kakalamak(!) derken gençler yapmayın ama...samimi bir arkadasım vardı, adı Zeynep. Zeynep on parmağında on marifet, elini attığı her şeyi güzelleştiren becerikli ve iyi kalpli biriydi. Bir gün bana kendi ördüğü çantayı ve yine kendi elleriyle boyadığı bir tepsi hediye etti. O çantayı öyle sevdim ki benim için yaptı deyip deyip kullandım ve Zeynep, vefatından birkaç ay önce bana da kağıt, rafya, makrome gibi çeşitli iplerden çanta yapmayı öğretti. Ben de benim dünyaya geliş amacım çanta yapmakmışcasına, sıkıldıkça ve durmaksızın ucu bucağı olmayan çantalar yaptım. Zeynep'in hastalık sürecinde ise çanta yapmak adeta bir terapiydi onu acı çekerken görmeye dayanamıyordum, çanta yaptıkça gerçeklerden uzaklaştım. Şimdi yalan değil bu işten para kazandım ancak etrafımdaki herkese de yaptığım çantalardan hediye ettim hem de birden fazla. Arkadaşlarım ünlü markaların çantalarını fotoğrafladılar ben yaptım. Fiyatları da 4000 ila 14000 arasında değişen çantalarlardı bu arada. Çocukları mutlu görmeyi çok seviyorum, yine etrafımdaki her kız çocuğu için maksimum 30 dk içinde küçük çapraz çanta yapıp sevindirmeye çalıştım. Bu arada kendime henüz bir tane bile yapmadım, Zeynep'imin yaptığı kafi. Çanta yaparken emek veriyorum, arkadaşlarımı düşünüp 'sevgi'mi de katıyorum ki* anlamlı ve güzel olsun. Tonla ruhsuz eşyanın içinde kakalamaya çalışılacak onca şey varken birilerinin sizi düşünmesi ve çaba göstermesi bence çok değerli olmalı.