Yaşamayı seviyor olmam. Yaptığım şeyse sıradan, sıkıcı bir hayatı öylesine renkli ve heyecanlı göstermek. Ben yaşamaktan aşağılık ve anormal bir şekilde haz duyarım. Sabah uyanır uyanmaz kahkahalar atarım. Yiyecek bir tek zeytinim olmasa bile bunu yaparım. Durumu dramatize etmek değil amacım. İyi bir planla gün içinde kilolarca zeytin kazanabilme fırsatımın oluşu verir, bu hakkı bana. Sonra gülmemin bitmesini beklerim, ciddiyetle. Bu arada çaydanlıktan bağırışlar yükselir, kaynıyorum diye. Kapıları sonlarına kadar açarım misafirlerim için ama kimse gelmez çünkü ben insan sevmem. Modern insan hiç sevmem. Profesyonel yalnızlık rehberi kitabımı ilk kez okuyor gibi heyecanla alır ama itiraf edeyim öncesinde onunla biraz dans ederim. Müthiş sessizlikte yaşanır bu. Evin hiç kullanmadığım yerlerine ayak basar, kira ödediğim anki enayiliğime bir teselli bulurum. Bohem evler gibi içinde sigara sönmüş çay bardakları ve yığınla bulaşık karşılamaz mutfakta beni ama öyleymiş gibi iç geçiririm. Bu utanmaz pişkinlikle ne kadar da hayta biri olduğumu düşünürüm. Geceyi hatırladığım hiçbir günüm yoktur. Sadeye gel deseniz konum atın derim. Çünkü anlatmak istediğim çok şey var.