farsça, piş “ön” ve keş “çeken” ile piş-keş, kelimenin aslı için: (bkz: pişkeş)1. yaranmak amacıyla uygunsuz olarak verilen şey.*2. başkasının malını bir başkasına verme veya bağışlama; verilmemesi gereken yere verme.*3. hediye, armağan, peşkeş: murad han gâzi’ye geldi, iyi atlar pişkeş getirdi.(bkz: âşıkpaşazâde)- pişkeşçi, i. târih: verilen hediyelerin hesâbını tutan kimse.- pişkeşçi-i şehriyârî - pişkeşçi-i hazret-i şehriyârî, birl. i. târih: saraya pâdişah adına gelen hediyeleri almakla görevli kimse.*örn. --> pişkeşçi-i şehriyârî, elçilerin getirdikleri pişkeşi dîvanda vezirlerin önüne getirir, teşhir ederdi. (bkz: mehmet zeki pakalın)not: bugün bizler için gayri ahlaki bir tutum ve davranış olarak görülen pişkeş/peşkeş, başlangıç noktası itibariyle aslında "türk-moğol dünyasında bey ile hizmetçisi arasında bir bağımlılık bağı kurmak için kullanılan sembolik bir eylem", "devletin kuruluşundan beri osmanlılar tarafından uygulanan kalıcı bir gelenek olmuştur. memurlar ve diğer unvana sahip yetkililer belli bir miktarda parayı öderken sultandan kendilerine bir kaftan, yaldızlı eyerli bir at ya da bir kılıç gibi bazı pahalı hediyeler gelir. pişkeşin osmanlı bakış açısıyla rüşvet olarak yorumlanamayacağı unutulmamalıdır."* uygulandığı yıllarda devletin resmî gelir kaynaklarından biri olan pişkeş (örn: fâtih’in teşkilât kanunnâmesi s.47) bugünkü manaya karşılık gelebilecek sorunlara da yol açmıştır, talep edilen ücretlerin fazlalığı, liyakatin değil zenginliğin önem kazanması, devletin paraya ihtiyacı olduğunda memurları tayin ettirerek gelir elde etmeye çalışması vb... devlet ise önce pişkeşin mevki-makamlar için miktarını netleştirmiş, sonra farklı isimlerle bu uygulamayı legalize etme yolunu seçmiştir.* detaylı bilgiler için: islâmansiklopedisi/pişkeşeski metinleri okurken kelimeleri o günkü manaları itibariyle derğelendirmemizi gösteren önemli örneklerden biri.kaynaklar:1- tdk2- ötüken türkçe sözlük3- kubbealtılügati/pişkeş4- halil inalcık, imparatorluktan cumhuriyete, s.144-145, kronik kitap