Selam Ekşi Sözlük ahalisi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, İlahiyat Fakültesinde yaşanan adaletsizlikler silsilesi için arkadaşımın ricası üzerine yazıyorum. Durumum olmadı, okuyamadım diyecekler için özet geçip altına detaylı açıklama yazacağım.
**Özet:** Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde, öğretim görevlilerinin çoğu görevini kötüye kullanarak, çifte standart uygulayıp, öğrenciye tehdit, aşağılama ve bıktırma politikası uyguluyor. Yapılan tüm adaletsizlikleri ümmet, din, İslam nidalarıyla bastırmaya çalışsalar da yaptıkları birçok kez haberlere konu oldu ve görünen o ki olmaya da devam edecek.
**Detaylı Açıklama:**
İşte burada bir kişinin yaşadıklarından bahsetsem de mağdur olan çok sayıda öğrenci var. Bunlardan çoğu pes edip okulu bırakmış, kalanlar da azami 8 yılın tamalanmasıyla okuldan atılacak kişiler. Olaylar Kuran-ı Kerim hocaları; Doç. Dr. Yaşar Akalın, Dr. Öğr. Üyesi Osman Botan ve Hitabet hocası Doç. Dr. Mustafa Kara etrafında dönüyor. Bahsi geçen öğrencilerin tarikat, tasavvuf ve uydurulmuş hadis karşıtı olmalarından ötürü, yeterlilikleri göz ardı edilip sınıfta bırakılıyorlar.
Mağdur öğrencilerin bahsettiği, fakültede yaşanan saçmalıklar ve adaletsizlikleri aşağıda sıralıyorum.
1. Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu öğrenciler 60 puan verilip mezun ediliyor. Türkçeden geçer puan alamayacak durumda olan öğrenciler alan dersinden ( Tefsir, Musiki, Edebiyat, Sosyoloji vb) nasıl geçtikleri meçhul.
2. “Erkeğin sesi kadına haramdır.” diyerek sınıflar ayrılıyor. Şeyhin içtiği şarap helaldir mantığıyla kız sınıflarına erkek hocalar giriyor.
3. Hitabet hocası Doç. Dr. Mustafa Kara’ya pandemi döneminde Classroom’dan ödev teslimi yapılmasına rağmen puan girişi yapılmıyor.
4. Öğrencinin Alevi olduğu düşünülüp “Sen Alevisin. Seni geçirirsek ileride başımıza bela olursun” cümlesi kuruluyor. Alevi olmayan öğrenci; “Mezhepsel ayrımlar ne zamandan beri not verme kriteri oldu” cevabına istinaden “Ben seninle polemiğe girmek istemiyorum” denerek kapı gösteriliyor.
5. Bazı kız öğrencilerin dersteki yetersizliklerine rağmen “Onların özel halleri var, okumalarına bile gerek yok” denerek dersten geçmeleri sağlanıyor. Bu duruma karşı gelindiğinde “Herkes ilahiyat mezunu olmak zorunda değil, hele ki sen” deniliyor.
6. Yine OMÜ İlahiyat’ta dönen İsa Doğan adlı akademisyene suçlama olayları sonrası öğrenci, dönemin dekanı Cengiz Batuk’un odasına çağrılıyor. “Sen bir yemeğe satılmış adamsın sana fakülteyi bitirtmeyeceğim.” şeklinde tehdit alıyor. OMU İlahiyat Dekanlığı ve OMU Rektörlüğüne konu ile alakalı 2 tane iadeli taahhütlü dilekçe veriliyor resmi süre içinde netice alınamauyor.
Ben burada kanıtlanabilir ve şahitli olayları yazmayı uygun gördüm. Anlatılan çok daha çirkin olaylar var. Bu akademisyenlerin kurduğu çirkin düzenin bozulmasına az da olsa katkım dokunur belki diyerek konuyu buraya taşımak istedim.
OMÜ İlahiyat fakültesi için açılmış bazı başlıklarını ve haber linklerini aşağıya bırakıyorum.
(bkz: OMÜ İlahiyat)
(bkz: OMÜ İlahiyat Fakültesinin Atatürk Tutumu)
**Özet:** Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde, öğretim görevlilerinin çoğu görevini kötüye kullanarak, çifte standart uygulayıp, öğrenciye tehdit, aşağılama ve bıktırma politikası uyguluyor. Yapılan tüm adaletsizlikleri ümmet, din, İslam nidalarıyla bastırmaya çalışsalar da yaptıkları birçok kez haberlere konu oldu ve görünen o ki olmaya da devam edecek.
**Detaylı Açıklama:**
İşte burada bir kişinin yaşadıklarından bahsetsem de mağdur olan çok sayıda öğrenci var. Bunlardan çoğu pes edip okulu bırakmış, kalanlar da azami 8 yılın tamalanmasıyla okuldan atılacak kişiler. Olaylar Kuran-ı Kerim hocaları; Doç. Dr. Yaşar Akalın, Dr. Öğr. Üyesi Osman Botan ve Hitabet hocası Doç. Dr. Mustafa Kara etrafında dönüyor. Bahsi geçen öğrencilerin tarikat, tasavvuf ve uydurulmuş hadis karşıtı olmalarından ötürü, yeterlilikleri göz ardı edilip sınıfta bırakılıyorlar.
Mağdur öğrencilerin bahsettiği, fakültede yaşanan saçmalıklar ve adaletsizlikleri aşağıda sıralıyorum.
1. Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu öğrenciler 60 puan verilip mezun ediliyor. Türkçeden geçer puan alamayacak durumda olan öğrenciler alan dersinden ( Tefsir, Musiki, Edebiyat, Sosyoloji vb) nasıl geçtikleri meçhul.
2. “Erkeğin sesi kadına haramdır.” diyerek sınıflar ayrılıyor. Şeyhin içtiği şarap helaldir mantığıyla kız sınıflarına erkek hocalar giriyor.
3. Hitabet hocası Doç. Dr. Mustafa Kara’ya pandemi döneminde Classroom’dan ödev teslimi yapılmasına rağmen puan girişi yapılmıyor.
4. Öğrencinin Alevi olduğu düşünülüp “Sen Alevisin. Seni geçirirsek ileride başımıza bela olursun” cümlesi kuruluyor. Alevi olmayan öğrenci; “Mezhepsel ayrımlar ne zamandan beri not verme kriteri oldu” cevabına istinaden “Ben seninle polemiğe girmek istemiyorum” denerek kapı gösteriliyor.
5. Bazı kız öğrencilerin dersteki yetersizliklerine rağmen “Onların özel halleri var, okumalarına bile gerek yok” denerek dersten geçmeleri sağlanıyor. Bu duruma karşı gelindiğinde “Herkes ilahiyat mezunu olmak zorunda değil, hele ki sen” deniliyor.
6. Yine OMÜ İlahiyat’ta dönen İsa Doğan adlı akademisyene suçlama olayları sonrası öğrenci, dönemin dekanı Cengiz Batuk’un odasına çağrılıyor. “Sen bir yemeğe satılmış adamsın sana fakülteyi bitirtmeyeceğim.” şeklinde tehdit alıyor. OMU İlahiyat Dekanlığı ve OMU Rektörlüğüne konu ile alakalı 2 tane iadeli taahhütlü dilekçe veriliyor resmi süre içinde netice alınamauyor.
Ben burada kanıtlanabilir ve şahitli olayları yazmayı uygun gördüm. Anlatılan çok daha çirkin olaylar var. Bu akademisyenlerin kurduğu çirkin düzenin bozulmasına az da olsa katkım dokunur belki diyerek konuyu buraya taşımak istedim.
OMÜ İlahiyat fakültesi için açılmış bazı başlıklarını ve haber linklerini aşağıya bırakıyorum.
(bkz: OMÜ İlahiyat)
(bkz: OMÜ İlahiyat Fakültesinin Atatürk Tutumu)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.