Osmanlı, Balkan Savaşları'nda yenilene kadar çöküşünün farkında değildi. Ticaret yollarını kontrol altında tutuyordu ve bu nedenle gelişmeye ihtiyaç duymadığını düşünüyordu. Tam bu sırada Avrupa, İstanbul'u Müslümanlara kaptırmanın etkisiyle stratejik ticaret bağlantılarını kaybetti ve gelişmek zorunda kaldı. Bazı spekülatif bakış açıları, Avrupa'da Küçük Buzul Çağı'nın felsefi bir dönüşüme yol açtığını iddia eder. Açlık, hastalık ve sefalet insanları düşünmeye iterken, Osmanlı'da Celali isyanlarıyla iklimsel etkiler kendini göstermeye başlamıştı. Günümüzde ise gelişme ve yenilikler Amerika ve Çin'de yoğunlaşmış durumda. Osmanlı'nın asıl gücü, bilimsel ve teknolojik değil, yönetimseldi. Osmanlı eliti, gelişmeleri bilmekle birlikte halkla paylaşmadı ve benimsemedi. Aynı şekilde Avrupa'da da bilimsel devrimler halk ve iktidar tarafından kolayca kabul edilmedi. Tarih boyunca devletler doğmuş, büyümüş ve çökmüştür. Türkiye'de tarihçilerin bile dürüstçe anlatmadığı gerçekler vardır. Yalanları ispat etmek zor olabilir ancak insanın iç güdülerine güvenmek bazen en sağlam yol olabilir.