Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyen neoliberal AKP, IMF'den kurtulduktan sonra devletin malı deniz kafasında nepotist AKP, ülkeyi fakirleştirdikten sonra da insanları sefalette eşitlemeye kalkan allahçı komunist AKP olmak üzere 3 ana döneme ayrılır bana göre. Şartlar gereği yer yer Atatürk düşmanlığı yer yer Atatürk'ü Osmanlıyla barıştırma girişimleri görülebilir. Yer yer milliyetçiliği ayaklar altına alıp yer yer milliyetçi davranabilir. Yer yer piyasalarla iyi anlaşıp yer yer piyasalara siktir çekebilir. Ama bütün post-kemalist döneminde AKP'nin dış politikası yeni Osmanlıcılıktır ve bu değişmez. Ve yeni Osmanlıcılığın Türkiye iç politikasına olan etkileri de bütün bu süre içerisinde rahatlıkla görülebilir. AKP'yi İŞİD gibi, Hizbullah gibi siyasal İslamcı bir oluşum olarak ele almak islam ile iç içe geçmiş yeni Osmanlıcılığı anlamadığınızı gösterir, bunu ayırt edememek de Osmanlı karşıtı cumhuriyet övücü argümanlar geliştirmenizi engelleyerek muhalefeti sosyolojik olarak halka nüfuz edemediği bir pozisyona sokar. Post kemalizm yeni Osmanlıcılıktan başka bir şey değildir çünkü ülkeyi Osmanlı hayranlarının oy attığı Osmanlı hayranı, Osmanlıyı diriltmek isteyen adamlar yönetmektedir. Sırf bunun için açık bir kültürel transformasyona bile girişmişlerdir. Tüm dış politikaları batı dünyasında yeni Osmanlıcılık olarak okunur. Taha Akyol'un bahsettiği post-post kemalizm ne olur bilemem. Ama tarih tez-antitez-sentez diye gittiği için, sürekli post post post post yazmamızın da anlamsızlığı düşünüldüğünde açıkça şunu söyleyebilirim: post-kemalizm = cumhuriyetin kazanımlarıyla düşman, Osmanlı hayranı yeni Osmanlıcı bir dönemdir. Post-post-kemalizm de ya cumhuriyetin komple yok olduğu bir oligarşiye çıkacaktır, ya da Osmanlıcılık vs cumhuriyetçilik kırılma ekseni toplumsal olarak daha görünür olmaya başlayacak ve daha cumhuriyetçi bir anlayış doğacaktır. Post-kemalizmin siyasal islam değil yeni Osmanlıcılık, halktaki kutulaşmanın altında yatan kök nedenin seküler vs dindar değil; Osmanlıcı vs cumhuriyetçi olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Yoksa bir arpa boyu yol ilerleyemeyeceğiz. İktidar değişse bile bu kırılma ekseninde toplumsal/kültürel bir savaş kazanmadığımız sürece iktidara ilk fırsatta yine Osmanlıcılar gelecektir.