Ekşi Sözlük'te böyle bir başlık yok çünkü aslında böyle bir köpek eğitimi yaklaşımı yok. Konuya açıklık getirelim. Köpek eğitiminde "pozitif" kavramı sıklıkla yanlış anlaşılıyor. Günlük hayatta "pozitif" kelimesini iyi ya da olumlu kelimesiyle eşleştirmek yaygındır, ancak köpek eğitiminde farklı ve daha spesifik bir anlam taşır.
Türkiye'deki köpek eğitmenlerinin bu kavramı yanlış anlamasını ve bir yanlış anlamanın üzerine eğitim anlayışı inşa etmelerini şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla izliyorum. Köpek sahiplerinin bu yanlış anlaşılmanın kurbanı olarak köpekleriyle kurdukları çarpık ilişkileri üzülerek takip ediyorum. Konuya açıklık getirebilmek için bir yazı yazmak istedim.
"Pozitif" kelimesinin gerçek anlamını öğrenerek başlayalım. "Pozitif" kelimesi, Latince kökenli bir kelime olan "positivus"tan türetilmiştir. Kökeni ise "ponere" fiilinden gelir, ki bu da "yerleştirmek" veya "koymak" anlamına gelir. Bu kelimenin kökenindeki temel anlam, bir şeyin eklenmesi, yerleştirilmesi veya ortaya konmasıdır.
"Pozitif" kelimesi, dil evrimi sürecinde farklı anlamlar kazanarak kullanılmıştır. Günümüzde, genellikle olumlu, yapıcı veya olgusal gerçeklikle uyumlu anlamlarında kullanılır. Ancak, kelimenin kökenindeki "yerleştirme" veya "ekleme" fikri, bir şeyin varlığını ileri sürme veya eklenme anlamında kullanılabilir. Dilin zaman içindeki değişimine bağlı olarak, bu kelimenin anlamı çeşitli bağlamlarda şekillenmiştir. Temelde ise, bir davranışı değiştirmek için bir "şey" eklenmesini ifade eder - davranışsal psikolojideki temel ilkelerden biridir.
Öğretenin de bilmediği eğitim sistemi: Pozitif köpek eğitimi
Bu çarpık eğitim yaklaşımı aslında Amerikalı psikolog ve davranışçılar Edward Lee Thorndike ve Burrhus Frederic Skinner'ın ortak katkısıyla ortaya çıkan operant koşullanma ya da operant kondisyon kavramlarını esas alır. Karen Pryor (d. 1932), Patricia McConnell (d. 1952), Ian Dunbar (d. 1947) gibi pozitif köpek eğitimi anlayışının temellerini oluşturan ünlü köpek eğitmenleri bu yaklaşımı köpeklerle iletişim için uyarlamışlardır. Ancak ne yazık ki bizler, bu modern yaklaşımla ilgili yazılan kitapları ya hiç okumadık ya da yanlış ve eksik bir şekilde yüzeysel yorumladık. Sonuç olarak Türkiye'deki köpek eğitmenleri bu kavramı savurganca pazarladı ve ortaya altı boş, anlamı çarpık ve bilgisi eksik bir şey çıktı.
Kısaca bahsetmekte fayda görüyorum. Thorndike, etkileşimcilik ya da bağlantıcılık (connectionism) teorisini geliştirdi. Bu teoride davranışlar sonuçlarıyla ilişkilendiriliyor, öğrenmenin deneme yanılma yoluyla gerçekleştiği öne sürülüyordu. 1905 yılında yayınladığı "Animal Intelligence" adlı kitabında deneme yanılma teorisinin detaylarını yazdı. En basit haliyle anlatmak gerekirse, kedilerin bir kutudaki yiyecekleri elde etmek için denemeler yaptıklarını gözlemledi. Kediler, sonunda kapağı açmak için doğru şekilde hareketi öğrenerek yiyecek elde ettiler. Thorndike, bu gözlemlerine dayanarak, davranışın tekrarlanma olasılığının, o davranışın sonucunda ortaya çıkan şeye bağlı olduğunu öne sürdü. Thorndike'ın keşfi, günümüzde robotik, bilişsel bilim ve yapay zeka dahil birçok alanda temel prensiplerden biri olarak kullanılıyor.
Thorndike'ın teorisi, daha sonra Amerikalı psikolog Burrhus Frederic Skinner (1904-1990) tarafından geliştirildi. Skinner, bir davranışın, dış uyaranlarla birlikte iç süreçlerden de etkilendiğini savundu ve iki basit prensip sundu: pekiştirme ve cezalandırma.
Pekiştirme, bir davranışın tekrarlanma olasılığını artıran şeydir. İki tür pekiştirme vardır:
**Pozitif pekiştirme (ekleme):** Bir davranışın ardından hoş bir şeyin verilmesidir. Örneğin, bir köpek oturduğunda ona gıda verilmesi pozitif pekiştiricidir.
**Negatif pekiştirme (çıkarma):** Bir davranışın ardından hoş olmayan bir şeyin kaldırılmasıdır. Örneğin, bir köpeğin, tasmasını çekmemesi karşılığında serbest bırakılması. Bu durumda, tasmayı çekiştirmemek, köpeğin hoşlanmadığı bir şey olan tasma gerginliğinin çıkarılmasını sağlar. Bu nedenle, köpek tasmasını çekmemeye daha fazla istekli olacaktır.
Diğer bir örnek: Bir öğrencinin ödevini yapması nedeniyle televizyon izleyebilmesi.
Bu durumda, ödev yapma, öğrencinin hoşlandığı bir şey olan televizyon izleme hakkını kazanmasını sağlar. Bu nedenle, öğrenci ödev yapmaya daha fazla istekli olacaktır.
Cezalandırma ise bir davranışın tekrarlanma olasılığını azaltan şeydir. İki tür cezalandırma vardır:
**Pozitif cezalandırma (ekleme):** Bir davranışın ardından hoş olmayan bir şeyin verilmesidir. Örneğin, bir köpeğin havladığında havluyla hafifçe vurulması.
**Negatif cezalandırma (çıkarma):** Bir davranışın ardından hoş bir şeyin kaldırılmasıdır. Örneğin, bir köpeğin oyun oynaması için oyuncak alınıp havladığında oyuncağın geri alınması. Bu durumda, havlama davranışı, köpeğin hoşlandığı oyuncağı kaybetmesine neden olur. Bu nedenle, köpek havlamaya daha az istekli olacaktır.
Köpeğinizle birlikte hayatınıza devam ederken, yaptığınız ya da yapmadığınız her şey onun için öğreticidir. Bazı şeyleri bazen yaparsınız, bazılarını yapmazsınız. Davranışlarınız farkında olmadan, pekiştirici veya cezalandırıcı olabilir. Cezalandırma ise yukarıdaki örneklerde olduğu gibi kaba saba, hiddetli ya da korkutucu olmak zorunda değildir.
Köpeğinizin pozitif eğitmenlerden daha çok ihtiyacı olan şey, köpek iletişimiyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olan bir köpek sahibidir.
Türkiye'deki köpek eğitmenlerinin bu kavramı yanlış anlamasını ve bir yanlış anlamanın üzerine eğitim anlayışı inşa etmelerini şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla izliyorum. Köpek sahiplerinin bu yanlış anlaşılmanın kurbanı olarak köpekleriyle kurdukları çarpık ilişkileri üzülerek takip ediyorum. Konuya açıklık getirebilmek için bir yazı yazmak istedim.
"Pozitif" kelimesinin gerçek anlamını öğrenerek başlayalım. "Pozitif" kelimesi, Latince kökenli bir kelime olan "positivus"tan türetilmiştir. Kökeni ise "ponere" fiilinden gelir, ki bu da "yerleştirmek" veya "koymak" anlamına gelir. Bu kelimenin kökenindeki temel anlam, bir şeyin eklenmesi, yerleştirilmesi veya ortaya konmasıdır.
"Pozitif" kelimesi, dil evrimi sürecinde farklı anlamlar kazanarak kullanılmıştır. Günümüzde, genellikle olumlu, yapıcı veya olgusal gerçeklikle uyumlu anlamlarında kullanılır. Ancak, kelimenin kökenindeki "yerleştirme" veya "ekleme" fikri, bir şeyin varlığını ileri sürme veya eklenme anlamında kullanılabilir. Dilin zaman içindeki değişimine bağlı olarak, bu kelimenin anlamı çeşitli bağlamlarda şekillenmiştir. Temelde ise, bir davranışı değiştirmek için bir "şey" eklenmesini ifade eder - davranışsal psikolojideki temel ilkelerden biridir.
Öğretenin de bilmediği eğitim sistemi: Pozitif köpek eğitimi
Bu çarpık eğitim yaklaşımı aslında Amerikalı psikolog ve davranışçılar Edward Lee Thorndike ve Burrhus Frederic Skinner'ın ortak katkısıyla ortaya çıkan operant koşullanma ya da operant kondisyon kavramlarını esas alır. Karen Pryor (d. 1932), Patricia McConnell (d. 1952), Ian Dunbar (d. 1947) gibi pozitif köpek eğitimi anlayışının temellerini oluşturan ünlü köpek eğitmenleri bu yaklaşımı köpeklerle iletişim için uyarlamışlardır. Ancak ne yazık ki bizler, bu modern yaklaşımla ilgili yazılan kitapları ya hiç okumadık ya da yanlış ve eksik bir şekilde yüzeysel yorumladık. Sonuç olarak Türkiye'deki köpek eğitmenleri bu kavramı savurganca pazarladı ve ortaya altı boş, anlamı çarpık ve bilgisi eksik bir şey çıktı.
Kısaca bahsetmekte fayda görüyorum. Thorndike, etkileşimcilik ya da bağlantıcılık (connectionism) teorisini geliştirdi. Bu teoride davranışlar sonuçlarıyla ilişkilendiriliyor, öğrenmenin deneme yanılma yoluyla gerçekleştiği öne sürülüyordu. 1905 yılında yayınladığı "Animal Intelligence" adlı kitabında deneme yanılma teorisinin detaylarını yazdı. En basit haliyle anlatmak gerekirse, kedilerin bir kutudaki yiyecekleri elde etmek için denemeler yaptıklarını gözlemledi. Kediler, sonunda kapağı açmak için doğru şekilde hareketi öğrenerek yiyecek elde ettiler. Thorndike, bu gözlemlerine dayanarak, davranışın tekrarlanma olasılığının, o davranışın sonucunda ortaya çıkan şeye bağlı olduğunu öne sürdü. Thorndike'ın keşfi, günümüzde robotik, bilişsel bilim ve yapay zeka dahil birçok alanda temel prensiplerden biri olarak kullanılıyor.
Thorndike'ın teorisi, daha sonra Amerikalı psikolog Burrhus Frederic Skinner (1904-1990) tarafından geliştirildi. Skinner, bir davranışın, dış uyaranlarla birlikte iç süreçlerden de etkilendiğini savundu ve iki basit prensip sundu: pekiştirme ve cezalandırma.
Pekiştirme, bir davranışın tekrarlanma olasılığını artıran şeydir. İki tür pekiştirme vardır:
**Pozitif pekiştirme (ekleme):** Bir davranışın ardından hoş bir şeyin verilmesidir. Örneğin, bir köpek oturduğunda ona gıda verilmesi pozitif pekiştiricidir.
**Negatif pekiştirme (çıkarma):** Bir davranışın ardından hoş olmayan bir şeyin kaldırılmasıdır. Örneğin, bir köpeğin, tasmasını çekmemesi karşılığında serbest bırakılması. Bu durumda, tasmayı çekiştirmemek, köpeğin hoşlanmadığı bir şey olan tasma gerginliğinin çıkarılmasını sağlar. Bu nedenle, köpek tasmasını çekmemeye daha fazla istekli olacaktır.
Diğer bir örnek: Bir öğrencinin ödevini yapması nedeniyle televizyon izleyebilmesi.
Bu durumda, ödev yapma, öğrencinin hoşlandığı bir şey olan televizyon izleme hakkını kazanmasını sağlar. Bu nedenle, öğrenci ödev yapmaya daha fazla istekli olacaktır.
Cezalandırma ise bir davranışın tekrarlanma olasılığını azaltan şeydir. İki tür cezalandırma vardır:
**Pozitif cezalandırma (ekleme):** Bir davranışın ardından hoş olmayan bir şeyin verilmesidir. Örneğin, bir köpeğin havladığında havluyla hafifçe vurulması.
**Negatif cezalandırma (çıkarma):** Bir davranışın ardından hoş bir şeyin kaldırılmasıdır. Örneğin, bir köpeğin oyun oynaması için oyuncak alınıp havladığında oyuncağın geri alınması. Bu durumda, havlama davranışı, köpeğin hoşlandığı oyuncağı kaybetmesine neden olur. Bu nedenle, köpek havlamaya daha az istekli olacaktır.
Köpeğinizle birlikte hayatınıza devam ederken, yaptığınız ya da yapmadığınız her şey onun için öğreticidir. Bazı şeyleri bazen yaparsınız, bazılarını yapmazsınız. Davranışlarınız farkında olmadan, pekiştirici veya cezalandırıcı olabilir. Cezalandırma ise yukarıdaki örneklerde olduğu gibi kaba saba, hiddetli ya da korkutucu olmak zorunda değildir.
Köpeğinizin pozitif eğitmenlerden daha çok ihtiyacı olan şey, köpek iletişimiyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olan bir köpek sahibidir.