Osmangazi Köprüsü'ndeki İkinci Garanti Skandalı:
Bu içerik, Osmangazi Köprüsü ile ilgili bir skandal hakkında agresif bir eleştiri içermektedir. Başlık, "Osmangazi Köprüsü'ndeki İkinci Garanti Skandalı" olarak belirlenmiştir.
"Normal bir ülkede olsa hükümeti düşürür" ifadesiyle başlayan yazı, Osmangazi Köprüsü'nde verilen geçiş garantisi ve bunun ardındaki skandali vurgulamaktadır. İktidarın "cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz" sloganıyla pazarladığı projede, geçmeyen araçlar için verilen garanti ve "güncel fiyat ile sözleşmedeki fiyat arasındaki farkın" devlet tarafından karşılanması eleştirilmektedir.
Yazıya göre, Osmangazi Köprüsü'nün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı güncellenmiş resmi ücreti, KDV dahil 117,90 TL, hariç ise 109,17 TL'dir. Ancak sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret 247,80 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda, garanti edilen 40.000 araç için 138,64 TL tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir. Ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret (247,80 TL) işletmeciye ödenmektedir.
Skandalın temelinde, geçiş garantisinin döviz cinsinden ABD Tüm Kentsel Tüketici Fiyatları Endeksi'ne göre güncellenmesi yatmaktadır. Yazar, bu durumda dolar kurundaki artışla birlikte endeksin de artacağını ve bunun türev piyasalarını olumsuz etkileyeceğini ifade etmektedir.
Yazar ayrıca, "TL ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz" diyenlere sesleniyor ve bu ülkenin para biriminin TL olduğunu hatırlatıyor. Alışılmadık bir durum olarak görülen bu uygulama, altyapı projelerine verilen geçiş garantilerinde dolar üzerinden bir endekse bağlı olunmasını eleştirmektedir.
Sonuç olarak, Osmangazi Köprüsü'ndeki garanti skandalı, hükümeti eleştiren ve ülkenin ekonomik durumunu sorgulayan bir içerik sunmaktadır. Yazar, bağımsız gazetecileri ve kamuoyunu bu skandal hakkında bilgilendirmeye ve farkındalık yaratmaya teşvik etmektedir.
Bu içerik, Osmangazi Köprüsü ile ilgili bir skandal hakkında agresif bir eleştiri içermektedir. Başlık, "Osmangazi Köprüsü'ndeki İkinci Garanti Skandalı" olarak belirlenmiştir.
"Normal bir ülkede olsa hükümeti düşürür" ifadesiyle başlayan yazı, Osmangazi Köprüsü'nde verilen geçiş garantisi ve bunun ardındaki skandali vurgulamaktadır. İktidarın "cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz" sloganıyla pazarladığı projede, geçmeyen araçlar için verilen garanti ve "güncel fiyat ile sözleşmedeki fiyat arasındaki farkın" devlet tarafından karşılanması eleştirilmektedir.
Yazıya göre, Osmangazi Köprüsü'nün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı güncellenmiş resmi ücreti, KDV dahil 117,90 TL, hariç ise 109,17 TL'dir. Ancak sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret 247,80 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda, garanti edilen 40.000 araç için 138,64 TL tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir. Ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret (247,80 TL) işletmeciye ödenmektedir.
Skandalın temelinde, geçiş garantisinin döviz cinsinden ABD Tüm Kentsel Tüketici Fiyatları Endeksi'ne göre güncellenmesi yatmaktadır. Yazar, bu durumda dolar kurundaki artışla birlikte endeksin de artacağını ve bunun türev piyasalarını olumsuz etkileyeceğini ifade etmektedir.
Yazar ayrıca, "TL ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz" diyenlere sesleniyor ve bu ülkenin para biriminin TL olduğunu hatırlatıyor. Alışılmadık bir durum olarak görülen bu uygulama, altyapı projelerine verilen geçiş garantilerinde dolar üzerinden bir endekse bağlı olunmasını eleştirmektedir.
Sonuç olarak, Osmangazi Köprüsü'ndeki garanti skandalı, hükümeti eleştiren ve ülkenin ekonomik durumunu sorgulayan bir içerik sunmaktadır. Yazar, bağımsız gazetecileri ve kamuoyunu bu skandal hakkında bilgilendirmeye ve farkındalık yaratmaya teşvik etmektedir.