# Mezuniyetinde Ayrımcılığa Uğrayan Otizmli Çocuk
İstanbul'da bir anaokulunda, otizmli bir çocuğun mezuniyet kutlaması, diğer öğrencilerin yanında değil, okulun bir köşesinde yalnız başlarına yapılmak zorunda kalmıştır. Bu durum, çocuğun ailesini ve toplumda yer alan otizm farkındalık topluluklarını derinden üzmüştür.
Annenin sitem dolu sözleri, bu olayın ardındaki acı verici gerçekleri ortaya koymaktadır. Twitter'da paylaştığı mesajda, çocuğunun sosyalliğe en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, diğer çocuklarla bütünleşmek yerine yalnız bırakıldığını ifade etmektedir.
"Yazık," diyor anne, "belki sahneden ve sosyallikten korktu, bu olabilir. Ama mesul olduğu çocuğun ismini bilmez mi bir öğretmen? Yazıklar olsun."
Bu olay, eğitim sistemimizdeki açık sorunları ve otizmli çocukların karşılaştığı ayrımcılığı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu çocuklar, toplumda yer almak, arkadaşlıklar kurmak ve sosyal becerilerini geliştirmek için diğer çocuklarla aynı fırsatlara sahip olmalıdır.
Okulun bu tavrı, otizmli çocukların "öteki"leştirilmesine ve toplumdan soyutlanmasına hizmet etmektedir. Eğitimciler ve okul yönetimleri, bu tür özel ihtiyaçlara sahip çocukların entegrasyonunu sağlamak ve onlara destek olmak için daha duyarlı ve sorumlu davranmalıdır.
Ailenin yaşadığı acı ve öfke, tüm otizm topluluğunun hissettiklerinden sadece bir örnektir. Bu olay, eğitim sistemimizin otizmli çocuklara karşı daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşım benimsemesi gerektiğinin açık bir göstergesidir.
Otizmli çocuklar, sevgi, kabul ve anlayış ortamında büyüdüklerinde, inanılmaz başarılara imza atabilirler. Onların yeteneklerini keşfetmesine ve potansiyellerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak, eğitimcilerin ve toplumun ortak sorumluluğudur.
Bu olayın sorumluları, eylemlerinin sonuçlarını düşünmeli ve otizmli çocuklara karşı tutumlarını yeniden değerlendirmelidir. Eğitim sistemimiz, tüm çocukları kucaklayan ve onların benzersiz güçlerini ortaya çıkaran bir ortam yaratma yolunda ilerlemelidir.
Ailelerin ve otizm topluluklarının sesi duyulmalı, bu tür ayrımcılık olaylarının önlenmesi için somut adımlar atılmalıdır. Otizmli çocukların da diğer çocuklar gibi mezuniyet sevinci yaşaması, toplumun bir parçası olduğu hissiyle gurur duyması en temel hakkıdır.
Bu yazıyla, otizm farkındalığını artırmak ve eğitim sistemimizdeki değişim talebini güçlendirmek istiyoruz. Otizmli çocukların daima desteklendiğini ve toplumumuzun değerli üyeleri olduğunu hatırlatıyoruz. Onların sesine kulak verelim ve tüm çocukları kucaklayan bir dünya yaratmak için çalışalım.
İstanbul'da bir anaokulunda, otizmli bir çocuğun mezuniyet kutlaması, diğer öğrencilerin yanında değil, okulun bir köşesinde yalnız başlarına yapılmak zorunda kalmıştır. Bu durum, çocuğun ailesini ve toplumda yer alan otizm farkındalık topluluklarını derinden üzmüştür.
Annenin sitem dolu sözleri, bu olayın ardındaki acı verici gerçekleri ortaya koymaktadır. Twitter'da paylaştığı mesajda, çocuğunun sosyalliğe en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, diğer çocuklarla bütünleşmek yerine yalnız bırakıldığını ifade etmektedir.
"Yazık," diyor anne, "belki sahneden ve sosyallikten korktu, bu olabilir. Ama mesul olduğu çocuğun ismini bilmez mi bir öğretmen? Yazıklar olsun."
Bu olay, eğitim sistemimizdeki açık sorunları ve otizmli çocukların karşılaştığı ayrımcılığı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu çocuklar, toplumda yer almak, arkadaşlıklar kurmak ve sosyal becerilerini geliştirmek için diğer çocuklarla aynı fırsatlara sahip olmalıdır.
Okulun bu tavrı, otizmli çocukların "öteki"leştirilmesine ve toplumdan soyutlanmasına hizmet etmektedir. Eğitimciler ve okul yönetimleri, bu tür özel ihtiyaçlara sahip çocukların entegrasyonunu sağlamak ve onlara destek olmak için daha duyarlı ve sorumlu davranmalıdır.
Ailenin yaşadığı acı ve öfke, tüm otizm topluluğunun hissettiklerinden sadece bir örnektir. Bu olay, eğitim sistemimizin otizmli çocuklara karşı daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşım benimsemesi gerektiğinin açık bir göstergesidir.
Otizmli çocuklar, sevgi, kabul ve anlayış ortamında büyüdüklerinde, inanılmaz başarılara imza atabilirler. Onların yeteneklerini keşfetmesine ve potansiyellerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak, eğitimcilerin ve toplumun ortak sorumluluğudur.
Bu olayın sorumluları, eylemlerinin sonuçlarını düşünmeli ve otizmli çocuklara karşı tutumlarını yeniden değerlendirmelidir. Eğitim sistemimiz, tüm çocukları kucaklayan ve onların benzersiz güçlerini ortaya çıkaran bir ortam yaratma yolunda ilerlemelidir.
Ailelerin ve otizm topluluklarının sesi duyulmalı, bu tür ayrımcılık olaylarının önlenmesi için somut adımlar atılmalıdır. Otizmli çocukların da diğer çocuklar gibi mezuniyet sevinci yaşaması, toplumun bir parçası olduğu hissiyle gurur duyması en temel hakkıdır.
Bu yazıyla, otizm farkındalığını artırmak ve eğitim sistemimizdeki değişim talebini güçlendirmek istiyoruz. Otizmli çocukların daima desteklendiğini ve toplumumuzun değerli üyeleri olduğunu hatırlatıyoruz. Onların sesine kulak verelim ve tüm çocukları kucaklayan bir dünya yaratmak için çalışalım.