Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişimindeki dönüm noktalarından biridir.
Mehmet'in tahta çıkışı sırasında düşmanları onun zayıf olduğunu düşünüyordu. Bu imajı yitirmek için uzun süre bekleyerek hazırlık yaptı ve sonunda İstanbul'a saldırdı. Kuşatma sırasında, şehrin savunucuları kendi topilerini kullanmakta zorlandı çünkü topları surlardan ateşlendiğinde, surlara daha fazla zarar veriyordu. Şehirdeki yardım gemileri ile yapılan deniz savaşı sonuçsuz kaldı ve kuşatma daha da uzadı. Savunmacılar şehrin boşaltılması planını reddetti ve son bir saldırıya karar verdiler. Açık unutulan kapılarla, düşmanlarına yükselen yenicerilerle dolu bir saldırı başladı. En kritik anda top mermileriyle yaralanan savunma komutanları ile şehrin düşmesi uzun ve kanlı bir mücadeleye dönüştü.
İstanbul'un fethinden sonra, Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan'ı fethetmek ve Balkanlara doğru genişlemeye devam etti. Arnavutluk'ta Skanderberg liderliğindeki gerilla direnişi Osmanlı'ya 13 ay boyunca direndi. Ancak, sonunda direniş zayıflamaya başladı. Atina 56'da teslim oldu ve Osmanlı, güney yarım adanın (Mora) kontrolünü kolayca ele geçirdi. Macaristan ve Eflak (Wallachia) dışında Osmanlı İmparatorluğu'nun yayılmasının önünde hiçbir engel kalmamıştı.
Eflak Prensi Vlad (Vlad Tepes), Osmanlı'ya karşı verdiği savaşlarla Balkanlarda bir halk kahramanı haline geldi. 19. yüzyılda bir romancı Vlad'ın adını kullanarak, *Dracula* karakterini yarattı.
Osmanlı'ya karşı savaşının başlaması, Vlad'ın Osmanlı elçisini kazığa oturtmasıyla başladı. 15 yıl sonra öldüğü zaman, Osmanlı'ya karşı verdiği savaşlar hala bilinmekteydi.
Mehmet, bir sonraki hedefi olarak Rodos Adası ve Rodos Sovalye Düzeni'ni hedefledi. Osmanlı ordusu, kale kumandası tüm askerlerini kale savunmasına ataması nedeniyle rahat rahat adaya çıkarma yaptı. Denizden destek almış olsalar da üç aylık kuşatma ve bombardımanı sonucunda Osmanlı birlikleri yaklaşık 9.000 ölü ve 15.000 yaralıyla geri çekildi.
Mehmet'in başarısızlığı moralini bozmadı ve daha da çılgınca bir harekat için Güney İtalya'ya bir ordu çıkardı. Bu harekat, İstanbul'un fethinden daha da büyük bir panik yarattı. Fatih'in İtalya'ya geleceği söylentileri Papa'nın Avignon'a kaçmasına sebep oldu. Sultan olunca İtalya macerası durdu.
Mehmet'in ölümünden sonra çıkan karışıklık, iki oğlu Bayezid ve Cem arasındaki rekabetle başladı. Cem yenilmişti ve Rodos'taki Sovalye Düzeni'ne sığınmıştı. Daha sonra Fransa'ya gitti. Cem, meşru bir varis olmasına rağmen, ikinci Bayezid zamanı hep rakiplerinin bu varisi kullanarak iç karışıklık çıkarmak korkusu vardı. Bu dönemde, sinir harekatlarının dışında büyük bir hareketlilik yaşanmadı.
**Bu metin sadece bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir siyasi veya ideolojik görüşü yansıtmamaktadır.**
Mehmet'in tahta çıkışı sırasında düşmanları onun zayıf olduğunu düşünüyordu. Bu imajı yitirmek için uzun süre bekleyerek hazırlık yaptı ve sonunda İstanbul'a saldırdı. Kuşatma sırasında, şehrin savunucuları kendi topilerini kullanmakta zorlandı çünkü topları surlardan ateşlendiğinde, surlara daha fazla zarar veriyordu. Şehirdeki yardım gemileri ile yapılan deniz savaşı sonuçsuz kaldı ve kuşatma daha da uzadı. Savunmacılar şehrin boşaltılması planını reddetti ve son bir saldırıya karar verdiler. Açık unutulan kapılarla, düşmanlarına yükselen yenicerilerle dolu bir saldırı başladı. En kritik anda top mermileriyle yaralanan savunma komutanları ile şehrin düşmesi uzun ve kanlı bir mücadeleye dönüştü.
İstanbul'un fethinden sonra, Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan'ı fethetmek ve Balkanlara doğru genişlemeye devam etti. Arnavutluk'ta Skanderberg liderliğindeki gerilla direnişi Osmanlı'ya 13 ay boyunca direndi. Ancak, sonunda direniş zayıflamaya başladı. Atina 56'da teslim oldu ve Osmanlı, güney yarım adanın (Mora) kontrolünü kolayca ele geçirdi. Macaristan ve Eflak (Wallachia) dışında Osmanlı İmparatorluğu'nun yayılmasının önünde hiçbir engel kalmamıştı.
Eflak Prensi Vlad (Vlad Tepes), Osmanlı'ya karşı verdiği savaşlarla Balkanlarda bir halk kahramanı haline geldi. 19. yüzyılda bir romancı Vlad'ın adını kullanarak, *Dracula* karakterini yarattı.
Osmanlı'ya karşı savaşının başlaması, Vlad'ın Osmanlı elçisini kazığa oturtmasıyla başladı. 15 yıl sonra öldüğü zaman, Osmanlı'ya karşı verdiği savaşlar hala bilinmekteydi.
Mehmet, bir sonraki hedefi olarak Rodos Adası ve Rodos Sovalye Düzeni'ni hedefledi. Osmanlı ordusu, kale kumandası tüm askerlerini kale savunmasına ataması nedeniyle rahat rahat adaya çıkarma yaptı. Denizden destek almış olsalar da üç aylık kuşatma ve bombardımanı sonucunda Osmanlı birlikleri yaklaşık 9.000 ölü ve 15.000 yaralıyla geri çekildi.
Mehmet'in başarısızlığı moralini bozmadı ve daha da çılgınca bir harekat için Güney İtalya'ya bir ordu çıkardı. Bu harekat, İstanbul'un fethinden daha da büyük bir panik yarattı. Fatih'in İtalya'ya geleceği söylentileri Papa'nın Avignon'a kaçmasına sebep oldu. Sultan olunca İtalya macerası durdu.
Mehmet'in ölümünden sonra çıkan karışıklık, iki oğlu Bayezid ve Cem arasındaki rekabetle başladı. Cem yenilmişti ve Rodos'taki Sovalye Düzeni'ne sığınmıştı. Daha sonra Fransa'ya gitti. Cem, meşru bir varis olmasına rağmen, ikinci Bayezid zamanı hep rakiplerinin bu varisi kullanarak iç karışıklık çıkarmak korkusu vardı. Bu dönemde, sinir harekatlarının dışında büyük bir hareketlilik yaşanmadı.
**Bu metin sadece bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir siyasi veya ideolojik görüşü yansıtmamaktadır.**