Patiswiss'in Erdemlilik Açıklaması: Bir Tekerleğin Altında ezilen Çalışanların Ahı!
Patiswiss, son günlerin en çok konuşulan markalarından biri haline geldi. Sosyal medyada trend olan #PatiswissBoykot etiketinin de etkisiyle, marka bir açıklama yapmaya mecbur kaldı. Ancak bu açıklama, markanın kendini ne kadar "erdemli" gördüğünün ve gerçeklerin nasıl çarpıtıldığının bir göstergesi oldu.
Marka, açıklamasında "Patiswiss, bu ülkenin bir değeridir" diyerek konuşmaya başlıyor. Evet, belki bu ülke için bir değersin Patiswiss, ama bu senin çalışanlarına verdiğin değerden bağımsız olarak söylenen bir cümle. 600'ü kadın olmak üzere 800'den fazla çalışana istihdam sağladığını gururla anlatıyorsun, peki ya bu çalışanların yaşadığı koşullara ne demeli? Çalışanlarının ücretli izin günlerini kullanmalarını engellemek, onları psikolojik baskı altına almak senin erdemliliğin mi?
Bu açıklama, markanın kendini ne kadar "iyi" ve "doğru" gösterdiğinin bir göstergesi. Oysa gerçekler çok farklı. Patiswiss, gıda güvenliği ve kaliteli ürünler sunma misyonundan bahsederken, aynı zamanda bu ürünleri üreten çalışanlarının sağlık ve güvenlik koşullarını hiçe sayıyor. Çalışanların yaşadığı zorlu koşulları ve düşük ücretleri görmezden gelerek, sadece "ürünlerimiz sağlıklı ve kalitelidir" demekle iş bitmiyor.
Marka, son zamanlarda yapılan eleştirileri "bilgi yanlışlarına dayanan saldırılar" olarak tanımlıyor. Peki, bu eleştiriler neden ortaya çıktı? Çünkü çalışanlar, yaşadıkları adaletsizliği ve sömürüyü seslerini duyurmak için sosyal medyaya taşıdı. Onların talepleri, insanca çalışma koşulları ve ücretli izin günlerini kullanabilmeleriydi. Bu talepler karşısında markanın tavrı ne oldu? Çalışanlarını susturmak ve onları işten çıkarmak mı? Bu, bir "değerli marka"nın yapacağı bir hareket mi?
Patiswiss, açıklamasında hatayı kabul edip özür dilemenin erdeminden bahsediyor. Peki, çalışanlarına karşı adil olmayan davranışlarını ve onlara yaşattığın zorlukları kabul ediyor musun? Onların taleplerini duymazdan gelip, sadece "özür dileriz" demekle iş bitmez. Gerçek bir değişim ve erdemlilik gösterinin tek yolu, çalışanlarının haklarını geri vermekte yatar.
Bu açıklama, markanın kendini savunmak ve kamuoyunu manipüle etmek için yaptığı bir girişimden öteye gidemiyor. Gerçek erdemlilik, çalışanlarının taleplerini dinlemek ve onlara saygı duymakla başlar. Onları susturmak ve baskılamak değil!
Patiswiss, açıklamasının sonunda "Türkiye'nin kurban bayramını kutlarız" diyerek bitirmeye çalışıyor. Ancak unutma ki, bu bayramda da birçok çalışan, adil olmayan koşullarda çalışmak zorunda bırakılabilir. Senin erdemliliğin, bu bayramda çalışanların haklarını korumaya ve onlara saygı duymaya bağlı olacaktır!
Marka, kendini ne kadar "değerli" görse de, çalışanlarının yaşadığı adaletsizlikleri görmezden gelemez. Bu açıklama, sadece bir pr çalışması olarak görülmeli ve gerçeklerin çarpıtılmasına izin verilmemelidir. Çalışanların sesi duyulmalı ve talepleri karşılanmalıdır!
Patiswiss, son günlerin en çok konuşulan markalarından biri haline geldi. Sosyal medyada trend olan #PatiswissBoykot etiketinin de etkisiyle, marka bir açıklama yapmaya mecbur kaldı. Ancak bu açıklama, markanın kendini ne kadar "erdemli" gördüğünün ve gerçeklerin nasıl çarpıtıldığının bir göstergesi oldu.
Marka, açıklamasında "Patiswiss, bu ülkenin bir değeridir" diyerek konuşmaya başlıyor. Evet, belki bu ülke için bir değersin Patiswiss, ama bu senin çalışanlarına verdiğin değerden bağımsız olarak söylenen bir cümle. 600'ü kadın olmak üzere 800'den fazla çalışana istihdam sağladığını gururla anlatıyorsun, peki ya bu çalışanların yaşadığı koşullara ne demeli? Çalışanlarının ücretli izin günlerini kullanmalarını engellemek, onları psikolojik baskı altına almak senin erdemliliğin mi?
Bu açıklama, markanın kendini ne kadar "iyi" ve "doğru" gösterdiğinin bir göstergesi. Oysa gerçekler çok farklı. Patiswiss, gıda güvenliği ve kaliteli ürünler sunma misyonundan bahsederken, aynı zamanda bu ürünleri üreten çalışanlarının sağlık ve güvenlik koşullarını hiçe sayıyor. Çalışanların yaşadığı zorlu koşulları ve düşük ücretleri görmezden gelerek, sadece "ürünlerimiz sağlıklı ve kalitelidir" demekle iş bitmiyor.
Marka, son zamanlarda yapılan eleştirileri "bilgi yanlışlarına dayanan saldırılar" olarak tanımlıyor. Peki, bu eleştiriler neden ortaya çıktı? Çünkü çalışanlar, yaşadıkları adaletsizliği ve sömürüyü seslerini duyurmak için sosyal medyaya taşıdı. Onların talepleri, insanca çalışma koşulları ve ücretli izin günlerini kullanabilmeleriydi. Bu talepler karşısında markanın tavrı ne oldu? Çalışanlarını susturmak ve onları işten çıkarmak mı? Bu, bir "değerli marka"nın yapacağı bir hareket mi?
Patiswiss, açıklamasında hatayı kabul edip özür dilemenin erdeminden bahsediyor. Peki, çalışanlarına karşı adil olmayan davranışlarını ve onlara yaşattığın zorlukları kabul ediyor musun? Onların taleplerini duymazdan gelip, sadece "özür dileriz" demekle iş bitmez. Gerçek bir değişim ve erdemlilik gösterinin tek yolu, çalışanlarının haklarını geri vermekte yatar.
Bu açıklama, markanın kendini savunmak ve kamuoyunu manipüle etmek için yaptığı bir girişimden öteye gidemiyor. Gerçek erdemlilik, çalışanlarının taleplerini dinlemek ve onlara saygı duymakla başlar. Onları susturmak ve baskılamak değil!
Patiswiss, açıklamasının sonunda "Türkiye'nin kurban bayramını kutlarız" diyerek bitirmeye çalışıyor. Ancak unutma ki, bu bayramda da birçok çalışan, adil olmayan koşullarda çalışmak zorunda bırakılabilir. Senin erdemliliğin, bu bayramda çalışanların haklarını korumaya ve onlara saygı duymaya bağlı olacaktır!
Marka, kendini ne kadar "değerli" görse de, çalışanlarının yaşadığı adaletsizlikleri görmezden gelemez. Bu açıklama, sadece bir pr çalışması olarak görülmeli ve gerçeklerin çarpıtılmasına izin verilmemelidir. Çalışanların sesi duyulmalı ve talepleri karşılanmalıdır!