arasında yer alır. Bilimin sınırları içinde ne kanıtlanabilir ne de çürütülebilir olan bir konudur. Ancak burada, kafalarına estikleri gibi düşünceler üreten sorumsuz ve cahil kişilerin fikirlerinin değeri sadece ekşi sözlükte geçerlidir. Gerçek bir ateiste dahi nadiren rastlanır olmuşken, en kıymetli ve düşünceli sorular bile sofilik sıfatına sokulmuştur. Ateistin korkusu olmadığı gibi tanrı varsa da yoksa da yenilmezdir, hiçbir şeyin tarafında değildir. Ateist, "Zeus'a itaat etmektense kendimi bu kayaya zincirlemeyi yeğlerim!" diyen Prometheus gibi düşünür. Bu, filozofik bir hayat tasarımıdır.
Ölümün ne olduğu ve sonrasında ne olabileceğine dair şüphe geliştirmek için önce dilin gizemi üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Dilin ne olduğunu bugüne kadar dikkat etmediyseniz, şimdi sorabilirsiniz: Evrim neden ölüme çare bulamadı?
Ölümün ne olduğunu ilk defa Martin Heidegger ile tartışmıştım. Ölüm teriminden hoşlanmayan birisi olarak, bu konuda ciddi ve zaman ayırılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Çoğu insan için havada kara bulut fark edince gözleri açılan tipler oldukları için ölüme bu yüzden çekilirler.
Ölümün ne olduğu ve sonrasında ne olabileceğine dair şüphe geliştirmek için önce dilin gizemi üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Dilin ne olduğunu bugüne kadar dikkat etmediyseniz, şimdi sorabilirsiniz: Evrim neden ölüme çare bulamadı?
Ölümün ne olduğunu ilk defa Martin Heidegger ile tartışmıştım. Ölüm teriminden hoşlanmayan birisi olarak, bu konuda ciddi ve zaman ayırılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Çoğu insan için havada kara bulut fark edince gözleri açılan tipler oldukları için ölüme bu yüzden çekilirler.